"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Daire var, daire içinde

Rifat OKYAY
04 Ekim 2019, Cuma
İslâmiyetten önceki hak dinlerin, kendi emir ve yasakları çerçevesinde bir hakikatları olduğu gibi iç içe girmiş ve daima büyüyen, genişleyen ve parlayan dairelerin son halkaları şeklinde İslâmiyetin de; bir sönmez, söndürülmez, daima parıl parıl parlayan bir hakikati vardır.

İslâmiyet hakikatının parlaması, neşri, ilânı ve yaşanarak, gösterilerek yaşatılması hep bu iç içe girmiş dairelerin açılımlarında, kıvrımlarında ve parlayan nurlarında mevcuttur.

Yeter ki bu İslâm ağacı; imanın her türlü ve her seviyedeki nurlarını, parıl parıl, apaydınlık ışıklarını kör gözlere de; uhuvvetle, aşkla, şevkle, gayretle ve ihlâsla gösterebilsin. Hayatın içerisinde en önemli bir unsur olduğunu gösterebilsin.

Ehl-i küfür, ehl-i dalâlet, ehl-i ilhad ve ehl-i sefahet beşeri/insanlığı, mü’min ve muvahhid Müslümanları nasıl ki; dalga dalga, iç içe girmiş daireler halinde; en büyüğünden, en küçüğüne kadar küfrünü göstererek etkilemeye, tesir etmeye ve bu şekliyle mağlûp ederek mahvetmeye çalışıyor; aynı şekilde ehl-i iman ve Kur’ân da kendilerinin sahip olduğu imanî, Kur’ânî, İslâmî malûmatlarla/bilgilerle ve bunların açılımlarıyla meydana getirecekleri dairelerle mukabele etmelidirler. İslâmiyet hakikatini her dairede, her açılımda iman-ı tahkiki derecesinde gösterebilmelidirler.

Zamanımızdaki dehşetli ve şiddetli, sefihane ve münkirane küfrün karşısında; Kur’ân’ın muhteşem bir iman tefsiri olan Risale-i Nurlar da çok mühim, en mühim bir hakikatı, üzerlerinde İslâmiyet taşıyarak; iman, Kur’ân ve İslâmiyet hizmetinde çok ehemmiyetli/önemli bir daireyi, hem de kopmaz, sarsmaz bir Nuranî zincir halkası şeklinde daire olarak ifade ediyorlar.

Ümmet-i müslimin, İslâmiyet hakikatını ve imanın sönmez, söndürülmez nurlarını arayan ehl-i iman muhakkak bir surette ve çabuk; Risale-i Nurlar’ın hakikatli ve nurlu daireleriyle tanışıp içine girmelidirler. Ama vefa göstermeyi de unutmasınlar.

Bediüzzaman’ın dilinden: “Benimle gelen perişan olmaz. Benimle gelen ruz-i mahşerde perişan olsa o benim sırtımın yükü olsun. Yeter ki bu daireye olan ahdini bozmasın...” şeklinde ilân edilen bu hakikatli hakikattar ve hak daireye kulak vermeli ve dahil olunmaya çalışılmalıdır. İnşallah.

Okunma Sayısı: 1223
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı