"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Nerede o eski köyüm?

Rüstem GARZANLI
18 Temmuz 2022, Pazartesi
Siirt’te bağlı Kurtalan’ın Şenköy’ünde 1953 yılında dünyaya geldim. 1965’te ilkokuldan mezun oldum.

Müteakiben üç sene klasik medrese tahsili, Kurtalan Ortaokulu, Siirt Ziraat Meslek Okulu, Eskişehir Tarım Meslek Yüksek Okulu ve işletme fakültesini okudum. 40 sene memuriyet hayatımdan sonra 65 yaşımda Şenköy’e dönüş yaptım.

Adı üzerinde köyümüz şen köydü, köyün evleri hemen hemen hepsi bitişikti. Komşular arasında yardımlaşma, dayanışma birlik ve beraberlik vardı. Cuma akşamları vefat edenlerin hayrına komşular arasında yemek ikram edilirdi.

Evin şefkat kahramanı anneler sabahın erken saatlerinde ocağı yakar sabah kahvaltısı için çorba pişirirdi. Aile bireyleri kimi çifte gider, kimi hayvanlara yem verir, ahır temizler, kimi sağım işleri yapar. Aralarında iş bölümü vardı, kimse kimseye itiraz etmezdi.

Sonbaharda rençberlerin ayağında çarık, üstlerinde keçi kılından aba çifte giderlerdi. İlkbaharda koyun kırpma, ot biçme; yazın hasat işleri Ağustosun sonuna kadar devam ederdi. Harman işi bitince hububatın bir kısmı tohumluk, bir kısmı zahire, artanı ile kın kanaat bir senelik giyim ihtiyaçları temin edilirdi. Giyim sadeydi, bir kat elbise ile bir yıl idare edilirdi, yamasız elbise yoktu. İktisat vardı, kanaat ve şükür vardı…

Eylül ayında bulgurluk buğdaylar kazanlarda pişirilir, güneşten kurutulduktan sonra köyün gençleri tarafından dövülürdü. Dövme işine müteakiben bayanlar küçük el değirmeni ile çekerdi. Bulgur pilavının tadı, rengi kokusu güzeldi, sanayi yağları yoktu, tamamen organik hayvansal yağlar kullanılırdı. Bulgur pilavına doyum olmazdı.

Sonbaharda geleneksel haline getirilen mevlitler damlarda okutulur, etli bulgur pilavı ikram edilirdi. Bu arada varsa küskünler barıştırılarak senenin hasat sezonu kapatılırdı. Hububatın zekâtına Allah’ın malı diye köydeki fakirlere ve köy imamına verilirdi. Köyde zahirem yoktur diyen fakir kalmazdı. Yardımlaşma ve dayanışma bu şekilde sağlanırdı, halk arasında sevgi vardı, huzur vardı...

Köyde biri vefat etseydi, köy halkı taziye sahibi ile hüznü paylaşırdı, köyde uzun süre düğün yapılmazdı.

Köyün bir diğer güzel yanı, ikindi vakti koyunları sağıma giden Berivanlar Şenköy’e ayrı bir şenlik katarlardı. Kadınlar akşam serinliğinde günün yorgunluğunu çıkarmak ve su ihtiyaçlarını temin etmek için su testileri alıp köy çeşmesine giderlerdi. Köyün çeşmesi adeta bir muhabbet yeriydi.

Ertesi gün horozların ötüşü, evlerin damlarında yayık sesi ile uyanırdık. İşte doğduğum ve çocukluk dönemim geçtiği Şenköy’ümün şen günleri böyleydi…..

Bu saik ile köye dönüş yaptım, oysa köyde ne koyun kalmış ne de Berivan, harman yok, döven yok, horozlar bile eskisi gibi ötmez. Köylüler arasında ne muhabbet, ne gidiş-gelişler, ne de eski gelenekler. Köy şehirleşmiş, şehir köyleşmiş. Değişmeyen bir şey varsa o da Şenköy’ümün ismi. Nerede o eski köyüm?

Okunma Sayısı: 1600
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mehmet Emin Bozkuş

    20.7.2022 08:30:46

    Çok güzel bir hatıra.Hatırlatma..

  • Halid Ceylan

    18.7.2022 15:13:00

    Çocukluk ve ilk okul yıllarının tamamı, orta okul ve lise yılları da yazları köyde geçti bizim hayatımızda. Köyümüz batıda (İç Ege) olmasına rağmen o yıllarda (1948 doğumluyum) bizim köyde de aynı idi hayat!... Üç yıldır yazları köyümdeyim. Benim gibi yazları köye gelen çocukluk arkadaşım ile bu gün öğle namazından gelirken eski günlerden bahsettik. Ona aynen şunları söyledim. "Köyümden ayrı kaldığımda köyümü özlüyorum. Köye geldiğimde de bakıyorum o özlem aynen içimde duruyor. Sonra kendi kendime diyorum ki; DEMEK BEN ÇOCUKLUĞUMDAKİ O ESKİ KÖYÜMÜZÜ ÖZLÜYORM!..."

  • Cenk Çalık

    18.7.2022 11:17:29

    Köy hayatını hiç yaşamadım ama bu yazıda ben dahi özlem duydum. Hissiyatınızı çok veciz bir şekilde ifade etmişsiniz Rüstem ağabey. Her sene biraz daha insanlığımızdan kaybettiğimize şahit oluyoruz. Manayı kaybedince madde yeterli olmadı. Madde, mananın yerini doldurmadı. Hayatımız buna şahittir vesselam.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı