Hizmetin, Kur’ân, iman hizmetinin kendine has özellikleri vardır. Cenab-ı Hakk’ın hıfz ve himayetinde, inayet elinde olan bu Risale-i Nurlar’la iman hizmeti beşerî, insanî ve şahsî hiçbir güce, sebebe bağlanamaz ve başkaları tarafından inhisar altına alınamaz…
Allah’ın avn-ü inayetini ihlâs ve uhuvvetle, sadâkat ve gayretle arkasında, üzerinde, sırtında hisseden bir hizmet erinin yaratılmış hiçbir şeyden yardım ve iane beklememesi bu hizmet-i Kur’âniye ve İmaniyede esas olmalıdır…
Bu Hizmet-i Kur’âniyede hususan/özellikle başkalarının ne gibi hizmetleri, nasıl yaptığı değil, bizlerin ne yaptığı, nasıl yapacağı önemlidir… Afaka dağılmış bir hizmet anlayışı ancak yorgun bir zihin ve gaflet kazandırır hizmet adamına…
İnsanın geçmişte hizmetlerde eksiklik yapması, geleceğinin de eksiklik, noksanlıkla ipotek alınması demek değildir…
Cenab-ı Hak inayet ve ihsanına mazhar olabilecek bir akıl, kalp ve ruh daima gayret, ümit ve çalışmayla dikkatli bir şekilde hizmetlere talip olmak ve kendisini eksikliklerini ve noksanlıklarını tekmil ederek hazır hale getirebilmelidir…
Hizmetlere dair hiçbir konuyu ertelemeden, kararlı ve gayyur bir şekilde kararsızlık ve ümitsizlik bataklığına imanlı zihinler düşmemelidir…
Çünkü her türlü iman, Kur’ân ve İslâmiyet hizmeti imanlı bir kalp, ruh ve akıl için her zaman, her gün bir şanstır, bir fırsat ve yakalanacak bir hedeftir…
Hizmet adamı kendisini daima nefis ve şeytanının tuzaklarına karşı: gayretli, uyanık/müteyakkız ve hazırlıklı tutabilmelidir… Her şeyden önemlisi de vesvese ile kendisini haksız, zayıf ve mağlûp görerek, mücadele ve çalışma azmini şeytan ve nefis karşısında yitirmemelidir…
Hizmet-i İmanîye ve Kur’ânîyenin en büyük gayreti, ümit ve şevk kaynağı daima küçük ve basit gördüğümüz şeylerde, hizmetlerde saklıdır… Kimse bizlerden nefsimizi bırakıp da dünyayı nizama sokmamızı veya bütün insanlığın hidayetine sebep olmamızı beklememektedir…
Büyük ve bütün olan başarılmış/muvaffak olunmuş her türlü imanî faaliyetler, adım adım ve küçük basit hizmetlerin bir araya gelmesi ve devamlılık arz etmesiyle vücud bulmuş, ortaya çıkmış ve meydana gelmiştir.
Hemen herkesin derdi huzurlu, rahat-ı kalple imanî, Kur’ânî bir hizmetin içerisinde olabilmek olmalıdır. Bu da ancak ihsan ve inayet-i İlâhiyeye teslimiyetle ve inkiyat altına girmekle olabilir…