Hiç kimse kendini kandırmamalıdır. “Benim dahlim var, ben yaptım, ben olmasaydım olmazdı, bensiz bu işler yürümez, ben bu işleri hizmet olsun diye çevirdim, yaptım… vb.” Bütün bunlar birer mugalata ve işin özünde, aslında Kur’ân’ın ve şeriatın hüküm nazarında birer safsatadır.

Böyle bir safsataya Risale-i Nurlar’ı tanımış ve okuduğunu ve hakkaniyetini kabul ettiğini söyleyen adam veya adamlar nasıl düşer? Ya kendi nefsi, şeytanı ve dünyevî arzularına mağlûp olur, teslim olur, bu hallere girer veya birilerinin dâmına/tuzağına, oyununa, hususî plânlanmış, tertiplenmiş projelerin içine isteyerek veya istemeyerek girer, düşer, kapılır veya itilir bir şekilde bu hallere girer.

Her iki halin de müsbet veya menfi tavır ve tasvipleri Risale-i Nurlar’ı kendine, kendi nefsine, şahs-ı manevî çadırının içinde bulunmak amaç ve niyetiyle massederek, içerek, anlayarak ve ihlâsla, Allah’ın rızasını tahsil edebilmek amacıyla okumaktan, defaatle okumaktan geçer.

Tarafsızlığını kaybetmiş, taraf olmuş ve bitaraflı taraf olmakta olanlar için bu okuma formül ve şemaları, plân ve programları geçerli değildir. Geçerli olması da hiçbir zaman mümkün olmaz. Çünkü nefis ve şeytanın başyardımcıları inat ve gurur devreye girmiştir. Ben bildim, ben bilirimi; en iyi ben bilirim ve benden başkası bilmez ıstilâhları tamamlanmış ve devreye sokulmuştur.

Rahmetli Zübeyir Ağabeyin hizmet adına; “Kardeşim ben boş kaldığımda tuvaleti temizliyorum, hizmeti bu biliyorum…” cümlesini ballandıra ballandıra söyleyenlere bakıyorsun akıl almaz bir şekilde pasak ve kir içindeki dersanelerde, vurdum duymaz bir şekilde ahkâm kesmeye devam ediyorlar.

Filanı, falanı aldatmak için Risale-i Nurlar’ı ve Üstad’ı haşa basamak yapanların, yapmaya çalışanların hallerine bakıyorsunuz. Risale-i Nurlar’dan beylik birkaç konudan başka bir şey bilmiyorlar!.. Çünkü okumamışlar veya okuduğunu anlayamamış veya kendi nefsine değil başka nefislere okumuşlar. Otuz-kırk senedir Risale-i Nur derslerine okumadan; nefsini ve şeytanını susturmak için okumadan; kendi imanını kurtarmak ve takviye etmek için okumadan; başkalarının imanının kurtulması ve kuvvetlenmesi için okumadan devam edenler; en ufak bir dahili ihtilâf ve harici bir hücum karşısında bilmem kime taraftar olarak, bilmem hangi ağabey dediği kendisine göre biraz risale okumuş adamların peşlerine aklını iptal ederek, sadece ve sadece hisleriyle ve kendi tembellik ve gafletlerini örtmek, perdelemek gaye, niyet ve arzularıyla düşüveriyorlar, balıklama atlayıveriyorlar ve hem kendilerine hem de başkalarına ilân ve neşrediyorlar: Büyük ve önemli hizmetler yapıyoruz! Yarabbi aklımıza mukayyed ol.