Ali Demir: “Peygamber Efendimiz’e (asm) hangi şekillerde vahiy gelirdi? Rüya-yı Sadıka ile gelen ayet var mıdır?”
Allah’ın Konuşması
Vahiy, Cenab-ı Allah’ın insanlarla konuşma biçimidir denebilir. Hani hep derler ya, Allah varsa konuşuyor mu, sesini duyan var mı, insanlara neler söyler…
Bütün bu soruların cevabı var elbet. İnsanlara neler söylediğini merak eden Kur’ân’ı okumalıdır. Baştan sona Allah’ın insanlara söyledikleridir, Allah’ın insanlarla konuşmasıdır.
Ses yaratılmıştır. “Allah’ın sesi” ifadesi bu bakımdan geçersizdir.
Allah’ın konuşmasının bizim konuşmamız gibi olduğunu düşünenler yanılırlar. Çünkü bizim konuşmamız yaratılmıştır. Allah’ın konuşmasının ise mahiyetini bilmiyoruz.
Allah insanlarla diyalog kurar, mesajını iletir. İnsana ulaşan sözleri, insanların sözleri gibidir. Cümle ve kelimelerden oluşur. Çünkü başka türlü olsaydı insanlar anlayamazlardı.
Hazret-i Musa (as)’nın Tur dağında Allah ile konuşmasının mahiyetini bilemiyoruz. Bu konuşma Kur’ân’da, “Ve kellemallahü Mûsa teklîmâ” ayetiyle bildirilir. Yani, “Allah Musa’ya kelime kelime söz söyledi.”1 Demektir. Bu konuşmaya iman ederiz. Fakat bu konuşmada sesten bahsedilmez. Yani sese ihtiyaç olmadan konuşmuştur. Kur’ân da kelime kelime Allah kelamıdır, konuşmasıdır, vahyidir.
Vahiy Şekilleri
Peygamber Efendimiz’e (asm) vahy yedi şekil ile gelmiştir. Bunlar:
1- Bazı ayetler Rüya-yı Sadıka yoluyla gelmiştir. Bilindiği gibi Peygamberler sadık rüya görürler. Rüyada gördükleri, gerçekte gördükleri gibidir. Geceleyin, uykuda, rüya halinde vahiy de alırlar. Bu vahiy, uyanık iken aldıklarından hiç de farklı değildir.2 Hüküm aynı hükümdür, emir aynı emirdir.
2- Bazen Cebrail kendisi görünmeksizin vahiy getirir. Bu vahiyler doğrudan Peygamber Efendimizin (asm) kalbine ilka edilir.
3- Bazen Cebrail (as) gözükerek, Cebrail olduğu bilinerek, ama insan suretinde vahiy getirir.
4- Bazen vahiy dehşetli bir çıngırak sesi şeklinde gelir. Vahiy hali geçince Peygamber Efendimiz (asm) gelen vahyi tam öğrenmiş olur.
5- Cebrail (as) bazen de aslî suretinde gelir. Cebrail (as) iki defa asli suretinde gelmiştir. Bunlardan birincisi, ilk vahiydir. Peygamber Efendimiz (asm) Hira mağarasında iken gelmiştir. İkra suresinin ilk beş ayeti bu şekilde gelmiştir. İkincisi ise, Miraç Gecesinde Peygamber Efendimiz (asm) Sidretül-Münteha’da iken vaki olan vahiydir.
Vahiy Terletir
6- Arada Cebrail (as) olmaksızın, Peygamber Efendimiz ‘in (asm) doğrudan Allah’tan aldığı vahiydir. Peygamber Efendimiz (asm) Miraçta böyle ilahî kabule ve ikrama nail olmuş ve vahiy almıştır.
7- Peygamber Efendimiz ’in (asm) uyku halindeyken aldığı vahiydir. Kevser suresi bu şekilde gelmiştir. Burada uykudan bahsedilir, ama Peygamber Efendimiz (asm) uykuda iken de kalbi uyanık bulunur.
Zeyd bin Sabit anlatıyor:
“Ben, Resulallah Efendimizin (asm) huzurunda vahiy yazıyordum, vahiy geldiği zaman Resulullah’ı (asm) şiddetli bir sarsıntı kaplar ve şakakları inci taneleri gibi ter dökerdi. Sonra vahiy kesilir, Resulallah da açılırdı. Resulallah söyler, ben de yazardım. Nazil olan ilahi vahiy benim üzerimde dahi öylesine bir ağırlık yapardı ki, nazil olan Kur’ân ayetleri sebebiyle ben ayağımın kırıldığını ve bir daha yürüyemeyecek hâle geldiğini sanırdım...”3
Dipnotlar:
1- Nisa Suresi: 164
2- Mektubat, s. 404
3- Buhârî, Tefsir, 91, Cîhad, 31; Müslim, İmare, 141-142; Ebu Davud, Cihad, 19; Tirmizî, Tefsir 5; Neseî, Cihad, 4