Afyon Sultandağı’ndan Ahmet Özbabalık: “22. Söz 2. Makamı 4. Lem’a 3. Pencere’de ‘her bir zihayatta bir ehadiyet sikkesi diğeri samediyet turrası bulunur’ cümlesini açar mısınız?”
Zerrelerden Kürelere Sıfır Hata!
Yaşadığımız âlem bir bütün olarak, bir canlı organizmadan farksızdır. Veya akıllı bir araçtan daha akıllıdır. Tabiat olayları arasındaki bilimsel bağlantılar olağanüstüdür. İster yeryüzünde, ister gökyüzünde, zerrelerden kürelere, bütün her şeyin değişim ve oluşum süreçleri hatasızdır.
Bir parça toprak, bütün bitkilerin doğup büyümesine kaynaklık eder. Yeryüzündeki bütün bitki tohumları karbon, azot, oksijen ve hidrojenden yapılmış olmasına rağmen, her bir tohumun, kader kalemiyle kendi içerisine yazılan ince programları birbirinden farklıdır.
İçinde toprak bulunan bir kâseye yeryüzünde ne kadar bitki çeşidi varsa, nöbetleşe ekseniz veya dikseniz toprak zerrecikleri onu tanıyacak, besleyecek ve büyütecektir. O bitki birbirinden farklı harika şekilleriyle, halleriyle, dallarıyla, çiçekleriyle ve meyveleriyle boy gösterecektir.
Bilimin Parmak Isırdığı Durumlar
Ama bunun neden ve nasıl böyle olduğunu bilim açıklayamıyor.
Her bir tohumun toprak altında nasıl bir çıtlama ile, nasıl bir enerjiyle, nasıl bir programla çıktığını… Aynı toprak zerrelerinin, bütün yeryüzü bitkilerine nasıl analık yaptığını… Bütün yeryüzü bitkilerinin maddesi aynı olan tohumlarının, aynı özellikteki bir avuç toprakta, nasıl milyonlarca farklı şekil, farklı karakter, farklı ürün, farklı şifa, farklı lezzet, farklı renk, farklı koku, farklı doku özellikleri ortaya koyduğunu… Her bir bitkinin farklı dal, yaprak, çiçek ve meyvelerinin sadece dış yüzeylerinin farklı kalıplar istediği halde, aynı parça toprağın bütün bitkilere nasıl uygun kalıplar ürettiğini, giydirdiğini ve her gün, her an kalıbını nasıl değiştirttiğini… Bitkilerin iç bünyelerinin ve programlarının aynı toprakla nasıl uyum sağladığını ve nasıl olağanüstü bir hayat performansına dönüştüğünü…
Biyoloji, Mikrobiyoloji, Moleküler Biyoloji, Botanik, Ekoloji ve Ziraat gibi bilimler dâhil hiçbir bilim bu güne kadar açıklayamamıştır.
Akıllı insanlar işi ne tesadüfe, ne kendiliğinden oluşa, ne tabiata bırakırlar. Onlar işin arkasında Hâlık-ı Kerim olan Allah’ı görürler.
Ehadiyet ve Samediyet İmzaları
Çünkü akıl için yol birdir. Her bir akıl sahibi her bir canda, iki imza birden görür: Ehadiyet İmzası, Samediyet İmzası. Yani her bir can “Kul hüvallahü ehad Allahüssamed” ayetlerini birden okuyor ve okutuyor.
Her bir can, kâinatta cilveleri görünen ekser isimleri birden kendi vücudunda göstermekle “Kul hüvellahü ehad” âyetini okuyor. Yani yıldızlarda, güneşte, suda, havada, toprakta tecelli eden ekser ismi kendi vücudunda da gösteriyor. Güneşte tecelli eden İlâhî isimler, güneşin ışığı, ısısı, ışını ve radyasyonu ile bütün canlar arasında muhteşem bir uyum kurmuştur. Toprakta tecelli eden İlâhî isimler, toprağın yapısı, nemi, minerali, organizması ve elementi ile her bir can arasında parmak ısırtan bir koordinasyon kurmuştur.
Bu uyum ve koordinasyon, güneşi, toprağı, diğer varlıkları ve canları yaratanın Ehad olan Allah’tan başkası olmadığının, yani ehadiyetin ilânıdır.
Keza, her bir can kâinatın küçücük bir misali ve yaratılış ağacının muhteşem bir meyvesidir. Dolayısıyla kâinat çapında ihtiyaçları vardır. Bu yüksek ihtiyaçlar ise, kolaylıkla, ucuzca ve bol bir şekilde kendi küçük hayat dairesine yetiştiriliyor. O küçük canlının kendi elinin yetişmeyeceği yüksek ihtiyaçları, ummadığı bir kolaylık ve bollukla eline veriliyor.
Bütün canlıların kâinat çapında bulunan bütün ihtiyaçlarının kolaylıkla eline veriliyor olması “Allahüssamet” âyetini okuyor ve Samediyet imzasını gösteriyor. Yani onun öyle bir Rabbi var ki, ona her şeye bedel bir yönelişi vardır. “Onun o Rabbi, hiçbir şeye muhtaç olmadığı gibi, hazinesinden hiçbir şey eksilmez ve kudretine de hiçbir şey ağır gelmez.”1
Bu hal bize her canda tecellisi bulunan Samediyeti gösteriyor.
Dipnot:
1- Sözler, s. 333.