Korona ile ülkelerin büyük bir salgın karşısında yetersiz kaldıkları görüldü.
Ülkelerin kendi şartları içerisinde muhtelif tedbirler aldıklarını günlük haberlerden takip ediyoruz. Sağlık alanındaki mücadele devam ederken, salgından kaynaklı siyasî, ekonomik, sosyal, bölgesel ve uluslar arası sistemde değişiklik beklentilerinin tartışmaları da yapılmaktadır. Sistemsel sorun kendisini özellikle AB üyesi İtalya’nın Rusya’dan aldığı destekle göstermektedir. Birde diğer AB ülkelerinin bazılarının birbirlerine maske göndermelerini aksatmaları ya da maskelere göndermeyip el koymaları da, kimi çevrelerce bölgesel entegrasyondan “ulusallaşma” pozisyonuna geçiş olarak değerlendirilmektedir. BM Güvenlik Konseyi’nin Korona hakkında 9 Nisan 2020’deki toplantısının, ABD ve Çin arasındaki görüş ayrılığından dolayı sonuçsuz kalması, BM’nin karar alma mekanizmasının işlememesine yorumlanıyor.
Karantina, izolasyon, sokağa çıkma yasakları vb. gerekli tedbirlerin alınması ülkelerin ekonomilerinde birçok sektörün düşük kapasitede çalışmasına veya salgın süresince kapanmasına sebep oldu. Kapanan sektörler devletlerin gelirlerinde düşüşe yol açarken; sağlık harcamaları, sosyal ve parasal yardımlardaki artışlar da giderlerdeki yükselişe sebep olmaktadır. Sağlık konusundaki tedbirler ve uygulamaların salgın sonrasında ekonomiye, uluslararası ilişkilere, uluslar arası sisteme vd. alanlara muhtelif yansımaları beklenmektedir.
Korona sonrasında, beklentiler arasında; - Küresel güç ilişkilerinin yeniden yapılandırılması, - Jeo-politikanın jeo-ekonominin önüne geçeceği, - Küresel ekonomiden ulusal ekonomilere geçişin önemin artacağı, - Gelişmiş ülkeler arasında işbirliğinden, daha bağımsız hareket etmeye ve teknolojik alanda yüksek yoğunluklu bir mücadeleye yönelme, - Gelişmiş ülkeler arasında daha yoğun bir rekabet, - Çin’in Kuşak-Yol (Yeni İpek Yolu) projesinin yavaşlaması ve bazı taraf ülkelerin ikili anlaşmalarla projeden çekilmesi, - Çin’in tedarikçiliğinin sorgulanmaya başlanması, -ABD’nin askeri ve teknolojik sahada stratejik üstünlüğünü sürdürse de, göreceli bir şekilde güç kaybetmesi, - Salgın sürecini yönetme durumuna göre, ekonominin ve istihdamın Trump’ın durumunu belirleyeceği, - Uluslar arası işbirliği için mekanizmalar oluşturmada çok taraflı ilişkilerin azalması, - Enerji fiyatlarının düşük seyretmesinin Rusya’nın faydasına olmayacağı, - AB’nin ciddi ekonomik sorunlar yaşaması, - İngiltere’nin Brexit ile AB’den ayrılması ile Finansal hizmetlerin merkezinin Hong Kong’dan Londra’ya kaydırılması girişimlerinin İngiltere’ye faydalı olacağı, - Japonya’nın daha yüksek hürriyet derecesine sahip olacağı, daha özerk kararlar verebileceği,
- Hindistan’ın küresel düzeyde varlığını arttırması, - Temel ürünleri ihraç eden ülkelerin ekonomik sorunlar yaşayacağı ve toplumsal tepkileri azaltmak için istihdam oranını yükseltmelerinin gerekeceği, - Latin Amerika ülkelerinin kendi iç sorunlarını çözdükleri nispette bölgesel entegrasyonda başarılı olacakları, - Şimdilik jeopolitik konular geçerli olsa da, ilerleyen dönemde çevre ekolojisi üzerinde önemli tartışmaların” olması ihtimaller dahilindedir.
İlerleyen yıllarda uluslar arası ilişki/sistemdeki değişiklerin veya beklentilerin nasıl ve ne oranda gerçekleş(mey)eceğini gözlemleyeceğiz. Uluslar arası sistemdeki muhtemel değişikler her ülkeyi/devleti etkileyecektir. Ancak Korona sonrasında daha âdil, ahlâkî ve insanî uluslararası ortam beklentisi yüksektir. Salgın sonrası değişiklik ihtimalleri üzerine tartışmalar yapılsa da, her dönem değerini ve önemini kaybetmeyen demokrasi, insan hakları, hürriyetler ve hukukun üstünlüğü sistemlerin temelini oluşturmalıdır.