Bir Gezinin Anatomisi - 4
YAZAN VE FOTO: SEBAHATTİN YAŞAR

***

Müzeler şehirlerin kimliğidir

Milas Müzesi’nde şehrin yüz, yüz elli yıllık bir geçmişine şöyle bir gidiveriyorsunuz. Evlerde günlük hayatın, kullanılan eşyaların, aile içi eşlerin rollerinin, çocukların ev içi tavır ve tutumlarının nasıl bir değişime uğradığının izlerini hemen görebiliyorsunuz.

Misafir odası, mutfak, yatak odası, çocuk odaları gibi pek çok ev içi detay, dünden bugünlere ışık tutuyor.

Marmaris Kalesi’nden, harika bir Marmaris manzarası.

Milas’a kadar gitmişken Bodrum ve Marmaris’e de uğramamak olmaz dedik ve şöyle bir tur yapıverdik. Bodrum daha çok, tabiat unsurları olarak tabii hayatı ön plana çıkmış bir yerleşim yeri. Bu mekânlara ilgi gösterilmesi ister istemez buradaki konut ve gayri menkulü abartılı düzeyde arttırmış.

Küçük çaplı da olsa bu güzel ilçelerimizi kabaca bir gezdikten sonra, artık Muğla’dan yavaş yavaş dönüş hazırlığına geçiyoruz. Ama doğrusu birlikte geçen zaman dilimlerimizde aile içi konuştuğumuz konulara bakıldığında oldukça anlamlı ve gerekli konuların ele alındığını rahatlıkla söyleyebilirim. Özellikle evde çocuk varsa haliyle ebeveynden pek çok soruların gelmesi kaçınılmaz. Bir eğitimci aile olarak bizim de bu konuları daha da incelikli çalışmamız gerektiği anlaşıldı.

Salda Gölü, tam bir cazibe merkezi, ama ciddî yatırım gerekli.

Ama kitaplardan, eğitim videolarından daha etkili bir şey var ki o da samimî bir akraba olmak, içten paylaşmak ve dertleşmek. Birisinin bir problemini eleştiri konusu yapmaktan öte, acaba bu problemin giderilmesi için bana düşen bir şey var mı inceliği içinde olmak. Akrabalar arasında kimseleri yadırgamadan, dışlamadan, eleştirmeden onlarla halleşmek, dertleşmek ve atılabilecek adımları atmak yetiyor.

Her gidişin bir de dönüşü vardır

Muğla’dan Konya’ya dönüş yolundayız. Dönüşte iç Anadolu güzergâhını tercih ediyoruz. Güzel tabiat içinden akıp gidiyor yolculuğumuz. Yol boyu nereye dönsen gözlerin takılıp kaldığı manzaralara şahit oluyoruz. Giderken Antalya üzeri tercih ettiğimiz Muğla yolculuğumuzu bu sefer dönüşünde içeriden olan yolu tercih ediyoruz. Yol boyu karşılaştığımız yerleşimin güzel nimetlerinden de istifade ediyoruz. Sezon meyveleri şeftali, armut, erik, muz, keçiboynuzu gibi nimetlerden bolca tadıyoruz. 

Dedelerden, babalardan gelen meslekler yenilere sorumluluk yüklüyor

Acıkma saatlerimizde daha özel bir yerler olsun istiyoruz. Ona göre de planlama yapıyoruz. Yolda, Tavas ilçemizde, Bağlı Kokoreç’i özellikle tercih ediyoruz. Denizli’nin Tavas ilçesinde Kokoreç mekânına uğruyoruz. Kokoreçlerimizi yerken bir taraftan da bu mekânın dededen gelme mesleği olan genç işletmecisi, genç işletmeci Kadir Bağlı ile konuşuyoruz. Kendisine Yeni Asya Gazetesi yazarı olduğumuzu ilettik ve sohbetimizi mümkün olursa yayınlayacağız dedik. O da sorularımıza memnuniyetle cevaplar verdi. Kadir Beyin dikkatlere sunduğu birkaç onu oldu, bunlardan biri, bir mesleğin dededen babadan alınarak, yeni nesillere taşınması ayrı bir sorumluluk olduğu. Diğer bir konu da bağırsakçılık, her aşamasında sizin kendinizin olmayı gerektiren bir meslek diyor. Dolayısıyla başlangıcından ocakta pişirmeye ve servis edilmeye kadar bu işi sahiplenen insanların olması gerekir. İnsanların damaklarına dokunuyorsunuz. Bunun kalıcı olması ve devamlı olması mesleği itina ile yapmayı gerektirir’ diyor.

Tavas ilçesinde Bağlı Kokoreç İşletmesi ile tanışıyoruz ve bir sohbet gerçekleştiriyoruz. Bağlı Kokoreç İşletmesi yöneticisi Kadir Bey, “ciddî bir sorumluluk duygusu içerisinde çalışıyoruz” diyor.

Dedelerinin, Denizli’nin Tavas ilçesine 1870’li yıllardaki iç göçler ile Konya’nın Akşehir ilçesinden geldiğini, dedesinin de bu mesleği bir Rum’dan öğrendiğini ifade ediyor Kadir bey.

Yeni Asya Tavas temsilcimizle Bağlı Kokoreç işletmesini tanıştırıyoruz

Yeni Asya Tavas temsilcimizle bağlantı kurduk ve Kadir Beyle tanışmalarını ve röportajımız yayınlandığında gazetemizi onlara ulaştırmalarını rica ettik. Doğrusu biz de Yeni Asya camiası olarak neler yaptığımızı Kadir Beye ilettik. Meslek titizliğinin oldukça güzel olduğunu biz de bunu gazetecilik olarak yerine getirmeye çalıştığımızı belirttik ve bu tanışmamızla dost isimlere bir kişi daha ilâve etmiş olduk.

Salda gölü, ciddÎ işletmeler bekliyor

Sonrasında Burdur göller havzası bölgesinde bulunan Salda Gölü’ne uğruyoruz. Gölün çevreye kattığı renk görülmeye değer. Suyun berrak ve turkuaz renkli oluşu ortama ayrı bir güzellik katıyor. Magnezyum yüklü beyaz kayalar olarak dünyada birkaç adadan biri olarak kayıtlara geçmiş burası.

Marmaris Camii’nde ikindi namazımızı kılıyoruz.

Bu kadar zengin ve renkli tabiat varlıklarına sahip bir ülke olarak bu eşsiz gölde de gereken itinayı gösteremediğimiz ortada. Göl etrafında oturup dinlenebilecek, birkaç gün kalabilecek bir tesis yok. Ailece bir piknik yapmak isteseniz, içiniz rahat rahat hizmet alabileceğiniz bir işletme yok. Define üzerinde yaşayan fakir görüntüsü veriyoruz. Bu tabiri de bu ülke ve insanı hak etmiyor aslında. Ama görünen de bu. Buradaki yöneticilerin bu eksiklikleri derhal gidermeleri ve buraları birer iç ve dış turizm gelir kapısı haline dönüştürmeleri gerekir.

Salda Gölü’nün kili, cilt bakımı için çok faydalıymış.

Akdeniz, mavi ve yeşilin buluşması gibi

Seydişehir’e dönüşümüzü gerçekleştirdikten sonra artık Akdeniz yolculuğundayız. Eşim tarafını ziyaret edip birlikte zaman geçirdikten sonra şimdi sıra bizim tarafa geliyor. Öncelikli olarak yeğenim Ayzanur’un düğünü ve tatil sürecimizi dikkate alarak Anamur yollarındayız. Tarihler oluşturulurken elbette pek çok sebepleri dikkate almak durumundasınız. Malum yaz dönemi biraz da düğünler dönemidir. Planlama da elbette ona göre şekillenecektir.

Anamur yolları her zamanki gibi, Gazipaşa tarafı yine kıvrım kıvrım. Yapılmakta olan tüneller bu işe geç ka- lındığını gösteriyor. Bazen de insan iyi ki ulaşılması güç bir yerleşim diyesi geliyor, çünkü rahat ulaşılabilen yerleri bir güzel benzetiyor insanımız. Yol boyu kirlilik dikkatlerden kaçmıyor. Güzellikleri muhafaza etmeyi ve geliştirmeyi beceremiyoruz. Deniz manzaralı yollar boyunca tabiat güzelliğine hayran kalıyorsunuz. Mavi ve yeşilin bu derece uyumu insanı adeta büyülüyor. Ama bir de temiz tutulsa…

—Devam edecek—