"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Risale-i Nur’un vazifesine dair işaret ve beşaretler (2)

Şemseddin ÇAKIR
29 Nisan 2022, Cuma
Bu yazımıza, geçen haftaki yazının son paragrafından devam edecek olursak; o yazının son paragrafında Hasan Feyzi Ağabeyin Üstada nasıl intisap ettiği vardı.

Bugün de, bu intisabın teyid ve tekmili olarak kendi manzumesinden kısa bir bölüm aktarmak istiyorum. Malum, Üstadın ayrılığına dayanamayıp “Dahi nezrim bu ki, canım sana kurban olacak” deyip, kısa bir müddet sonra vefat etmişti ve yine kendisi bir manzumesinde bu intisabı şöyle ifade ediyor:

“Yollarda bıraktık geçtik dervişi,

Attık gönüllerden öyle teşvişi,

Kâfi bu parlayan nurun güneşi

Ey ma’kes-i rahmet-i âlem Risaletü’n-Nur!” (Sikke-i Tasdik-i Gaybî, s. 274)

Bir hadis-i şerifte de, Hz. Mehdi’nin Hicaz tarafından çıkıp genç yaştayken Şam şehrinin minberine çıkacağı ve hutbe okuyacağı nakledilmiştir. (El-Burhan, Varak: 86b, 256)

Bediüzzaman’ın ise; menba-ı Hicaz olan Ehl-i Beyt’ten geldiği, Şam Emevî Camii’nde yüze yakın ehl-i ilmin bulunduğu on bini aşkın bir cemaate hutbe irad edip, sonradan bu meşhur hitabeyi, “Hutbe-i Şamiye” adıyla neşrettiği bilinmektedir.

Mektubat’ta bir rüya-yı sadıka olarak geçen, Ağrı Dağı meselesindeki “İ’caz-ı Kur’ân’ı beyan et!” (Mektubat, s. 357) emrinden bahseden Bediüzzaman, başka bir yerde de şu ifadeyi de kullanmıştır: “Çok emarelerle anlamışız ki, bu ulum-u imaniyedeki fetva vazifesiyle tavzif edilmişiz.” (Mektubat, s. 413)

Bediüzzaman tedbir veya tabiri caiz ise maslahat icabı çoğu yerde kendisini gizlediği halde mahkemede Ehl-i Beyt’ten olduğunu açıkça söylemiştir: “Ben de manevî Âl-i Beyt’ten sayılabilirim demekten maksadım; bir kısım müçtehidlerin ‘Ve alâ âlihî ve sahbihî’ duasında ‘Seyyid olmayan, fakat ehl-i takva bulunanlar o duada dâhildirler’ dediklerinden, o umumî duada benim de bir hissem bulunması için ricakârâne bir tevildir.”

Zaten Resul-i Ekrem’in (asm) iki âli bulunmaktadır: 1- Nesebî âli, 2- Şahs-ı manevî ve nuranîsinin risalet noktasındaki âli. (Lem’alar, Osmanlıca, s. 120)

Bediüzzaman’ın ikinci âlden olduğu da muhakkaktır. Ayrıca Resulullah’ın (asm) nesebinden olduğunda şüphe yoktur. Zira bizzat kendisi hususî sohbetlerinde bunu itiraf etmiştir. Mesela, Albay Hulusi Ağabeye “Kardeşim sen de, ben de sâdattanız (seyyitlerdeniz)” dediği bilinir.

Yine Ahmed Feyzi Ağabeyin cifir ve ebced hesaplarıyla çıkardığı tevafukları dinlemesine rağmen bazı tereddütleri bulunan Osman Çalışkan’ı yanına çağırarak: “Kardeşim ben hem Hasenî’yim hem de Hüseynî’yim. Ahmed Feyzi’nin bütün dediklerini kabul ediyorum, haydi git.” der. (Abdülkadir Badıllı, Mufassal Tarihçe-i Hayat, 1: 36)

Dolayısıyla Nur Talebeleri, Üstadın mehdiyeti konusunda müttefiktirler. Onun için Bediüzzaman bir mektubunda: “...Nur Şakirdleri bu vazifeyi tamamıyla Risale-i Nur’da gördüklerinden, ikinci ve üçüncü vazifeler buna nisbeten ikinci ve üçüncü derecedir diye, Risale-i Nur’un şahs-ı mânevîsini haklı olarak bir nevi Mehdî telâkki ediyorlar.” demektedir. (Emirdağ Lahikası, 205. mektup)

Bediüzzaman’ın mehdîliği kabul etmeyişine gelince; Mehdînin “Ben mehdîyim” demesi ve öyle ortaya çıkması, sırr-ı imtihana ters düşer. O “Ben mehdîyim” demeyecek, ancak imanla ve ferasetle onun yaptığı hizmetlere ve eserlerine bakılarak Mehdîliği anlaşılacak.

Okunma Sayısı: 1614
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Eyüp Aktaş

    29.4.2022 03:00:35

    Lâhika Gibi Bir Mâkâle.Uydurukçaya ihtiyaç hissedilmedende Mâkàle yazmak mümkün.Allah Razı Olsun.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı