Dil çok önemlidir. Aklen tasavvurlarımızı dil ile ifade ederiz.
“Dilin kemiği yoktur” denir atasözümüzde.
Bunun anlamı; dilimize sahip olalım demektir.
Onun için Hacı Bektaşı Veli Hazretleri, şu üç şeyi ehl-i imanın hayat düsturu haline getirmesini tavsiye eder:
“Eline, diline, beline hâkim ol!”
Dilimizde altı yüz kelime dönüp dolaşıyor.
Ama eskiden daha zengin bir kelime haznesine sahiptik.
Bu anlam da, Risale-i Nur’un dili çok zengindir
Hem imanımızı takviye ediyor, hem de dilimizi muhafaza ediyor.
Dilin bozulması harf inkılâbı ile başladı. O kurumun başına getirilen Agop Dilaçar sayesinde dilimiz dilim dilim edildi.
Halbuki dilimizi, Yahya Kemal Beyatlı şöyle tasvir etmişti:
“Bu dil ağzımızda annemizin sütüdür.”
Russecom’un tesbiti de şöyledir:
Halka, halkın dili ile seslenmeyenler, istediklerini anlatamazlar”
Risalelerde geçen dilimiz ve güzel fesahatı cidden harikadır.
Bir anlamda dilin tamiratını yapmaktadır.
İmam-ı Gazali: “Her lisan, hakikatte bir insandır.” diyor.
Cihan sultanı Fatih Sultan Mehmed daha genç yaşında Dünyanın kullandığı bir çok lisanı hem konuşuyor, hem de anlıyordu.
Günümüzde gençlerimize çok önemli bir vazife düşüyor.
2005 yılında hacca gittiğimde bir Türk hacısı Beytullah’ta tavaf esnasında vefat etti. Arap polis cenazenin başında bekleyenlere sordu:
“Arapça, İngilizce bilen var mı?” Orada bulunanTürk hacılardan cevap gelmeyince Arap polis adeta çıldırmıştı.
Sair insanlık âlemine hak ve hakikati anlatmak için lisan çok önemlidir.
Bu anlamda bilhassa genç Nur Talebeleri, çok gayret içinde olmaları gerekir.
Dilimizden güzel sözler çıkmalı. Gıybet ise; aşağıların bir gaddar silâhıdır.
Dilden çıkacak sözler akıl ve iman süzgecinden geçmese sonra insanı sıkıntıya sokar.
Bu anlam da “kavli leyyin” düstüru çok önemlidir.
Yani, mutedil ve isabetli konuşan ve siması ile ders veren insanları anlatır bu ifade.
“Ya hayır söyle, yahut sus” hadisini hatırladım bu anlamda.