"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kürt meselesinden önce demokrasi meselesi...

Şükrü BULUT
24 Şubat 2025, Pazartesi
Bediüzzaman, demokrasiye, milliyetin de annesi nazarıyla bakar.

Hürriyetin ve demokrasinin İslâm coğrafyasındaki serpilip büyüyüşlerini emperyal menfaatlerine zararlı gören zalim Avrupa devletlerinin, ellerindeki imkânlarla bizdeki milliyet fikrini istismar ettiklerini kabul etmeliyiz. Çok orijinal olan “Tavaif-i Mülûk” tabiriyle Said Nursî, üç kıtaya yayılmış Osmanlı’nın parçalanmasında ırkçılığın, Hristiyan azınlıkların ve diğer unsurların kullanılışını anlatır.

Kürt milliyetçiliği meselesinin; Arnavut, Ermeni ve Arap milliyetçilikleri gibi, Londra ve Paris menşeli olduğunu biliyoruz. Oralardaki enstitüler, eleman yetiştirme okulları ve malî yardımlar cihetiyle, bilhassa Londra öncüdür. Bu uzun hikâyeye Bediüzzaman; Sevr Anlaşması’nın imzalandığı günlerde Şerif Paşa ile Boğos Nubar Paşa’nın Paris üzerinden sahneye itilmeleri üzerine, gereken cevabı gazetelerle vermiştir.

Hariçten ithal edilen bu ırkçılık fitnelerinde yalnızca emperyalist ülkeleri suçlamak, meseleyi anlamak için yeterli değildir. Osmanlı Devleti’nin uğradığı musibetler, içine düştüğü yönetim zaafları, müstebit beylerin, paşaların veya valilerin devlet adına yaptıkları zulümler; Batı’daki Osmanlı veya İslâm düşmanlarının çalışmalarına kuvvet vermiştir.

Kürt milliyetçiliği meselesine, dünya harplerinden sonraki dönemde, farklı bakmak gerekiyor. Dünya harplerinin öncesindeki emperyalist devletlerin yerini, küresel menfaat gruplarıyla dünyayı zaptetmek isteyen dinsizlik cereyanları aldıklarından; yapbozun parçalarını yeniden tanımlamak lâzım: Taraflar, olaylar, aktörler, hedefler, zaman dilimleri, vs.

Girişte belirttiğimiz üzere, demokrasi meselesini hâlledemeyen Türkiye, Kürt milliyetçiliği meselesini boşuna konuşmuş olur. Zira muhatapları yoktur. Son elli seneden bu yana, Kürt milliyetçisi kimliğini kullananların yüzde doksanının Marksist olduğunu; yapılanma ile alâkalı tüm bilgilerin bizde olmayıp, koordine, donanım, propaganda, siyasî strateji ve ittifaklarının bilhassa Londra’dan temin edildiğini bilmeyen var mı? Günümüzdeki Marksist Kürt partisinin, Küreselci dinsizlerin AB demokrasilerini yıkmak üzere kurduğu “Yeşiller” laboratuvarında imal edildiğini hangi araştırmacı inkâr edebilir ki… Yani, günümüzdeki Kürt milliyetçiliği meselesinin muhatapları, bu kimliği istismar eden münafık Marksistlerdir. Bu yapı ile Doğu’yu demokrasiye/hürriyete kapattıktan sonra, kalkıp Türkiye sınırlarındaki Kürtlerin haklarını/meselelerini konuşmanın mantıkla ilgisi yoktur.

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra; Kürtlere düşman Kemalizm’in bölgeden tehcir ettikleri temsilci ailelere neden af çıkmıştır, sorulmaz. 1950’den sonra, köklerine dönerek bölgeden vekil olarak Meclis’e girenlerin çoğu, beş sene öncesine kadar muhacir idiler. Ayrıca, demokrasimize yapılan 27 Mayıs suikastinde de bunların tehcirleri, hapisleri ve hatta infazları gündeme getirilmişti. İlginçtir ki Sivas Kampı da konuşulmaz. Kürtleri global hegemonyasına alet etmek, Türkiye demokrasisini bitirmek ve istibdatlarını sağlamlaştırmak isteyen Marksistlerin, zamanın temayüz etmiş bölge insanlarına yaptıkları propagandaları da konuşmuyoruz. Ağa, şeyh, imam ve gelenek düşmanı köy romancılığı, Yeşilçam Sineması ve o günün eğitimcileri toptan bir itibarsızlaştırmaya gittikleri hâlde, hiçbir Türk münevveri bu karalamaya itiraz etmedi, biliyoruz. Bölgedeki insanların mağduriyetleri ve ayrıştırılmaları bu 1980 ihtilâlinden sonra başlayacaktı.

Türkiye’yi veya İslâm âlemini hegemonyasına mâni gören cereyanların 1970’lerden sonra hazırladıkları programların daha derin ve münafıkâne olduğunu biliyoruz. Kemalistlerle Marksistlerin Doğu’daki iş birlikleri henüz şeffaftı: Gaziantep, Diyarbakır, Maraş, Malatya, Sivas, Kars, Dersim ve Ankara-İstanbul gibi şehirlerdeki bazı mahallerde, 12 Eylül İhtilâli’ni olgunlaştırmak üzere sokaklarda birlikte sağcı kovalıyorlardı.

Türkiye demokrasisini 12 Eylül’de idam edenler, Kürt milliyetçiliği meselesini vitrinde tutmuşlardır. Troçki’yi ve Mao’yu aratacak zulümlerle, Kürtlerin ileri gelenlerine toplama kamplarında ve hapishanelerde işkenceleriyle Türk-Kürt ayırımını derinleştirdiklerinin farkındaydılar. Kırk küsur senelik 12 Eylül süreci bittiğinde, bu mezalim; belgeleri, resimleri ve delilleriyle sergilenecektir.

12 Eylül projesindeki karşı hedef demokrasi idi. Yalnız Kürtler değil; demokrasi isteyen herkes, dindarlar, vatanperverler, tümüyle zulme maruz bırakılmışlardır. Demokrasiyi tedai ettirecek her nesne, şahıs ve olay yasaklandı… Ve yasak münafıkâne biçimde hâlâ devam ediyor.

Bugünlerdeki Marksist Kürt temsilcilerindeki telâşı birlikte izliyoruz. Yeşiller projesiyle Marksist Kürtleri içine alan global sosyal Marksistlerin ABD seçimlerindeki mağlubiyetleri dengeleri altüst etti. Mahiyetlerini halklardan gizleyen örtüleri uçuşunca, AB’deki saltanatlarının da yok olacağını anladılar. İmralı, Erbil ve belki Rojava… Mıntıka temizliğine giriştiler.

Fakat biliyoruz ki, mesele Kürtlük meselesi değil, Türkiye’nin 12 Eylül sürecinden kurtulma meselesi…

İnşâallah devam edelim…

Okunma Sayısı: 2697
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Erhan

    24.2.2025 23:39:54

    Bu makalenin devamı olursa, bazı oturmamış taşlar da oturur. Bekliyoruz.

  • Hüseyin T

    24.2.2025 22:53:09

    Kürt milliyetçiliği Batı’nın emperyal politikalarının bir parçası olarak ele alınması gereken bir konudur. Çünkü birinci dünya savaşından sonra onlarca devlet kurulurken, Kürtler'in dışarıda bırakılması bunu açıkça ortaya koymaktadır.Türkiye’nin esas meselesi, kıymetli hocamizin da ifade ettigi gibi demokrasi eksikliğidir . 12 Eylül darbesi hem Kürtler hem de demokrasi yanlıları için baskıcı bir süreci ve akabinde Kürt meselesini de içinden çıkılmaz bir hale getirmiştir. Günümüz Kürt siyaseti işte bu marksist ve küreselci bir proje olarak ortaya çıktı. Gerçek anlamda bir demokratik yapı inşa edilmiş olsa başta Kürt sorunu olmak üzere, bütün meseleleri suhulet ve barış içinde halletmek mümkündür...

  • Metin

    24.2.2025 14:10:14

    Çok aydınlatıcı ve yol gösterici bir yazı olmuş bilhassa gençlere

  • Süleyman

    24.2.2025 13:21:43

    İslam milliyetinde bütün ümmeti birleştirmiş Bediüzzamanı bütün müslüman topluluklar dinlemeli. Tek çıkış yolu.

  • HASAN DOĞAN

    24.2.2025 12:40:09

    Eğer Türkiye bu kardeş unsuru dinleyip anlayamazsa ve onların taleplerini demokrasi ve insan hakları ekseninde çözmez ise o zaman ecnebiler parmak karıştırır tabiiki de.Sen çocuğuna sahip çıkmasan başkaları onu her türlü emeline alet eder......

  • HASAN DOĞAN

    24.2.2025 12:33:05

    Bugünlerdeki Marksist Kürt temsilcilerindeki telâşı birlikte izliyoruz. Yeşiller projesiyle Marksist Kürtleri içine alan global sosyal Marksistlerin ABD seçimlerindeki mağlubiyetleri dengeleri altüst etti. Mahiyetlerini halklardan gizleyen örtüleri uçuşunca, AB’deki saltanatlarının da yok olacağını anladılar. İmralı, Erbil ve belki Rojava… Mıntıka temizliğine giriştiler. bununla tenakuza düşersin bence.Çünkü en çok kürdistan ve kürt milliyeçilğine yatırımı Amerikan cumhuriyetçileri ve Trump yapıyor.

  • S.topuz

    24.2.2025 09:18:06

    ..."Şeriattaki rahmet, sema-i Kur'andandır. Medeniyet-i Kur'an esasları müsbettir. Beş müsbet esas üzere döner çark-ı saadet. Nokta-i istinadı; kuvvete bedel haktır. Hakkın daim şe'nidir adalet ve tevazün. Bundan çıkar selâmet, zâil olur şekavet. Hedefinde menfaat yerine fazilettir. Faziletin şe'nidir muhabbet ve tecazüb. Bundan çıkar saadet, zâil olur adavet(Düşmanlık). Hayattaki düsturu, cidal kıtal yerine, düstur-u teavündür. O düsturun şe'nidir ittihad ve tesanüd; hayatlanır cemaat. Suret-i hizmetinde, heva heves yerine hüda-yı hidayettir. O hüdanın şe'nidir: İnsana lâyık tarzda terakki ve refahet. Ruha lâzım surette tenevvür ve tekâmül. Kitlelerin içinde cihetü'l-vahdeti de tardeder unsuriyet, hem de menfî milliyet(Irkçılık)."... Bediüzzaman Said Nursî, Risale-i Nur Külliyatı, Sözler - 712 - 😢🙌🌹🤲🌹❤☝️🌙🕋😭😭😭🕊🕊🕊🌍🇪🇺🕋🇹🇷🇵🇸🇵🇸🇵🇸

  • S.topuz

    24.2.2025 09:13:10

    ..."Şeriattaki rahmet, sema-i Kur'andandır. Medeniyet-i Kur'an esasları müsbettir. Beş müsbet esas üzere döner çark-ı saadet. Nokta-i istinadı; kuvvete bedel haktır. Hakkın daim şe'nidir adalet ve tevazün. Bundan çıkar selâmet, zâil olur şekavet. Hedefinde menfaat yerine fazilettir. Faziletin şe'nidir muhabbet ve tecazüb. Bundan çıkar saadet, zâil olur adavet(Düşmanlık). Hayattaki düsturu, cidal kıtal yerine, düstur-u teavündür. O düsturun şe'nidir ittihad ve tesanüd; hayatlanır cemaat. Suret-i hizmetinde, heva heves yerine hüda-yı hidayettir. O hüdanın şe'nidir: İnsana lâyık tarzda terakki ve refahet. Ruha lâzım surette tenevvür ve tekâmül. Kitlelerin içinde cihetü'l-vahdeti de tardeder unsuriyet, hem de menfî milliyet(Irkçılık). Bediüzzaman Said Nursî, Risale-i Nur Külliyatı, Sözler - 712 - 😢🙌🌹🤲🌹❤☝️🌙🕋😭😭😭🕊🕊🕊🌍🇪🇺🕋🇹🇷🇵🇸🇵🇸🇵🇸

  • S.topuz

    24.2.2025 09:07:51

    اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ اِخْوَةٌ فَاَصْلِحُوا بَيْنَ اَخَوَيْكُمْ Mü'minler ancak kardeştirler; siz de kardeşlerinizin arasını düzeltin. (Hucurât Sûresi, 49:10) اِدْفَعْ بِالَّت۪ى هِىَ اَحْسَنُ فَاِذَا الَّذ۪ى بَيْنَكَ وَبَيْنَهُ عَدَاوَةٌ كَاَنَّهُ وَلِىٌّ حَم۪يمٌ Kötülüğe iyiliğin en güzeliyle karşılık ver. Bir de bakarsın, aranızda düşmanlık bulunan kimse candan bir dost oluvermiştir. (Fussilet Sûresi, 41:34) وَالْكَاظِم۪ينَ الْغَيْظَ وَالْعَاف۪ينَ عَنِ النَّاسِ وَاللّٰهُ يُحِبُّ الْمُحْسِن۪ينَ Öfkelerini yutanlar ve insanların kusurlarını affedenlere gelince, Allah iyilik yapanları ve iyi kullukta bulunanları sever. (Âl-i İmrân Sûresi, 3:134) (Mektûbat sh: 264) Ayet-Hadis - 232 - 😪🙌🌹🤲🌹❤☝️🌙🕋😭😭😭🕊🕊🕊🌍🇪🇺🕋🇹🇷🇵🇸🇵🇸🇵🇸

  • Kemal erdem

    24.2.2025 07:07:03

    O zaman HDPnin destek verdiği MİLLET İTTİFAKI bölücü ve zararlı bir proje imiş. Allah bizi korumuş. Bizde bilmeden çalıştık.

  • Ekrem

    24.2.2025 01:18:59

    Beklediğim bir yazı idi. Üstad Kürtlerin demokrasiye yatkın olduklarını münazaraya söylüyor. Bu sözden anlıyorum ki, Kürtler harekete geçmeden bu demokrasi yürüyüşü muhtaç olduğu gücü toparlayamayacak.

  • Selahattin

    24.2.2025 01:07:19

    "12 Eylül projesindeki karşı hedef demokrasi idi. Yalnız Kürtler değil; demokrasi isteyen herkes, dindarlar, vatanperverler, tümüyle zulme maruz bırakılmışlardır. Demokrasiyi tedai ettirecek her nesne, şahıs ve olay yasaklandı… Ve yasak münafıkâne biçimde hâlâ devam ediyor." Çok doğru. Başka biçimlerde sansür, korkutma ve yasak devam ediyor.

  • Abdulkadir Ceylan

    24.2.2025 01:02:35

    Kürt milliyetçiliğinin Londra ve Paris menşeli olduğunun söylenmesi tamamen kemalist bir hikayedir. Çünkü en başta şunu söylemek lazım. Kürt milliyetçiliği diyebileceğimiz bir yapı olmamıştır. Osmanlı varolduğu sürece bağımsız bir Kürdistan fikride olmamıştır.

  • Salih

    24.2.2025 00:55:13

    Kürtlük Meselesini en doğru tarzda anlatacak, yine Nur talebeleridir. Demokrasimiz için çok önemli olduğunun altını çizmeniz, inşallah demokrasiye çalışanların dikkatlerini çeker.

  • Hikmet

    24.2.2025 00:49:18

    Gayet bilgilendirici ve düşündürücü. Devamını diliyoruz, hocam.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı