Yeryüzü nice insanları üstünde taşıdı sırtında.
Bir kısmı sevildi, bir kısmından nefret edildi.
Bizler, iyileri sevdik.
Gönül dostlarına kucak açtık.
İşte Halil Uslu...
Geçtiğimiz yılın bu günlerinde Dünya hayatına ”elveda” dedi.
Çok meşhur bir aileden gelmiyordu.
Ama o çok meşhur bir Sultana talebe olmuştu.
Merhum babası da Üstadın ilk talebelerinden idi.
Aslen Vanlı idi.
Ama, hayatı Konya’da geçti.
Çocukluğu ve gençliği Nurlar ile geçmişti.
Nur Talebelerine kardeş olmuştu.
1951 doğumlu idi.
Yani benden iki yaş büyüktü.
Ülkemizin birçok yollarında beraber koştuk.
Nev-i şahsına münhasır bir meşrebi vardı.
Onu eskiler de iyi tanır, yenilerde.
Bir üniversite mezunu değildi.
Bir profesör değildi.
Ama o bir Nur Talebesi idi.
Hem de Nurlar ile iyi yetişmiş bir talebe idi.
Gazeteci idi, yazar idi.
İyi bir hatipti.
Nur Talebeleri içinde en çok seminer ve konferansta onu dinledik.
Esprili idi.
İnsanlar ile anında iyi ilişki kuran bir yapıya sahipti.
Hayatı Nurlar ile geçti.
“Sultanım!” hitabı onda marka olmuştu.
Dershaneler de, evlerde, miting meydanlarında rahatlıkla meramını anlatırdı.
Kelime dağarcığı kuvvetli idi.
Yıllarca istikamet çizgisini hiç bozmadı.
Hem yazdı, hem söyledi, anlattı...
Hayat bu.
Vefatından önce rahatsız olduğunu öğrenmiştim.
Kendisini telefonla aradım.
Duâ etmemi söyledi.
Kalb hastalığı vardı.
Bayram sonu kendisi beni aradı.
Adeta “Allahaısmarladık!” der gibi...
Sohbette bulunduk.
Yenge hanımla bizim hanım da konuştular.
Vâ esefa...
Bir akşam internette vefat ettiği yazıyordu.
Mesaj şaka değildi.
Âdeta şoke olmuştum.
Konya’da cenazesine ülkenin her yöresinden katılanlar oldu.
O günlerde bir acı haber de Bursa’da yakın komşum, kıdemli Nur Talebesi de ebedî âleme uğurlandı.
Kasım Ali Güngör...
Hayatını Nura adamış bir kahramandı Halil Uslu Ağabey!
Unutulmayacak hatıralar bırakarak ebedî âleme gitti.
Mekânı Cennet olsun.
O, kalbimizde her zaman yaşayacak inşallah...