Bu kadar şiddetli ehl-i küfrün, ehl-i dalâletin, ehl-i ilhadın, ehl-i sefahat ve zındıka komitesinin karşısında, onların hücumlarına, iftiralarına, vesvese ve şüphe aşılamalarına tavizsiz, tam ve yerli yerinde cevap veren, mukabele eden, sabırla mücahede eden bir cemaat var ve cemaatın şahs-ı manevisinin çadırı altında; Kur’ân, iman, İslâmiyet hizmetlerine koşan, koşturan cemaatimizin fertleri var. Elhamdulillahi haza fazlı rabbi… Sonsuz hamd ve şükürler olsun…
İşte şeytanın ve bütün küfür fırkalarının; ehl-i hizmet, Risale-i Nurlar’ı okuyarak; iman, Kur’ân hizmetinde bulunmaya çalışan ve gayret eden Nurlar’a, Nur Talebelerine hücum etmeleri, hizmeti akim bırakmaya çalışmalarının altında zındıkanın bu planlı ve hedefleri tayin edilmiş fikirleri, düşünceleri ve gayeleri yatmaktadır. Cenab-ı Hak ahirzamandaki bu dehşetli deccalizmin ve İngiliz Yahudi komitelerinin hücum ve tahribatlarından bizleri muhafaza etsin inşallah.
Yakın zamanlardaki mazi kıt’asında, geçmişte olduğu gibi bir ürvetülvüska olan, bir hablülmetin olan Risale-i Nurlar’ı ve Risale-i Nur Talebelerinin tesanüd, ittihad, ittifak ve iman hizmetindeki aşkları, şevkleri, ümid ve çalışmalarını bozamadıkları, engelleyemedikleri ve kuvvetlerini birlik beraberlik; şahs-ı manevî açılarından kıramayıp, dağıtamadıkları için; dessas ve münafıkane, suret-i haktan görünerek bu kahraman Risale-i Nur Talebelerinin arasına nifak, şikak ve maddî menfaatleri sokarak onların kuvvetlerini hiçe indirmeye, bölüp parçalayarak azaltmaya çalışıyorlar.
İşte şu hal sadece Nur Talebelerinde değil, umum Müslümanlar ve insaniyetleri sükût etmemişler arasında; umumî bir çekinmeyi, korkuyu ve tembellik döşeğinde, gaflet uykularını netice veriyor.
Risale-i Nurlar’a ve Nur Talebelerine bu şekilde saldırılarda muvaffak olunduğunda maalesef bu zamanımızda da yaşadığımız gibi Nur Talebelerinin birlik ve beraberlikten ortaya çıkan manevî kuvvetleri ve tesirleri nötr halde tesirsiz ve hamisiz kalıyor. Bunlar da Risale-i Nurlar’ın okunmasını ve Nur hizmetlerinin azamî derece, istenilen ve neticeleri görülen şekilde yapılmamasını netice veriyor.
Nur Talebeleri böyle muazzam bir Kur’ân ve iman hizmetinde, “SU DAMLALARINA…” razı olmamalıdırlar. Onlara düşen; bir buz parçası nev’inde olan enaniyetlerini atarak kazandıkları “İHLÂS HAVUZLARIYLA DOLU SULARDIR…”
Yoksa bu memleketin başına umumî belâlar ve musîbetler bir sel gibi yağar. Nurcular’ın bundan hisseleri Risale-i Nurlar’ı hakkıyla okuyarak anlamamaları ve yaşamadıkları için kendilerine verdikleri büyük zarar ve azim MESULİYETTİR.