"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Zülfikarlarımızı kuşandık mı?

Şükrü BULUT
21 Şubat 2022, Pazartesi
Zülfikar ve Müslüman kelimeleri yanyana gelince, tedaisinden dindarlarımız bile ürkebilir, bu zamanda…

Gel gör ki zamanın da bir hükmü var. Yalnızca insanları değil, kullana geldikleri kelimeleri de değiştiriyor. Ahir zaman müfessiri Bediüzzaman ile birçok dini terim geleneksel manalarından sıyrılarak, tamamen farklı giysilerle zamanımızı süslüyorlar. Ahir zamanın bu değişimini takip edemezsek, Müslümanlar olarak yeni dünyayı anlayamayız, değil mi?

Değişimin sübjektif olduğunu söyleyebiliriz. Bediüzzaman’ın içinde bulunduğu değişimin Birinci Dünya Savaşı ile başladığını, yine ondan öğreniyoruz. Devletler ve milletler eski manalarından ayrılıp pakt ve ittifaklara doğru yürürlerken, Müslümanların “CİHAD” anlayışı da yeni sınır ve siperlerine çekilecekti. Şeriat kelimesi, kendisine çok dar gelen eski giysisini bir tarafa bırakarak tüm kâinatı kapsayacaktı. İslâm tüm semavi dinleri arkasına takarak yepyeni bir blok oluşturacaktı. Doğru hürriyet ve demokrasi tanımları berraklık kazanarak, bütün azalarıyla münafık istibdadın karşısına dikileceklerdi. Müsbet fenler de materyalist felsefenin hegemonyasından çıkarak, her biri kendi sahalarında yaratıcılarını dünyaya ilân edeceklerdi. Güzel sanatlar ise; nefsin heva ve arzularının esaretinden kurtulup başlar üzerinde, insanları mutlu etmek üzere raksa kalkacaklardı. Yüzlerce değişimden birkaç tanesini şu yazımıza almamızın sebebini unutmayalım… Zülfikar’ın tedaileri…

Bediüzzaman Hz.leri Birinci Dünya Savaşı’nın devamı olan İkinci Dünya Savaşının arefesinde, cihadtaki değişimi anlatırken ”maddi kılıçlar kınına!...” diyor. Yani, İkinci Dünya Savaşı’nın getirdiği büyük değişimin hemen akabinde oluşturduğu Zülfikar’ın, İmam-ı Ali'nin (r.a) elindeki Bedir, Uhud ve Hayber Zülfikar’ı olmadığını on sene öncesinden ihsas edecekti. Hele dâhilde cihad adına maddi kuvvetin asla kullanılamayacağını, mübarek ellerini kelepçelere uzattığında veya kır bekçisinin “dışarı çıkmayacaksın!” ihtarına riayet ettiğinde hal diliyle de gösterecekti. Ve bütün mahkemelerinde, yetkililere yazdığı dilekçelerinde; altı yüz bini aşan talebelerinin hiç birisinin bir polisiye vukuatına karışmadığını iftihar ile anlatacaktı. Birinci Dünya Savaşı öncesindeki Said Nursi ile sonraki Bediüzzaman Said Nursi arasına, cihad metodolojisi itibariyle bir çizgi çekecekti.

Anlayacağımız gibi Zülfikar; ahir zaman dinsizliğine ve sefahatine karşı elmastan manevi bir kılıç” anlamını taşıyor. Her ne kadar bu kitaptaki üç önemli bahis (Haşir, Nübüvvet-i Ahmediyye ve Kur’an) bundan önce yazılmış kitaplardan alınmış olsa da, bu eser “yeni bir misyon ve ruh” ile fikir meydanına çıkıyordu. Talebelerine hem el ile ve hem de teksir makinalarıyla geceli-gündüzlü binlerce nüsha yazdırıyor, memleketin dört bir yanına neşrediyordu. Yalnız Türkiye’ye değil; Şam-ı Şerif’e, Mısır’a Hicaz’a, Hindistan’a, Avrupa’ya, Amerika ve daha uzak diyarlara gönderiyordu. Bilhassa dini ilimleri tahsil edenleri, Zülfikar’a sahip çıkmaları hususunda ikaz ediyor ve onların bu manevi kılıcı kuşanarak manevi cihat meydanına çıkmalarını tavsiye ediyordu. Bırakınız hocaları, Hıristiyan misyonerlere de Kiliseyi mağlup etmiş Şimal Cereyanına, ancak Zülfikar gibi Kur’an tezgâhında yapılmış bir silâh ile galebe edebileceklerini ta Vatikan’a kadar anlatıyordu.

Evet, Üç aylarda Zülfikar’ın farklı bir mana kazandığını da hissediyoruz. Hadis-i Şerif’te Peygamberimiz; Receb-i şerif Allah’ın, Şaban-ı muazzama benim ve Ramazan-ı mübarek ise Kur’an’ın aylarıdır, diyor. İşte Zülfikar’da da bu üç manayı muhtaçlara anlatan üç bahis… Onuncu Söz, On dokuzuncu Mektup ve Yirmi Beşinci Söz… Üç aylarda tefekküre dalmak isteyenler için bir de hatimesi var… Peygamberimizin ifadesiyle en büyük cihat, kişinin nefsiyle yaptığıdır. Sonra, Kur’an’ı, Peygamberimizi ve ahiretimizi bize anlatacak Kur’an’dan derslerle mücehhez olabilmek için okumaya başlamak… İki yıllık corona salgınının üzerimize boca ettiği maddi-manevi miskinliği temizlemek üzere “Bismillah!“ diyerek Zülfikarlarını kuşananlara ne mutlu.

Müslümanlar ve bilhassa Risale-i Nuru okuyanların imani meselelerde kendilerini yetiştirmeleriyle ahir zamanın dehşetli mücadelesi arasındaki paralellikler önemlidir. Küçülmüş dünyamızda, dünyanın ücra kıtalarındaki İsevilerin, kendilerini inkâr-ı ulûhiyet ve sefahatle sıkıştıran dinsizlik cereyanlarına karşı, bizden yardım bekledikleri dehşetli bir zaman dilimini yaşıyoruz. Kader, bu musibetzedelere yardım hususundaki mesafe, dil, kültür ve eğitim gibi engelleri, mucizevi bir şekilde teknoloji ile kaldırmış görünüyor. Anadolu’nun bir kasabasında Zülfikar’ını kuşanmış bir Müslümanın, Yeni Zelanda’daki Hıristiyan’ın imdadına koşmasına artık bir engel kalmadı.

Farfaracı gazetelerin ve ekranların neşrettiği ufunetli havalardan kurtulmanın yolu da, Zülfikar’ı kuşanmaktan geçmiyor mu? Onlar savaşı Kiev’de, Filistin’de, Latin Amerika veya Çin’de göstermek istiyorlar. Hayır, esas savaşın iman ile küfrün çatıştığı tüm global cephelerde fikir ile yapıldığını hakim cereyanlar bize göstermek istemiyorlar. Risale-i Nur’un bağlandığı İmam-ı Ali ve Âl-i Beyti’n ellerindeki Zülfikar’ın dünyamızın her yerinde; geceli-gündüzlü durmaksızın münkirlerin ilhad ve temerrüt cephelerine darbelerle indiğini gizlemeye çalışsalar da, hakikat dünyamızın bütün merkezlerinden işitiliyor ve hatta görünüyor. Güneş balçıkla sıvanmaz ki…

Okunma Sayısı: 3346
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Bülent Bektaş

    22.2.2022 08:39:35

    Şükrü bey Zelinsky bildiğiniz üzere Yahudi Yani Ukrayna da Yahudi lobisini de arkasına almış gibi görünüyor Putin hem neocon hemde Yahudileri karşısına almış gibi görünüyor Ayrıca SSCB kominlzm ile sanki zamanında yaptıklarının meyvesını mi topluyor

  • Demokrat Avrupa

    22.2.2022 01:04:26

    Dinler arası dialog diyerek geniş dairedeki Risale-i Nur’un vazifesini sulandırarak “Zülfikar’ın” işaret ettiği manadaki hizmeti engellemek isteyenler kaderin öyle bir sillesini yediler ki yerlerinden hareket edemez hale geldiler…Zaten dinler arası diyalog diye bir şey de yoktu; doğru olanı müslüman hristiyan ittifakıydı…Zülfikar sayesinde iman küfür cephesine galip gelecektir Allah’ın izniyle. Yeter ki bizler gayretlerimizi arttıralım. Okuyalım, lisanı halimizle yaşayalım ve başkalarının da okumasını sağlayalım…

  • Osman

    21.2.2022 20:07:43

    Tebrik ederim güzel bir yazı R. Nurlarla hakikat ortaya çıkmıştır Küfrün beli kırılmıştır İnananlar her zaman galiptir

  • Zübeyir

    21.2.2022 18:20:52

    Allah razı olsun, şevkengiz bir yazı, güzel tespitler… “ Onlar savaşı Kiev’de, Filistin’de, Latin Amerika veya Çin’de göstermek istiyorlar. Hayır, esas savaşın iman ile küfrün çatıştığı tüm global cephelerde fikir ile yapıldığını hakim cereyanlar bize göstermek istemiyorlar.” Manevi miskinlikten uyandıracak Yazılara ihtiyacımız var.

  • Nura

    21.2.2022 16:09:32

    Değişimin dizginleri elinde olan Allah’a teslim olanların bu zamandaki zaferi, ancak zülfikar ile kazanılacak. Alkışlanacak bir makale olmuş,yeni asyayı tebrik ediyorum.

  • Fırat

    21.2.2022 15:58:54

    Zülfikar ile müsbet hareketi bir yazı içinde ele alabilir misiniz? Kural olarak üstadımız müsbet hareketi esas alıyor ve cihadını bu ölçülerle yapıyor. Zülfikarı tanımlamanızı tebrik ediyorum. Bayadır duymayı beklediğim bir konuydu.

  • Ahmet

    21.2.2022 11:21:59

    İnşallah ümmet, Zlfikar sayesinde zamanımızın manevi cihad tarzını öğrenecek ve İslâm Aleminin ikidebir deccallerin yağmalamasına sebep olan hallerden kurtulacak.

  • Hüseyin

    21.2.2022 10:34:21

    Kötülüğün, küfrün ve adaletsizliğin istemli, sistemli, kapsamlı ve etkili olarak görünür hale gelmesi, Sosyal darwinizmin hayatın hemen hemen her alanını kuşatması/ geçerli akçe durumuna yükselmesi, küfrün uğultularının her yerde kulakları sağır edecek derecede duyulması/ rahatsız etmesi, zülfikarın toplum olarak unutulmuş olması, sahte çakma zülfikarların ortaya çıkmış olmasındandır... Zülfikar ; ilahi yasalara uyan yaşamı ve yaşamayı destekleyen rasyonel anlamda kainatın varlığını ve tılsımını izah ve izhar eden sözlerdir. günümüze mütemadiyen damlayan lemalardır, hayatın mahiyetini anlatan şualardır ...

  • Mustafa-kemal coban

    21.2.2022 09:08:12

    Manevi hayatimizi gözden geçirip bozulan kısımlari bakima almali.gündelik hayatin koşuşturmasindan kurtulmali.yeni enerji kaynaklari yüklenmeli.paslanan kalpler cilalanmali.hangimizin buna ihtiyaci yokki

  • Esma

    21.2.2022 08:55:20

    Çok güzel bir rastlantı ki, çoğu yerlerde üç aylarda Zülfikar okunuyor. Mevsiminde dalında görünen bir meyve oldu. Allah razı olsun ağabey.

  • Hasan

    21.2.2022 08:39:55

    Değişimin öncüsünü güzelce tarif eden nurani bir yazı. Ha gayret.

  • Bülent Bektaş

    21.2.2022 08:39:00

    Teşekkürler Şükrü bey Her zamanki gibi çok güzel bir yazı olmuş Ayrıca hem gazeteniz hemde sizin 53.yılınızıı kutlarım

  • S.topuz

    21.2.2022 07:50:11

    Evet, İnsanlık Medenileşti. Dünya küçük bir KÖY haline geldi Elhamdülillah. İnsanlar meselelerini ikna yoluyla çözmek zorundalar,eğer huzurlu,mutlu ve BARIŞ halinde bir HAYAT istiyorlarsa? "Zira Medenilere GALEBE ÇALMAK İKNA iledir, Sözden ANLAMAYAN CANİLER gibi, İCBAR (zorlama) ile DEĞİLDİR". Biz MUHABBET FEDAİLERİYİZ, HUSUMETE (düşmanlığa) vaktimiz yoktur!.."(Bediüzzaman)

  • Mustafa yaprak

    21.2.2022 06:21:49

    Müsbet hareket tarzımızı ortaya koyan şu veciz ifadelere bakar mısınız? "mübarek ellerini kelepçelere uzattığında veya kır bekçisinin “dışarı çıkmayacaksın!” ihtarına riayet ettiğinde hal diliyle de gösterecekti," Aslında bu tarz bir duruş ("maddi kılıçlar kınına " ) ahirzaman müminlerine inayet-i Rabbanidir. Allah ebeden razı olsun. Şükrü hocam Zülfikar'ı muhtaç gönüllere ulaştırmaya çalışalım inşallah. Rahmetli Mehmet Özkan ağabey bunun farkında olan bir ağabeyimizdi. Allah rahmet eylesin.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı