Sevgiliyi özler gibi, sevgiliyi bekler gibi, sevgilinin yola revan olup gelmekte olduğunu duyarsın da hazırlanmaz mısın? Gafletle yatar mısın ey nefsim? Uykun kaçmaz mı geceler boyu, süslemez misin evini bu kutlu misafire. O misafir ki her yıl gelir muayyen vakitte. Hesabını sormaz bir önceki yılın. “Ben seni böylemi bırakmıştım giderken, bu ne halin” demez. Affedilmenin ve tekrar sırat-ı müstakimde hizaya getirilmenin ümidini yeşertir gönlümde. Henüz liste dışı bırakılmadığımın, hâlâ katında kayda değer olduğumun müjdesiyle gelir yüceler yücesinden. Her zaman ki gibi İki mübarek arkadaşını gönderdi önce. “Toparlayın sevgilimin gönül hanesini, hazırlayın onu bana çünkü ben ona çok kıymetli hediyelerle geleceğim” der adeta .

Receb’i ve Şaban’ı yolcu ettik, bir yıl daha hasretini çekeceğiz. Üstadımız, “ahir zamanda beşer yolculuğu sür’at peyda etti” buyurmuştu. Şu Pandemi ve Covid sebebiyle bir çok dost ve akrabamızı Rabbim katına dâvet etti. Hani bir duâsı var Peygamberimizin (asm) “Allahım Recebi ve Şabanı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan’a eriştir.” Receb, Regaib ve Mi’racla geldi, bizi Ramazan’a hazırladılar. 

İşte bugün beklediğimiz sevgili Ramazan da geldi. Sen ne haldesin gönül hanem. Bir nebze temizledin mi dilini, gözlerini, ve  diğer lâtifelerini... Hep erteleyip son vakte bıraktığın namazların, tesbihatların, günlük Kur’ân, Cevşen ve Risale okumalarını düzene soktun mu biraz?

Allah’ın habibi (asm) müjdelemişti. “Ramazanın gelişine sevinen bir kulun cesedini Allah (cc) Cehenneme haram kılmıştır.” Ne büyük müjde değil mi? Gelişine duyulan heyecan ile birlikte yine göz açıp kayıncaya kadar bitiverirse korkusu ve hüznü ile karışık duygular var gönül hanemde.

Nihayet geldin Ey Sevgili... Camilerimizin teravihsiz günlerinin son bulması, pandeminin bitmesi için duâlar ederken, Rabbimizin Hz. Musa’ya “evlerinizi mescid edinin” ikazıyla uyandık. Evlerimizi teravihsiz bırakmayacağız, birimiz müezzin, birimiz imam, kalanlarımız da cemaat olup, sevgilimiz Ramazan’ı mahzun kederli bırakmayacağız. İftar veremesek de dostlarımıza, hazırladığımız iftarlıklarla muhtaç kardeşlerimizin sofralarında olacağız. Evlerine gidemesek de dostları, görüntülü arayarak onları, sevindireceğiz yine de Ramazanımızı .

Muazzez Üstadımızın Ramazan Risalesini okuyacağız. Değil mi ki içinde Kur’ân nazil oldu, gönüllerimize de nazil olsun diye mukabelelerle karşılayacağız.

Hoş geldin Şehr-i Siyam...