"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

AB temsilcileri seçimleri ve Yeşiller...

Şükrü BULUT
03 Haziran 2024, Pazartesi
Yıllar yeşilin rengini soldurunca, turuncu görünmeye başladılar.

Yani önceki sarıları da koyulaştı, sosyal Marksistlerin… İlimde, halkta ve hakikatte temeli olmadığı halde, siyasette bu denli uzun ömürlü bir siyasi hareketi tarihe sorarsanız, mutlaka “YEŞİLLER”i cevap olarak bulacaksanız. Demokrasiyi istibdatlar karşısında zayıflatan, gayr-ı meşru yollarla talan edilen belli bir kapital ile dünya siyasetini yönlendiren ve esas maksadı tahrip olduğu hâlde kendisini tamirci olarak gösteren bu siyasi hareketin geçmişini merak edenler; kuruluş olarak 1970’lerin başına ve sahneye çıkışının da 1980’lerin başına rastladığını göreceklerdir.

Esas anavatanı Londra olduğu halde, sahnelendiği yerin Almanya olması çok gariptir. Kendisi zahiren Hristiyan Demokratların başkanı göründüğü hâlde; global sosyal Marksistlerin emrinde çalışan Helmut Kohl tarafından bu ideolojinin sahnelendiğini, Kohl’un o günlerdeki siyaset müttefiki Josef Strauss itiraf edecekti. Hatta Strauss’un Yeşiller hakkındaki fıkrası da, siyaset tarihine geçecek kadar manidardır. Yeşiller hareketini karpuza benzeten Bayernli siyasetçi, “içi kızıl ve kabuğu yeşil” diye, bu özde kızıl olan siyasi hareketi tavsif edecekti. Kuruluşunda manipülasyon, münafıklık ve halkı kandırmak olan bir siyasi hareketin Alman halkına veya milletine dayandığını iddia etmek, o millete karşı bir hakaret sayılmalı, değil mi?

Siyasette “U dönüşü” tabirinin anlamını en iyi bilen halk, mutlaka bizim halkımızdır. Sosyal Marksistlerin, 12 Eylül sürecinde çalıştırdıkları ANAP ile AKP’nin U dönüşlerini milletimiz çoğu kez işkence ve mağduriyet içinde ümitsizce seyretti. Bazen askerleri, bazen anayasayı, bazen dış güçleri ve çoğunlukla geçmişi bahane ederek Türk milletinin elinde-avucundaki şeyleri global ortaklarına veren bu partilerin Avrupa’daki benzerinin YEŞİLLER olduğunu bilmeyenler, bu yazımızı anlamakta zorlanacaklardır.

“Avrupa’yı Troçki’nin enternasyonal sosyalizminden ve kapitalistlerden kurtaracağız.” diyen bu “AÇIK TOPLUM”cu hareketin, özde Marksist ve kapitalist olduğunu insanlara anlatmak kolay olmayacak. Zira yıllar boyunca; hayalî bir kapitalist-sosyalist kavgasıyla zihinleri perişan eden sivil-sosyalist Marksistler; din düşmanlıklarını, gelenek/tarih bağnazlıklarını, fıtrat tahripçiliklerini ve insani değerleri itibarsızlaştırma faaliyetlerini, kapitalin yardımıyla; tam kırk küsur senedir çok güzel bir şekilde örtmeye muvaffak olacaklardı. Bu yalnızca; küreselleşmeyi hedef almış kapitalin değil, hürriyete bürünmüş Marksizm’in de yardımıyla oluşmuş bir netice idi. Avrupalı Hristiyan ve vatanperver aydınların, mahiyetlerini deşifrede zorlandıkları bu hareketin, Türkiye’mizdeki kırk küsur senelik izdüşümlerini çözmede, maalesef Türk hürriyetperverleri de büyük zaafa düştüler. Hatta bu Avrupa’daki sosyal Marksistlerin maddi/manevi desteğiyle sahneye konulan KÜRT SOLU’nu da anlayamadılar. Yirmi yedi farklı dili kullanan çok parçalı bir coğrafyada KÜRT PARTİSİni kurarak, dünyamızın sekizinci acubesini meydana getirmeyi başardılar, YEŞİLLER’in efendileri… Türkiye’de; Kemalistlerle milliyetçilerin yardımcı oldukları bu tiyatronun da, YEŞİLLER hareketi kadar uzun soluklu olması, elbette aynı kaynaktan desteklendiklerinin seçik bir delilidir.

Yukarda kısaca değindiğimiz sebepler ve hadiseler gösteriyor ki hem AB demokrasilerini hem de Türkiye demokrasisini felç eden sosyal Marksizm’in mahiyeti anlaşılmadıkça, bize rahat yüzü görünmüyor. Elbette önce AB içindeki bu musibetin bitmesine çalışılacak ve daha sonra Türkiye siyasetinin, asli partilerinin kulvarına kavuşarak insanlık dışı komite istibdadının ortadan kaybolmasını seyredeceğiz.

Küresel sosyal Marksistlerle birlikte hareket ederek, Almanya’nın geleneksel siyasi partilerini iş yapamayacak kadar zayıflatan YEŞİLLER’in marjinalleşme sürecinde; vatanlarını seven, demokrasiyi benimsemiş ve yapay pazar ekonomisinin çarkları arasında kaybolmak istemeyen AB halkları; söylediklerinin tersini siyasette tatbik eden iki yüzlüleri, inşaallah bitirecektir. Yeşili savundukları halde; tarımda hormon, müdahale edilmiş tohum ve insan sağlığını tehdit eden ilaçların yasağını tüm kıtada kaldıran bu fıtrat düşmanları, Avrupa ülkelerinin doğru ve güzel şeylerde dünyamızın başka milletlerine örnek olmalarını da engellediler. Her sahadaki ahlâksızlıklarını hem tarlada, hem fabrikada, hem medyada hem de sokaklarda öyle sergilediler ki, yarın “ahlakçılık” projesiyle karşınıza çıkacak olurlarsa aman şaşırmayın, deriz.

Okunma Sayısı: 1015
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Osman Gökmen

    6.6.2024 13:40:25

    Turuncu görünmekt tabirinden amaçlanan nedir? “Avrupa’yı Troçki’nin enternasyonal sosyalizminden ve kapitalistlerden kurtaracağız.” diyen bu “AÇIK TOPLUM”cu hareketin, özde Marksist ve kapitalist olduğunu insanlara anlatmak kolay olmayacak Bir kitap yazılacak kadar uzun kapalı izaha muhtaç kelimeler. Gazete okuyucusu bu kadar akademik alt yapı isteyen yazıyı okumakta bence zorlanır

  • Osman Gökmen

    6.6.2024 13:35:20

    Yazının çerçevesi geniş (zaman ve mekan ) Tespitleri ilginç.Bilimsel bir makale mahiyeti taşıyor.Gazete fıkra yazısı diline tenezzül buyurularak yazılmasında sayısız fayda mülahaza ediyorum

  • Zeliha

    4.6.2024 11:42:41

    Onlar sirkleri içinde debelenip dursunlar. Tee 1950 de "dünya yeni ir oluşumun içinde insanlık nurunu arıyor " tesbiti hakim olmaya başladı . Korona ile başlayan musibetler silsilesi bize kati haber veriyor. Yeterki biz çalışalım. Bu tarz yazılar uyanık olmamıza ve gayrete gelmemize sebep oluyor. Allah razı olsun. Uyumamak lâzım.

  • Hamdi

    3.6.2024 22:49:39

    Bu yazıdan şu çıkarımı yapabilir miyim? Almanya'da neoliberal Helmut Kohl yeşilleri ortaya getirdiği gibi, Türkiyedeki ANAP ile AKP de Kürt partisini oluşturdular. Düşmanlıkları hep yapmacık olmuş. Merkelin Yeşillere karşıtlığı gibi..

  • Mehmet

    3.6.2024 18:56:49

    Global dinsiz Marksistlerin Almanya’nın ve Türkiye’nin başına musallat ettiği yeşiller ve ANAP-Akp zihniyeti ile yeşil görünümlü fakat kızıl zihniyete hizmet ettirdikleri aşikar.Lakin bu perdenin kaldırılması için himmet gerek.

  • Mustafa Eren B.

    3.6.2024 16:06:14

    Şükrü Bulut'a bu "ince"likli yazısı için teşekkürler. Anladığımız kadarıyla dünyayı ateşe verenler her ülkede farklı kimliklere bürünerek dinsizliği yaymaktalar ve fıtrat düşmanlığını sürdürmekteler. Şükrü Bulut'tan AB'nin Antisemitizm bukağısından nasıl kurtulabileceğini de bir yazısında yazmasını bekliyoruz. Vesselam.

  • Aykan

    3.6.2024 15:40:05

    1. ve 2. Avrupa'yı deşifre etmeye devam. Teşekkürler.

  • Hüseyin T

    3.6.2024 13:14:26

    bir insan ya da topluluk ne kadar mükemmel bir ahlakla ve yüce inançla, kusursuz eğitimle yetiştirilirse yetiştirilsin ; yarın o ahlakı,inancı,edebi bozmayacakları anlamına gelmez.İnsanlar umumiyetle iyi ve sabit bir öze sahip değiller , iyi olmaları, ancak kurallarla yasalarla adil bir sistemle mümkündür. Potansiyelinde kötülük barındıran Ademoğlu un, en iyileri için bile ahlak ve hukuk elzemdir. Kural ve yasalarla sınırlandırılmadığı zaman, ruyi zeminde insandan daha tehlikeli , daha korkunç bir canlı yoktur ... Kurum ve kurallarıyla işleyen bir demokraside idareciler ve halk, kural ve yasalarla kötülük yapmalarını engelleyen, huzuru temin eden, ahlaklı olmayı tesis eden bir mekanizma olarak ,tarihteki trajik taht kavgalarını bitiren , iktidar olmayı rekabet ,proje ve ahlaklı olmayı amaç edinen devletlerde güven, istikrar ve refah sağlamıştır ..

  • S.topuz

    3.6.2024 12:42:05

    ..."Hem de o eşhasın şahs-ı manevîsine veya temsil ettikleri cemaate ait âsâr-ı azîmeyi o eşhasın zâtlarında tasavvur ederek öyle tefsir etmişler ki, o eşhas-ı hârika çıktıkları vakit bütün halk onları tanıyacak gibi bir şekil vermişler. Halbuki demiştik: Bu dünya tecrübe meydanıdır. Akla kapı açılır, fakat ihtiyarı elinden alınmaz. Öyle ise o eşhas, hattâ o müdhiş Deccal dahi çıktığı zaman çokları, hattâ kendisi de bidayeten Deccal olduğunu bilmez. Belki nur-u imanın dikkatiyle, o eşhas-ı âhirzaman tanılabilir."... Bediüzzaman Said Nursi, Risale-i Nur Külliyatı, Sözler - 344

  • Nahit Topaloğlu

    3.6.2024 09:58:10

    Şükrü kardeşim, Tebrik ederim. Aynı mevzudaki diğer yazlıarınıza kıyasla meramınızı daha net ifade eden bir yazı. İmlâ, noktalama ve ifade bakımından da birkaç pürüz dışında pek düzgün. Bencileyin avâmı da ihmal etmeyen bir tenezzülat-ı Şükriyye! "Kardeşim, anlata anlata dilimde tüy bitti. Nihayet anlamaya başlıyorsunuz..." derseniz, diyecek sözümüz yoktur! Bâki selam ve muhabbetler kardeşim. Fî emânillah!

  • Ayhan

    3.6.2024 06:18:35

    İlim ilerledikçe, dinsiz siyaset çözümü zor yeni problemlerle demokrasiye saldırıyor.

  • A.Yılmaz

    3.6.2024 01:40:43

    Şükrü abi o kadar geniş bir şekilde tasvir ediyorsunuz ki, dünyada var olan her kötülüğü marksizm yapıyor gibi bir sonuç ortaya çıkıyor. Sanki şeytan demek isteyipte diyemiyormuşsunuz da o kelimenin yerine marksizm kelimesini kullanıyormuşsunuz gibi.

  • Demokrat Avrupa

    3.6.2024 00:30:45

    Friedmann, Popper ve Hayek‘in talebeleri ellerindeki bütün imkanları kullanarak fıtrat düşmanlıklarını sürdürerek insanlığın sonunu getirmeye çalışıyorlar…Maalesef münafıkane hareketlerin mahiyetleri anlaşılması güç olduğundan ömürleri de uzun oluyor…Ahir zaman fitnesi içinde imanını kurtarmaya çalışanların da tuzaklı labirentlerden kurtulmaları kolay olmuyor…

  • İsmail

    3.6.2024 00:09:18

    Batı Demokrasilerinin ölümcül hastalığı yeşil… Demokrasiyi gizlice hançerliyorlar.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı