"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Avrupa Neoliberallerindeki büyük panik

Şükrü BULUT
07 Mart 2025, Cuma
Küçük kıta’da panik ve dünyada şaşkınlık… ABD ve AB…

Birçok münasebetlerle iç içe geçmiş iki kıtada milletlerdeki şaşkınlığın sebebi yalnızca, Trump’ın üslubundaki ürkütücülük olmamalı. Son yarım asırda olan-biteni fıtrî zannetmiş halkların gelişmelerden bir şey anlayamamaları da şaşkınlığı arttırıyor.

Bediüzzaman’ın, Kur’ân ve Sünnet tezgâhında hazırladığı Ahirzaman haritasını bilip, gelişen olayları bu temelde takip edenlerin sekineti de diğer dindarları hayrete düşürüyor. 

Gelişen olaylar, Bediüzzaman’ın tefsirindeki ölçülerin sağlamasını bir kez daha gösterdi.  

Önce şunu kaydedelim: Birinci Dünya Savaşı’nın neticeleri, dünyamızın iki kutupluluğunu doğurmuştu. İkinci Dünya Savaşı bu hakikati daha belirgin hale getirmişti. Komünist ve istibdada dayanan, semavî dinler karşıtı dünya ile demokrasiyi ve insaniyeti esas alan, semavî dinlere sahip halkların dünyası… Bolşevikliği veya komünistliği esas alanlar, mahiyetlerini dünya kamuoyundan gizlemek için mütemadiyen kimlik ve format değişikliğine gittiler. Bu tahribatçı dinsizlerin insanlığı aldatmak için büründüğü yeni kıyafetleri, bu sefihlerin bozgunculuklarını örtemediğinden, –gecikmeli de olsa– onların mahiyetlerinin anlaşılmasını sağladı. Dünün komünist ve Marksist sosyalistleri, üstadları Henry Kissinger ile Karl Popper’ın düşünce kavşakları olan Davos koordinasyon merkezinin teşkilinden sonra, 1970’lerden itibaren Neoliberal ve Neocon kimliğiyle piyasaya çıktıklarında, neredeyse kendilerini ilâh ilan ediyorlardı. Daha sosyal ve liberal görünümlü münafık Marksizm, sivil ihtilâlleriyle Enternasyonalcilerin önüne geçmişti. Lenin’in kızıl renginin yerine yeşil ve turuncu gelecekti. Bunların bazı projelerini de gördük.

Yeni Amerika Yüzyılı…

Kültürler Savaşı…

Büyük Ortadoğu Projesi…

Arap Baharı ve yeniden dizayn…

Karbon salınımı, karbon ayak izi  ve yeni hayatı yeniden biçimleyen İklim Konferansları..

Mülkiyetin belli merkezlere transferi ile insanların ekonomilerini tek yere bağlamak…

Bankalar üzerinden tüm insanların malî durumlarını kontrol ederek, onları puanlama ile –Çin’de olduğu gibi– kontrol etmek…

Yukarıda yazdıklarımı bir Neoliberale söyleseniz, sizi komplo teoriciliğiyle itham edip, söylediklerinizi inkâr edecektir.

Bu yalanları, deneyleri olan COVID-19’u gizleyemediği gibi; akıllı şehirler projesi, dünya tarım arazilerinin belli ellerde/şirketlerde toplatılması meselesi, tohumlara müdahale, gökyüzünü ilâçlama, önceden çeşitli vesilelerle şehirlere topladıkları insanları meskensiz ve gıdasızlıkla kontrol projelerini –ki bunların hemen hepsinde AKP hükümeti sadakatle çalışıyor– inkâr ettirmeye asla yetmiyor. Bu önemli konuyu; AKP’yi, ABD’li Neoliberaller ile bir araya getiren Cüneyt Zapsu, çoğu araştırmacıdan daha iyi bilir. Zira 1992’den itibaren, Henry Kissinger’ın talebesi Klaus Schwab ile beraber çalışıyorlar.

Bu uzun girizgâhın sebebini sorarsanız, Bediüzzaman’ın Kur’ânî paradigmalarıyla cevap veririz. Yani, devletler-milletler savaşının yerini sınıf savaşları aldığına göre; istibdadın tarafında durup dinsizliği, ahlâksızlığı, mülkiyetsizliği, daimî çatışmayı ve adaletsizliği esas kabul edenlerle; karşılarındaki hürriyetçileri, demokrasi taraftarlarını, gelenekçileri, fıtratçıları, aile ve semavî din mensuplarını kalın çizgilerle birbirinden ayırmamız gerekiyor. Gel gör ki; Türkiye’deki Kemalizm’e dışarıdaki  Neocon-Neoliberal ittifakı kuvvet verince, ülkemizdeki yüz yıllık kimlik kargaşası, nifak ve düşman tanımındaki zihnî müşevveşiyet  bu defa globalleşti.  

Neoliberallerin 1970’lerde Londra üzerinden dünya ekonomisine müdahalelerini, bizdeki 12 Eylül 1980 İhtilâli takip etti. Programı başlattıkları yılda bünyelerine önemli ülkelerden eleman alan Neoliberaller, bizden de Kemal Dervişoğlu ve Turgut Özal gibi şahısları yetiştirip, ihtilâl öncesinde ülke ekonomisinin ve sonra da siyasetinin idaresine getireceklerdi. Bildiğiniz üzere Özal’ın ölümünden sonra, balans ayarını bahane ederek Kemal Derviş’i getirtip, bir gecede ülke sermayesinin globalcilere devri için Millet Meclisi’nde tam on beş kanun geçirilmişti. Bu detayı, Türkiye’nin dünya siyasetindeki hassas yerini gösterebilmek için verdik. Türkiye 12 Mart ile tökezletilmeseydi, 12 Eylül İhtilâli olmasaydı; –sebep ve sonuç itibariyle– global 11 Eylül İhtilâli de olur muydu acaba? O ihtilâlin alt projeleri olan BOP, Arap Baharı, Suriye ve Ukrayna Savaşları da belki olmazdı.

Troçkici Neoconlarla Frankfurt Okulu’nun devamı sayılan Açık Toplumcuların Davos koordinasyonları 1970’lerin başında vuku bulur. Özal ile Derviş gibi küreselcilerin farklı coğrafyalardaki çocukları, bu tarihlerde Dünya Bankası’na alınırlar. Ve dünyamızın çok yakınında bulunan demokrasi “daimî çatışma” ilkesiyle o günün sağ-sol çatışmasıyla bizden uzaklaştırılır. Ve bunun bedelini yalnızca Türkiye değil; başta ABD ve AB olmak üzere bütün dünya demokrasileri ödeyecekti… 

Çok önemli bulduğumuz bu mevzunun, günümüz dünya siyasetine (ABD-AB çatışması gibi) yansımalarını merak eden okuyucularımıza –inşaallah– üç gün daha sabır tavsiye ediyoruz...

Okunma Sayısı: 1400
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ergin Akın

    8.3.2025 10:57:03

    Nur talebeleri olayları ahir zamanın dinsizlik çerçevesinde değerlendirirler. Bu yazıya o gözle baktım ve çok istifade ettim. Kaleminize ve yüreğinize sağlık, hayırlı Ramazanlar..

  • Rehanur

    7.3.2025 18:33:09

    Üstadımız Rusyadan müsbet bahsediyor. Kastamonuda Almanlardan müsbet bahsettiği gibi. Yeni Asya yazarları bu ölçüye dikkat etmeli değil mi? Yani bazı yazarlarımız olaya, başkalarının baktıkları gibi yorumluyorlar. Kaleminizi Allah susturmasın.

  • Mustafa Sait ÖNAL

    7.3.2025 13:58:15

    Trump'ın üslubu elbette diplomatik teamüllere uymuyor, ancak son yarım yüzyılda gelişen olaylar halkın zihninde normalleştiği için, küreselcilere karşı verilen mücadelede alışılmışın dışına çıkan stratejiler genel kesimi rahatsız ediyor. Yani, alışılagelmişin dışına çıkan hamleler daha fazla dikkat çekiyor.

  • Hüseyin T

    7.3.2025 13:57:42

    Avrupa'daki neoliberal çevrelerin yaşadığı panik havasını son zamanlarda çok daha bariz bir şekilde müşahede etmekteyiz.ABD ve AB’deki gelişmelerin, özellikle neoliberal ve neocon grupların politikalarının başarısızlığıyla bağlantılı olduğu gün gibi ortadadır.Küresel ekonomik ve siyasi düzenin yeniden şekillendiği , neoliberalizmin geçmişten günümüze dönüşümüne baktığımızda müşahhas misallerini son yıllarda yaşanan hadiseler bize gösteriyor. Bundan dolayı neoliberal politikalar günümüz krizlerine cevap veremiyor ve bu durum neoliberal çevrelerde panik meydana getirmektedir . Aynı zamanda, tarihsel ideolojik mirasın yeniden sorgulanması ve alternatif politika yaklaşımlarına ihtiyaç duyulmaktadır.

  • HASAN DOĞAN

    7.3.2025 10:18:02

    Yazılar çok karmaşık hiç net değil ,daha bi açık yazsanız maksat nedir diye.....

  • Halil

    7.3.2025 08:52:10

    AB, ABD'ye teslim olmayacak!!!

  • S.topuz

    7.3.2025 01:42:15

    "İşte böyle bir sırada, o cere-yan pek kuvvetli göründüğü bir zamanda, Hazret-i İsa Aleyhisselâm'ın şahsiyet-i maneviyesinden ibaret olan hakikî İsevîlik dini zuhur ede-cek, yani rahmet-i İlahiyenin semasından nüzul edecek; hal-i hazır Hristiyanlık dini o hakikata karşı tasaffi edecek, hurafattan ve tahrifattan sıy-rılacak, hakaik-i İslâmiye ile birleşecek; manen Hristiyanlık bir nevi İslâmiyete inkılab ede-cektir. Ve Kur'ana iktida ede-rek, o İsevîlik şahs-ı manevîsi tâbi' ve İslâmiyet metbu' ma-kamında kalacak; din-i hak bu iltihak neticesinde azîm bir kuvvet bulacaktır. Dinsizlik cereyanına karşı ayrı ayrı iken mağlub olan İsevîlik ve İslâ-miyet ittihad neticesinde, dinsizlik cereyanına galebe edip dağıtacak istidadında iken; âlem-i semavatta cism-i beşerîsiyle bulunan şahs-ı İsa Aleyhisselâm, o din-i hak ce-reyanının başına geçeceğini, bir Muhbir-i Sadık, bir Kadîr-i Külli Şey'in va'dine istinad e-derek haber vermiştir. Madem haber vermiş, haktır,"... Bediüzzaman, Mektubat - 57

  • S.topuz

    7.3.2025 01:28:52

    ..."Tabiiyyun, maddiyyun felsefesinden tevellüd eden bir cereyan-ı Nemrudane, gittikçe âhirzamanda felsefe-i maddiye vasıtasıyla intişar ederek kuvvet bulup, uluhiyeti inkâr edecek bir dereceye gelir. Nasıl bir padişahı tanımayan ve ordudaki zabitan ve efrad onun askerleri olduğunu kabul etmeyen vahşi bir adam, herkese, her askere bir nevi padişahlık ve bir gûna hâkimiyet verir. Öyle de: Allah'ı inkâr eden o cereyan efradları, birer küçük Nemrud hükmünde nefislerine birer rububiyet verir. Ve onların başına geçen en büyükleri, ispirtizma ve manyetizmanın hâdisatı nev'inden müdhiş hârikalara mazhar olan Deccal ise; daha ileri gidip, cebbarane surî hükûmetini bir nevi rububiyet tasavvur edip uluhiyetini ilân eder. Bir sineğe mağlub olan ve bir sineğin kanadını bile icad edemeyen âciz bir insanın uluhiyet dava etmesi, ne derece ahmakçasına bir mas-karalık olduğu malûmdur." Bediüzzaman Said Nursî, Mektubat - 56

  • Eddai

    7.3.2025 01:26:16

    Makale, küresel oyunları ve dünya devleti tasavvurunu çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor. Dünya artık bir köy; İslam âlemi, bu köyde yerini almalı. Küreselcilerin oyunlarını iptal etmek için, Bediüzzaman’ın rehberliğinde insaniyeti kübra inkişafa başlıyor. Birleşerek, üreterek ve fıtrata dönerek, İslam âlemi hem kendini korumalı hem de insanlığa umut olmalı. Teşekkürler, ufuk açıcı bir analiz.

  • Doğu Batı

    7.3.2025 01:03:44

    İman küfür mücadelesi bütün hızıyla devam etmekte. Değişik renklere de bürünse imansızlık bir şekilde kendini belli ediyor. Önemli olan burada hasta asrın sıkıntılarını gereken ilaçlarla doğru zamanda ve yerinde kullanarak gidermek.

  • Murat Cansız

    7.3.2025 00:47:56

    Desene yandık. Üç gün sonra yine trampı aklama yazın var.

  • Selahattin

    7.3.2025 00:47:44

    Zihinlerde boşluk kalmamalı. Dış dünya olaylarına Üstadımızın ahir zaman ölçüleriyle bakmayanların diğer medya guruplarının veya magazin medyanın ölçüleriyle değerlendirme yapacakları kesindir. Yeni Asyayı zaman ve hadiseler daima tasdik etmiştir. Magazin yaklaşımların yeniasyaya zarar verdiğine de şahit oluyoruz. Dikkatli olmak lazım.

  • Ekrem

    7.3.2025 00:17:35

    Şükrü Bey’in yazılarını okudukça, düşünce ve zihin coğrafyamızın düşmanlarımızca nasıl sürüldüğünü daha açıkça görüyoruz. Doğru bildiğimiz fikirlerin yanlış, vatanperver zannettiğimiz siyasetçilerin millete ihanet içinde ve Türkiye olarak bir tuzağın içinde olduğumuzu herkes görebilir. Bunun için deha olmaya gerek yok.

  • Erhan

    7.3.2025 00:11:44

    Yazarımızın öne çıkardığı noktaları daha net anlamak için son elli senenin olaylarını doğru okumak şart. Elinize Sağlık.

  • Eren

    7.3.2025 00:09:45

    Hem ABD sayfasında ve hem de Avrupa sayfasında gelişen değilmeleri doğru okuyabilmemiz için Bediüzzamanın Avrupa telakkisini bilmemiz gerekiyor. Aksi halde kendi istikametimizi de koruyamayız.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı