"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kitaba alternatif oyuncak mı?

Rifat OKYAY
05 Nisan 2019, Cuma
Genel olarak ve bizlere bir plân program dahilinde zorlamayla yaptırılan bir iş vardır…

Çocuklarımızı oyuncaklarla buluşturmak… Onları illa ki, olmazsa olmaz bir şekilde oyuncak sahibi yapabilmek. Hatta oyuncak alınmazsa bunun bir eksiklik olduğu kanaati de yaygındır.

Oyuncak çocukların olmazsa olmazı olmamalıdır. Ama tamamen de yoksun bırakılmamalıdır. Her şeyin vasatı, orta yolu olduğu gibi çocukların oyuncak sahibi olmaları ve bu oyuncaklara zaman ayırmaları, bütün hüner ve kabiliyetlerini bunlara vermeleri ancak çocuğun zararına olur.

Oyuncağa, oyuna, kitap ve öğrenmeye ve de tecrübe edilmiş hayat tecrübelerini yerine getirmeye, yapmaya muhakkak bir şekilde orantılı olarak çocuğun gelişme ve büyüme; anlama ve fikir sahibi olma zamanlarında yer verilmelidir.

Kızdığınızda oyuncak, sevdiğinizde oyuncak, küstüğünüzde oyuncak ve çocukça her istekte oyuncak! Muhakkak bir şekilde bu bir düzene konulmalıdır. Çocuğun fıtratına en yakın seçenekler ikisine yönelirsek; birincisi çocukla oyun oynayabilmek… Evet biraz zor ve zamanın kullanımı noktasından sıkıntılı olsa da bu tercih binlerce oyuncağı geride bırakabilecek bir tercih olabilir. İkincisi de çocuğa okumayı öğrenene kadar kitap okumak. Çizgilerle, resimlerle, şekillerle tanıştırmak. Çocuğu meşgul etmeye yönelik değil de öğrenmeye yönelik çalışmalara faaliyetlere girmek.

Esasında ebeveynin ve eğitimin bütün  elemanlarının üzerinde kafa yorması ve oyuncak belâsından çocuğu kurtarmanın yolu kitapla bir şekilde; görsel, çizgisel takip, okunanları dinleme ve nihayet kitabı okuma yollarıyla tanıştırmak. Çocuğu kitaba kavuşturmak.

İlk zamanlar yaşına ve merakına göre; daha sonraları kabiliyetine ve anlayışına göre kitapla alâkalı yol haritasını gerçek manada çizerek tatbik edebilmek, uygulayabilmek çocuk için en iyi, en güzel, en faydalı ve en büyük bir terbiye, eğitim ve öğretim faaliyeti olacaktır.

Gerçekten de yaş dalın eğilmesi ve şekillendirilmesi misali çocuklar eğer çocukluk zamanlarının sınırları içerisinde okumaya alıştırılmazlar ve kitaplarla tanıştırılmazlarsa bir daha bunu elde etmeli ve kitaba severek, isteyerek yönelmeleri çok zor olacaktır. Okullardaki kitap sevgisi, okuma sevgisi, kütüphaneye gitme alışkanlıkları maalesef sadece eğitim-öğretimin uygulaması ve netice alması çok zor olan direktif ve zorlamalardan başka bir şey olmayacaktır.

Küçüklüğünde kitabı severek tanıyan ve okuyarak kabullenenler okul zamanında da ders kitaplarına ve diğer kitaplara ilgisi, alâkası olan çocuklar olur. Okulların tatbik etmeye gayret gösterdikleri hiçbir kitap okuma çabası erken yaşlardaki kitabı tanıma ve okuma çabalarına/gayretlerine yetişemez. Okulda sayısala yönelmenin genel ağırlığını kitap okumalarının alışkanlık olarak kazandırılmamasında görebiliriz. Halbuki kitap okumayı seven her meslek dalındaki kişiler her zaman mesleklerinde daha merhametli, şefkatli ve başarılı olacaklardır.      

Okunma Sayısı: 1241
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı