"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Mehmet Kutlular’ın aziz hatırasına - 2

Süleyman KÖSMENE
15 Nisan 2021, Perşembe

Bir Amûd-u Nuranî

Risale-i Nur’un bakir hakikatlerinin cemaate tatbiki ve cemaatin bir şahs-ı manevî olarak bir amud-u nuranî teşkil etmesi Mehmet Kutlular zamanında ve onun müşaveretiyle oldu. 

Bediüzzaman kendini şeyh ilân etmemiş, kendisinden sonra da bir şeyh bırakmamıştır. Bediüzzaman imamdır, ilm-i ledün sahibi ve ilimde rüsuhu bulunan bir âlimdir. Kendi büyük görevini de bir şeyhe veya halifeye değil; şahs-ı manevîye bırakmıştır. Risale-i Nur’un şahs-ı manevisinin, Risale-i Nur’un ruhuna uygun biçimde tanzim ve teşkili Zübeyir Gündüzalp zamanında başlamış, Mehmet Kutlular zamanında devam etmiştir.  

Bu şahs-ı manevînin karakteristik özellikleri:

1- Müsbet hareketçidir. Menfi hareket yapmaz. Dâhilde ne insanlara, ne devlete karşı asayişi bozacak hiçbir harekete izin vermez. Silâhı kalemdir, kitaptır. Cihadı manevidir. Hizmeti iman esaslarının ve Kur’ân hakikatlerinin kalplerde ma’kes bulması, anlaşılması ve inkişaf etmesidir.  

2- Siyasete girmez. Hükümetin icraatına, idaresine, siyasetine müdahil olmaz. Devlete adam sokmaz. Devlet işlerinde kendi adına adam bulundurmaz. Siyasî iktidara istinat etmez. 1 

3- Bu demek değildir ki, siyasî görüşü yoktur. Bediüzzaman’ın (ra) Eski Said, Yeni Said ve Üçüncü Said dönemlerinde savunduğu siyasî çizginin takipçisidir. Yani, siyasette hürriyetçidir. Tek adam hâkimiyetini değil, katılımcı demokrasiyi savunur. Siyasetten menfaat beklemez. Siyasetin ayak oyunu ve şahsî menfaat için değil, dine ve vatana hizmet için yapılmasını savunur. Siyasî görüşünü tek şahıs veya zümre kanaatiyle değil, Risale-i Nur esasları çerçevesinde meşveretle belirler.  

4- Ne devletten, ne para çevrelerinden para almaz. Hakkın minnetini hiçbir minnete feda etmez.  

Şahs-ı Manevî Üstadlığı

Şahs-ı Manevî Üstadlığı, Risale-i Nur’a mahsus bir mefhumdur. Mürşitliğin en güçlü ve en isabetli biçimidir. Bu mürşitlik keyfiyeti öylesine halis, öylesine riyasız, öylesine ulvî, öylesine kararlı, öylesine yüksek, öylesine sivil, öylesine kâmil, öylesine metindir ki, hizmetin üstadı bu ruhtur. Tesanüt ve fenafilihvan bu ruhun özüdür. 

Bu ruhta şahıs hâkimiyeti yoktur. Ağabeyler ders arkadaşıdırlar. 

Bu ruhta hizmet esasının, derslerin, mesleğin, meşrebin üstadı, mürşidi Şahs-ı Manevîdir. Bediüzzaman, “Tesanüdümüzden hâsıl olan bir şahs-ı manevinin fevkalâde ehemmiyet ve kıymeti ve üstadlığı ve irşadı bize kâfidir.” 2 Keza, “Fihristeyi, taksimü’l-â’mâl tarzında mütesanid heyetinizin şahs-ı manevisine tevdiiniz çok güzeldir. Tam ve daimî bir üstad buldunuz. O manevî üstad, bu aciz kardeşinizden çok yüksektir; daha bana ihtiyaç bırakmıyor.” 3 gibi sözlerle çerçevesini çizerek bu ruhu inşad etmiştir. 

Bu ruh adımını meşveretlerle atar. Meşveretler, şahs-ı manevî içinden belirli süreler için seçilen heyetler tarafından yapılır. Bu heyetler, şahs-ı manevî üstadlığı gibi bir sorumluluk taşır. Şahs-ı manevinin fikrini oluşturmak ve uygulamak için şûrâlar yapar.     

Bediüzzaman hizmetlerini bu ruha emanet etmiş ve, “Bundan sonra her meselemizde emir, Risale-i Nur’un şahs-ı manevisini temsil eden has şakirtlerin ve sizlerindir. Benim de şimdi bir reyim var.” 4 demiştir. 

Şûrâların Temsil Ettiği Ruh

Şahs-ı manevinin en zor anlaşılan önemli bir özelliğini Bediüzzaman şöyle ifade ediyor: “Zaman cemaat zamanıdır. Hâkim, ruh-u cemaatten çıkmış, az mütehassis, sağırca, metin bir şahs-ı manevidir ki, şûrâlar o ruhu temsil eder.” 5  

Her ferdin elbette bir görüşü vardır ve kendine göre de değerlidir. Ama ortak akıl, ortak şuur, ortak mefkûre, ortak bakış, ortak dâvâ temeline dayanan şahs-ı manevî’nin ortak kararındaki isabet, tek şahsın kararında bulunmaz. Şahs-ı manevî görüşü, şahs-ı manevinin seçtiği şûrâların ortak görüşü olarak tezahür eder.    

Dolayısıyla hâkim, duygusal ve şahsî olmayan, fikrin, sebatın ve sadâkatin ön planda olduğu, başka fikirlere ve parlak algılara sağır, sağlam duruşlu bir şahs-ı manevidir.  

İşte merhum Mehmet Kutlular böyle bir ruhun inşasına bir ömür vakfetti. 

Allah ebeden razı olsun. 

Dipnotlar:

1- Şuâlar, s. 392., 2- Kastamonu Lâhikası, s. 93., 3- Kastamonu Lâhikası, s. 39., 4- Emirdağ Lâhikası, s. 260., 5- Eski Said Dönemi Eserleri, (Sünûhat), s. 350.

Okunma Sayısı: 1824
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Neslinur

    15.4.2021 14:42:20

    Muhterem ağabey bende nacizane bişeyler ekleyeyim sizler hizmet boyutunu, dàvâ adamlığını kaleme almışsınız( bu konuda yazsakta sizin elinize su dökemeyiz) gençlerin okuyup kutlular ağabeyin tarzını örnek almaları bakımından takdire şayan .merhum kutlular ağabeyin giyim kuşam konusunda ki hassasiyeti (üşenmeden sürekli takım elbiseli kravatı yeleği misler gibi derler ya cömertliği gönlünün zenginliği misafirperverliği celalli duruşunun altındaki azami şefkati bir müslümanda bulunması gereken davranışlara haiz yapısı.. rabbim gani gani rahmetler eylesin kabri cennet bahçelerinden bir bahçe olsun amin. Kırk güne kadar mülk suresini okuyup bağışlamayı unutmayalım inşallah .

  • Sezai MUMCU

    15.4.2021 05:21:43

    Merhum ve muazzez Üstadimiz Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerî Bu dehsetli helaket felaket asirlari Kiyamete kadar Sirat-i Müstakim de kalinarak nasil gidilir bize onu gösteriyor. Yanginda Itfaiye eri beni takip edin deyince ona sorular sorulmaksizin talimatina uyulur. Makalenizde özetle bahsettiginiz hususlar bizim hayat rehberimizin maddeleridir ve ciktigi yol kurtulus meydani Sahil-i Selamettir. Mehmetler, Osmanlar, Saidler o yolda yürüyeceklerdir. Bizler belki talim terbiye görmüs izciler hükmündeyiz lisanimizin döndügü aklimizin erdigince yolu tarif ederiz. Bu kadar.

  • Ali

    15.4.2021 02:03:32

    Bizlere düşen bu yaZıları hakkı ile hakkaniyet ile okuyup gereği ve hakkı ile icra etmek Ama maalesef şu an türkiyede yaşayan insanlar va esefa adeta robotlaşmışlarki birbirimiz ile hemhal olamıyoruz aynı dili konuşsak dahi aynı ifadeler ayni kelimeler çok farklı netaice ulaşabiliyor zihnen Buda şu güzide emsalsiz memleketimizin maalesef hep aynı yerde saymasını sağlıyor Buda demektirki Avrupa düşe kalka ilerlerken bizimkiler çok gerilerde kakıyor ama farkında dahi değillerki Avrupa’dan çok geride olduklarını. Sefahatde Avrupa’yı fersah fersah geçerken çok ilerlediklerini zannedenler var ama hakikat hiçde öyle görünmüyor hele Avrupa’dan bakılınca demek buradaki algılamada bir eksiklikler var demekki burada Avrupa’yı yansıtmada bir eğiklik mevcudki çok önemli bir noktaya işaret edereken bizimkiler bambaşka bir noktaya yoğunlaşmış gitmişler bile Allah hayırlısını versin inşaAllah Merhum Kutlular abim her daim bu hususları dile getirirdi

  • Ali

    15.4.2021 02:03:03

    Allah Kutlular abiden ve bu yazıyı kaleme alandan ve dahi bu kuranî değerleri bizlere halis temiz süt misali asrı saadeten Resuli Ekrem aleyhisselatu vesselamdan tazecik ders almış misali sunan Üstaddan ve elbette Rasulallahtan ebeden razı olsun Bizlere düşen bu yaZıları hakkı ile hakkaniyet ile okuyup gereği ve hakkı ile icra etmek

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı