"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Afakî konular ve savrulmalar

Nejat EREN
26 Ekim 2021, Salı
İnanan insanların gönül dünyalarında önemli bir ikaz ve kırmızı çizgi olması gereken “Ahir zamanın” girdabındayız.

Yüksek hakikatler dünyevî câzibedarlıkla perdelenebiliyor. Özellikle genç nesli bu cazibeden muhafaza etmek önemli. Ebeveyn ve ailelere bu konuda çok büyük sorumluluk ve yükümlülük düşüyor. Labirentin tuzakları; sosyal medya, arkadaş, mahalle baskısı, zındıka oyunları.

Toplum mühendisliği, dehşetli plan ve maksatlı günübirlik plânlar, hileli tuzakların merkezinde maalesef ki inananlar var.

Kitleleri uyuşturan, tarafgirlik, bunca çaba ve gayretin bir tek amacı var: Safî zihinleri idlal, akılları ifsat, vicdanları bozmak! “Propaganda” denen fesat maşası. “Reklâm” denen ifsat aleti, akıl, kalp, his ve ruhları özünden alıp dejenere ediyor.

Fesat ve fitne cazibesinin kapsam alanı ve odak noktası hep Müslüman kitle! Masumların pak, sade, saf zihinlerini bozabilecek bütün teknolojik fesat alanda! Moda ve medeniyet adı altında Müslümanları hedefleyen günlük hayattaki her şeye kasteden bir müdahale! Bu defolu ve sapık zihniyet maalesef zaman ve zeminle, kendine uygun “konu mankenlerini de” bulmada pek fazla zorlanmıyor.

Sufîmeşreplerin safderunluğu son onbeş-yirmi senede, dinin yanında Risale-i Nurlar’ın da müthiş istismarına sahne oldu! Bundan dolayı büyük musîbet ve felâketlere düçar olduğumuzu düşünüyorum. Kudsî değerlerin siyasete alet edilmesi gadabı İlâhiye fetva verdirmedi mi!?

Makam ve menfaat ikramları, birçok manevî duyguların yıkılmasını netice verdi. “Şeklen” bir Müslüman ve dâvâ adamı profili piyasaya konmaya çalışılıyor.

Kitleleri ince oyunlarla tahrip etme plânını ibretle görüyoruz. Bu tip oyunları bozan bir Yeni Asya istikamet meşalesi var!

Geçmişte ve şimdi dessas oyunlarla kudsî dâvânın masum ve temiz insanlarını “siyaset canavarı” fitnesi sinsi oyununa direnç Yeni Asya’dan olmuştur. Bu tür münafıkane oyunların ipuçları Yeni Asya okuyucularının hatıralarından hiç silinmedi.

Bu karanlık zihniyete karşı savrulmadan durabilmek Külliyat’ın tamamındaki “siyasî ve içtimaî konuların” hakkıyla okunup hazmedilmesiyle mümkün! 

Mukaddes İslâm dâvâsının sâfiliğine haramilerin elleri karıştırılmamalı! Siyaset bezirgânlarının süslü boyalamalarına kanmamalı! İlkeli yaşamayı devam ettirerek, topluma paratonerlik ve rehberlik yapabilmek önemlidir.

Seçim havasının dillendirildiği bir dönemde içten ve dıştan sahte baskılara dikkat! Türkiye’yi “iki kutuplu” fasit bir daireye hapsettirmeye çalışan plâna karşı gerçek Nur Talebesi basireti ve ferasetinin öne çıkması gerekiyor. Ortaya koyulacak fikir Risale-i Nur prensiplerinden ve Üstadın tatbikatından olmalıdır. Aksi takdirde, hissi ve heyecanlı yönlendirmeler meydan alır.

Risale-i Nur’un vazgeçilmez şart ve rükünleri olan, “Sadâkat, metanet, istikamet, her türlü hadise karşısında sarsılmamak” prensiplerinden en ufak taviz pahalıya patlar. Tahmini zor savrulmalar yaşatabilir. 

Dâvâ namına titreme ve ürpermek gerekir.

Şimdiye kadar hiç kimsenin tesirinde kalmayan ve hiçbir dünyevî hadiseye alet olmayan kudsî dâvâmızın; dünyevî cam parçası hükmünde olan işlere alet edemeyiz.

“Sakın, sakın dünyevî cereyanlar, hususan siyaset cereyanları sizi aldatmasın!” ikazı önemini ve geçerliliğini koruyor. Dünya durdukça da koruyacak!

Siyaset ve politikayı “araç” değil de “inanç” olarak algılayanların –bilmeyerek de olsa- dümen suyuna girmek ne ülkeye ne de İslâmiyete şimdiye kadar zarardan başka bir şey getirmedi, getirmez.

Malûm medyanın kasıtlı yönlendirmesine şuurlu bir karşı refleksle cevap verilmeli. Mübarek Müslümanların kitle psikolojisi ile yanlış ve belli bir siyasî akıma yönlendirmesi, hiçbir zaman çözüm olmadı ve olmayacak.

Risale Nur okuma ve hatmetme değil, hazmetmeler azalınca sokak, medya, hakim güç üçgeninde, “üflenenlerin” tesirinde kalınabiliyor. Bu nokta düşünme ve çözüm arama noktasıdır. Elimizdeki ölçüler güne, zamana, şahıslara, olaylara karşı değişkenlik arz eden düstur ve prensipler değil. Baki hakikatlerin özüdür, ta kendisidir, Kur’ânîdir.

Nurculuğun özünde başarıya değil Hakk’ın rızasına endeksli bir hizmet tarzı vardır. Yeni Asya Camiası da bu çizgi üzerine hareket etmiştir ve etmeye de aynen devam edecektir. Bu düsturu da Üstadımızdan aldık. Onun için: “Başarı ve netice almaya” yönelik –siyasî tercih dâhil- hiçbir tercih bize rehber ve yol gösterici olamaz. Biz üzerimize düşen vazifemizi ve kudsî kaynaktan aldığımız değerlerimize sahip çıkıp onlardan asla taviz vermemeliyiz. Âfak bizi bozmasın ve boğmasın. Cenab-ı Hak istikametten, sadâkatten ve ihlâstan ayırmasın. 

Okunma Sayısı: 1706
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • mustafa

    26.10.2021 22:58:38

    Çok isabetli bir analiz okmuş..Allah razı olsun..

  • Said Yüksekdağ

    26.10.2021 12:27:12

    Yazınız içerisinde şu cümle dikkatimi çekti: "Makam ve menfaat ikramları, birçok manevî duyguların yıkılmasını netice verdi. “Şeklen” bir Müslüman ve dava adamı profili piyasaya konmaya çalışılıyor." Ne yazık ki durum aynen böyle.. Başörtüsü olmak üzere dinî değerlerimizin çoğu şekilden ibaret artık. Menfaat için örtünenden tutun amirinin gözüne girmek için namaz kılanlara kadar, her türlü dinî değerler şahsî ve dünyevî menfaatlere alet ediliyor. Bu yüzden insanlar dinden ve Müslümanlıktan soğuyor. Bu konu üzerinde durmak lazım diye düşünüyorum..

  • Neslinur

    26.10.2021 09:49:30

    Emeğinize sağlık muhterem Nejat ağabey. Rabbim son nefesimize kadar sırat ı müstakimden ayırmasın. Tesanüdümüzü bozdurtmasın amin..

  • Ömer

    26.10.2021 09:46:19

    Binlerce tebrikler

  • H.ibrahim Karahan

    26.10.2021 04:14:42

    Allah razı olsun abi

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı