Eğer imanî, Kur’ânî, İslâmî hizmetlere önem veriyor, gerçekten kıymetli ve vazgeçilmez hizmetler olarak kabul ediyorsak; bu imanî hizmetlerin ertelemesi olmaz.
İmanî, Kur’ânî, İslâmî hizmetler sadece ahiretimizi kazanmamıza vesile ve mamur olmasına sebep olarak görülmemelidir. Çünkü gerçek manada ihlâsla, samimî olarak bu hizmetlere sahip çıkanların dünyaları da huzur ve selâmetle mamur olur. Zararsız, kazasız, belâsız müsbet bir hayatın bu dünyada yaşanmasına vesiledir.
İnsan ne zaman ve hangi şartlar da nasıl öleceğini bilemediği için; imanî, Kur’ânî hizmetlerde hiçbir şey yapmamak, nötr kalmak, ötelemek, ertelemek, gaflet ve tembellik döşeğine kendimizi atmak düşünülemez. Mü’min, muvahhid, Müslüman bir adamın imanî, tahkikî imanı böyle bir eylemsizliğe müsaade etmez ve etmemelidir de!..
İnsan başarıyı, muvaffakiyeti hedeflemelidir. Eğer ben başarısız olurum düşünce ve fikirlerinin atmosferine kendini bırakırsa; yerinde saymakla kalmaz, devamlı geri giderek hem kendi zarar eder, hem de yapmayı düşündüğü, içinde bulunduğu hizmetlere zarar verir.
İnsanın imanî, Kur’ânî, İslâmî her konuda haklı olması diye bir hakkı yoktur. Mü’min başarıyı hedefler ancak onun başarısız olabilme hakkı da vardır. Bu noksanlık değil. Eğer ders alınarak, düzeltilerek, hayata geçirilerek, tamir edilerek tatbik edilebilirse bir mükemmellik ve kemalattır. İsteyerek kimse hata yapmak kaidesinin samimî olarak uygulanması mülâyemetle yapılmış olur.
Bir bakıma sürekli haklı olmak istek, fikir ve arzusundan vazgeçmekle; yeni şeyler öğrenmek ve daha mükemmel bir hizmet yapabilme hayatını devam ettirebilme kabiliyetlerini kazanmış olurlar: Mü’min ve muvahhid Müslümanlar…
İnsan imanın hazları, zevkleri ve lezzetlerine ancak tahkiki imanı kazanarak ve hayatında bunun icaplarını yaşayarak kavuşabilir… Ve bu mertebeleri, ilmelyakin, aynelyakin, hakkalyakin dairelerinden geçerek mü’min için marifetullah, muhabbetullah ve huzuru daimî bulabilir ve onu yaşayabilir. Yeter ki imanî bir arzun, cehd ve dikkatle iman-ı tahkikiyi ve marifetullahın azim dairelerini, mertebelerini kazandıracak imanî, Kur’ânî ve İslâmî eserler olan Nur Risalelerini okuyabilsin… Bunların tefekkürvarî tatbik ve uygulamalarını hem insanın simasında, hem dünyanın, nebatat-hayvanat ve turabi simasında hem de bütün kâinatın simasında dikkatle, edeble ve anlayarak huşu içerisinde okuyabilsin, yapabilsin, yazabilsin...