Hürriyetler alabildiğine yaygınlaşırken, adaletin de alabildiğine daralması iyiye alâmet değildir.
Allah’ın emrettiği şekilde imanın bir şubesi olan; kulluktan sonraki yapılacak hürriyetlerin bu manada uygulanmaması, yapılmaması ve yerine getirilmemesi her konuda, her alanda, her fikir ve düşüncede büyük adaletsizlikleri ortaya çıkarmaktadır.
Hürriyetler ve uygulamaları Allah korkusu çemberi dışında yalnızca şahsî ve indî manalarda mütalâa edilip uygulanınca zulüm ortaya çıkar. Fakat bu zulüm hürriyetlerin ve serbestliğin günahı ve ceremesi değildir. Bu zulüm ferdi ve millet olarak kafalardaki bilgisizliğin, öğrenmemenin ve yapmamanın cehaletidir ve fiilî olarak da büyük bir cahilliktir.
Şahsîliğin dışında, hürriyetlere ehemmiyet vermemek, hürriyet idarelerini toplumlara terk ettirir. Veya ferdî ya da topyekûn istibdat idarelerine, hükümetlerine yol açar. Halbuki hürriyetler ve hür idareler manasında hükümetler, idareler milletin, halkın, toplumların ve fertlerin hizmetkârıdır, hademesidir. Bunun müsbet manada değil de, menfi manada tezahürünün ortaya çıkması ve uygulamalarının yapılması ise; millet hâkimiyetinin, milletin kendi hür iradesini ortaya koymasının ve sahip çıkmasının önüne geçilmesi ve uygulamaya konmamasıdır. Halbuki tek cümleyle demokrasi, cumhuriyet ve hür rejimler sadece ve sadece milletin kendi isteği ve arzusuyla gerçekleştirmeye; seçimle yapmaya çalıştığı milletin hâkimiyetidir.
Şahısların istibdadından ve fikir, düşünce esaretindeki idarelerden; mutlak manadaki keyfî uygulama ve tercihlerden ancak hürriyetlerin aydınlattığı bir idarî sistemde kanunların hâkim olduğu ve kuvvetin ancak kanun hâkimiyeti dairesinde uygulanabildiği demokratik tercihlerle kurtulunabilinir.
Hürriyete, demokrasiye şahsî manada sahip çıkmak demek; topyekûn millet hürriyetine ve demokratik idare sistemlerine sahip çıkmak demektir. En küçüğünden en büyüğüne düzenli bir zincir halkası olan hürriyetler imanın gerektirdiği çizgi ve düzenden çıkarsa çarkları birbirini kırarak yine birbirlerini yutarlar ve dağıtırlar.
Neticede istibdata basamak olurlar, yol olurlar.
Allah’ın emrettiği hürriyeti ve uygulamalarını hem şahsî olarak hem de millet olarak uygulamamız hayatımızda diri ve düzenli olarak tutmamızla mümkün olacaktır.