Ahmet Gökçen: “Dört kutsal kitap, üç semavi din gönderilmiştir? Hazret-i Davud’a (as) kimler inanmıştır? Zebur yeni din getirmemişse niçin gönderilmiştir?”
AYRI HÜKÜMLER GETİRMEMİŞTİR
Peygamberler örnek kişilikleriyle gelirler ve toplumları hayra yönlendirirler.
Davut Aleyhisselâm Kudüs’te doğmuş, İsrailoğullarına Peygamber olarak gönderilmiştir.
Kendisine Zebur adında bir kitap nazil olmuştur. Zebur Davud Aleyhisselâm’a ayrı bir şeriat ve ayrı hükümler getirmemiş, daha önce Musa Aleyhisselâm’a gelen şeriatın bozulan kısımlarını ihya etmek ve insanları daha kâmil bir imana ulaştırmak üzere gelmiştir.
Bu gün itibariyle Zebur, Yahudi ve Hıristiyanlarca ayinlerde ilâhîler şeklinde okunmaktadır.
Fakat İncil ve Tevrat’ın başına gelen, Zebur’un da başına gelmiştir. Zebur da zamanla bozulmuştur.
Davud Aleyhisselâm, İsa Aleyhisselâmdan yaklaşık bin sene önce gelmiş, aynı zamanda İsrailoğullarına hükümdar da olmuş ve yüz yaşında vefat etmiştir. O’nun hükümdar olduğu yıllar Milattan önce 1015 ile 975 yılları arasındadır.
Hükümdarlık yılları İsrail oğullarının en parlak dönemidir. Kudüs’ü başşehir yapmıştır. Kur’ân’da 16 âyette adı zikredilir.
Bu âyetlerden ikisi şöyledir:
“Davud’a tarafımızdan bir lütuf verdik. “Ey dağlar! Kuşların eşliğinde onunla birlikte tespih edin” dedik ve zırhlar yap, işçilikte de ölçüyü tuttur diye demiri ona yumuşattık. “Salih amel işleyin. Çünkü ben sizin yaptıklarınızı görürüm” diye vahyettik.” 1
“Tevrât’tan sonra Zebûr’da da: “Yeryüzüne sâlih kullarım vâris olacaktır!” diye yazdık.” 2
HAZRET-İ DAVUD, TALUT’UN ORDUSUNDA
İsrail oğulları Tevrat’ı bozmaya, heva ve heveslerine göre yanlış yorumlara girmeye çok meyilli bir kavimdi. Bu sebeple başlarına çok defa İlâhî ikaz gelmiştir.
Mısır ile Şam arasında hüküm süren Amelika kavmi ile başları dertte idi. Bu kavmin Calut adında güçlü bir reisi vardı ve çok zalimdi. Calut İsrail oğullarını mağlûp etti, çocuklarını ve kadınlarını esir aldı. Musa Aleyhisselâm’dan beri muhafaza edilen ve içinde kutsal emanetlerin bulunduğu sandığı ele geçirdi, İsrail oğullarına hakaret olsun diye onu pisliğe attı. Evleri ve mülkleri ellerinden alınan İsrail oğulları, sandığı da muhafaza edemeyince adeta yıkıldılar.
İsrail oğullarında o sırada sözünü dinlemedikleri İşmoil adında bir peygamber vardı. İsrail oğulları mecburen bu peygambere gelerek İlâhî yardım için duâ istediler. İşmoil Aleyhisselâm duâ ve niyazda bulundu. Cenab-ı Allah da Talut adında bir gencin hükümdar yapılmasını vahyetti.
Bazıları Talut’un hükümdar soyundan gelmediğini ileri sürerek buna itiraz etti. Fakat Calut’a karşı başka çareleri yoktu.
Davud Aleyhisselâm bu sıralarda koyun çobanıydı. Aynı zamanda keskin nişancıydı. Sapan kullanır, sapanla attığı taşları hedefe on ikiden vururdu. Akıllı, zeki ve bilge bir kişiliğe sahipti.
Bu özelliği ile 13 kardeşi arasından seçiliyordu. Babası onu 18 yaşında Talut’a teslim etti ve Talut onu ordusuna aldı.
NEHİR SUYUNDAN İÇMEYEN AZ TOPLULUK BAŞARDI
Talut, Calut ile savaşmak için seksen bin neferden müteşekkil muhteşem bir ordu kurdu. Ürdün nehrinden geçmeleri gerekiyordu. Hava çok sıcaktı. Cenab-ı Allah İşmoil Peygambere askerlerin nehir suyundan bir avuçtan fazla içmemelerini vahyetti.
Fakat ordu nehirden geçerken bu yasağa itaat etmedi, neredeyse tamamına yakını nehir suyundan kana kana içti. Suyu içenlerin karınlarında ağrılar başladı, susuzlukları arttı, dudakları kurudu, halsiz düştüler. Savaşa mecalleri kalmadı. Büyük bir kısmı firar ettiler.
Suyu bir avuçtan fazla içmeyip Peygamberlerine itaat eden sadece 313 asker kaldı. Bedir ordusu kadar! Talut bu küçük ordu ile Calut’un karşısına çıkmaktan yılmadı.
Calut küstahça kendisine karşı bir er istedi. Karşısına Davud çıktı. Calut Davud’u küçümsedi. Davud sapanına aldığı taşı Calut’un alnını hedef alarak fırlattı. Calut’u alnından vurdu. Calut yere serildi ve öldü. Calut’un ordusunun birden direnişi kırıldı. Yapılan savaşta mağlûp oldular.
Bu olay Kur’ân’da anlatıldıktan sonra, “Allah’ın izniyle büyük bir topluluğa galip gelen nice küçük topluluklar vardır. Allah, sabredenlerle beraberdir.”3 buyuruluyor.
Bundan sonra Davud Aleyhisselâm’a hikmet verildi.
İsrail oğullarına hem peygamber, hem hükümdar oldu.
Dipnotlar:
1- Sebe Suresi: 10 2 -Enbiyâ Suresi: 105 3- Bakara Suresi: 249.