Mısır ve İsrail arasında 07 Ağustos 2025’te Mısır’a 2040 yılına kadar 35 milyar dolarlık doğalgaz tedarik anlaşması imzalandı.
Akdeniz’deki Leviathan sahasında yüzde 45 hisseye sahip İsrail menşeli New Med Energy şirketi ile ABD’li Chevron şirketi Mısır’a 135 milyar metreküp doğalgaz ihraç edecekler. Aslında, Mısır Petrol ve Maden Kaynakları Bakanlığı Sözcüsü Muataz Atef göre “Mısır, İsrail’den gaz ithalatına ilişkin yeni bir anlaşma imzalamadı. Anlaşma, 2019’dan beri var olan anlaşmanın uzatılması/revize edilmesiydi”.
İsrail’in Leviathan sahası, Doğu Akdeniz’de keşfedilen 600 milyar metreküplük kapasitesiyle en büyük rezerve sahip. Revize edilen anlaşmayla “Mısır, deniz altı boru hatlarıyla sıvılaştırma, nakliye ve yeniden gazlaştırma gerektiren doğalgazın (LNG) maliyetlerinden ve lojistik zorluklarından kurtulacak”.
Mısır’ın son üç yılda gaz üretimi yüzde 45 gibi ciddi oranda azaldı. Azalmanın sebepleri arasında “mevcut sahalardaki normal düşüş, yeni sahaların geliştirilmesindeki gecikmeler, teknik sorunlar ve enerji altyapısının yönetiminin yetersizliği” gösteriliyor. Tüm bu sebepler/doğalgaz açığı, Mısır’ı yüksek fiyatlarla sıvılaştırılmış doğalgaz ithal etmeye zorlayarak, ticaret açığının yükseltecek ve döviz kuru ile enflasyon üzerindeki baskıyı arttıracak. Yine de “İsrail’in LNG’nin uluslararası ortalama fiyatının yüzde 20 altında fiyat vermesi” Mısır için cazipken, İsrail’in de rekabetçiliğini gösteriyor.
Mısır, Akdeniz’de enerji merkezi olma iddiasındaydı. Bu amaçla Filistin, Ürdün, Yunanistan, Kıbrıs Rum Kesimi (KRK), İtalya ve İsrail’le birlikte 2019’da kurulan Doğu Akdeniz Gaz Forumu’nun kurucuları arasındaydı. “Mısır İdku, Zohr ve Dimyat’taki sıvılaştırma terminallerini kullanarak İsrail ve KRK’den ithalatıyla gaz ihraç ihracını hedefliyordu. Fakat üretimde güçlüklerin aşılamaması, Kahire’yi belirtilen hedefinden uzaklaştırdı. Mısır, halkı için enerjiyi güvenceye almak ve kırılgan ekonomisini sürdürebilmek için ithalata yönelmiş durumda”.
İsrail’in Mısır’ın doğalgazının yüzde 15-20’sini karşılıyor olması, Tel-Aviv’in doğalgazı jeoekonomik bir dış politika enstürmanı olarak kullanmasına yol açıyor. Doğalgaz Mısır’ın iç istikrarının önemli koşullarından biriyken, İsrail açısından ciddi bir gelir kaynağı olarak karşılıklı bağımlılık anlamındadır.
Mısır-İsrail doğalgaz anlaşmasının ekonomik manası anlaşılabilir olsa da, siyasî açıdan risk ihtimali yüksektir. Anlaşma, Filistin’i tarihîl anlamda destekleyen Mısır toplumu ile Abdülfettah Sisi yönetimi arasındaki uçurumu derinleştirebilecek niteliktedir. İran’ın İsrail’e karşılık verdiği füze çatışmasında, yüzlerce İsrailli’nin güvenlik için Sina’ya gelerek geçici sığınma arayışları bilinmektedir. Fakat Gazze’de işgalin başladığı 07 Ekim 2023’ten beri, Filistinlilere Sina’ya geçme imkânı verilmedi.
Bununla birlikte İran-İsrail savaşında, Leviathan sahasında güvenlik açığından bahsediliyor. Enerji altyapısının savunmasız kalması uzun süreli doğalgaz ve elektrik kesinlerine yol açarak, toplumsal gerginliklere de neden olacağı düşünülmektedir.
Günümüzde enerji sadece ticarî bir mal değil, aynı zamanda güç aracı olarak karşımıza çıkıyor. Leviathan’ı elinde bulunduran İsrail avantaj sağlarken, Mısır ise Gazze ve Hamas politikasında daha temkinli davranıyor. Kahire uzun zamandır Gazze konusunda arabuluculuk rolü üstleniyor. Ama enerji sebebiyle İsrail’e baskı hususunda eleştiriliyor. Birde İsrail, enerji diplomasisinden Kızıldeniz’in güvenliği, Sina’da DAİŞ’in kolu Ensar Beyt El-Makdis vb. cihatçı iddiasındaki gruplara karşı askerî işbirliğinden faydalanıyor.
Mısır, enerji bağımlılığının siyasî bağımlılığa dönüşme riskini önlemelidir. İsrail de enerji kartını aşırı kullanarak ithalatçısı Mısır ve Ürdün’ü yeni alternatifler aramaya zorlayarak, jeoekonomik avantajını kaybedebilir.
Mısır-İsrail anlaşması önemli. Çünkü enerji, jeoekonomi ve jeopolitik birbirini tamamlıyor ve her iki aktörün stratejik önceliklerini yeniden belirliyor.