"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

31 Mart ve Bediüzzaman (9.,10. ve 11. Günler)

Abdülbakî ÇİMİÇ
19 Nisan 2021, Pazartesi
Bediüzzaman’ın Hayatı’ndan Tesbitler (90)

Dokuzuncu Gün 

8 Nisan 1325/21 Nisan 1909 Çarşamba):

Mahmut Şevket Paşa’nın telgrafına cevap

Risale-i Nur Enstitüsü’nün yapmış olduğu çalışmadan istifade ederek devam edelim. 31 Mart’ın dokuzuncu gününde “Hareket Ordusu çoğalarak İstanbul’a yaklaşıyordu. Rami ve Davutpaşa kışlalarının askerleri de Hareket Ordusu’na katıldı. O gün kabine Nazım Paşa ve Genel Kurmay Başkanı İzzet Paşa ile birlikte Mahmut Şevket Paşa’nın bir gün önceki telgraflarına kesin cevabını hazırladı. Bunda Paşa’nın istekleri kabul ediliyor. Fakat İstanbul’daki asker tamamıyla elde olmadığı için bunlarla uygulamaya geçilemeyeceği bildiriliyordu. Zira gelen askerden ürken bazı kimselerin kışkırtması ve sevki ile ayaklanma yeniden patlak verelebilirdi. Onun için sırayla, 1) Gelen askerin İstanbul’a yaklaştırılması, 2) İstanbul askerinden müfrezeleler gönderilerek gelenlerle barıştırılmaları, 3) Gelen askerden lüzumu kadarının İstanbul’a alınması teklif ediliyordu. Bundan sonra da Paşa’nın şartları yerine getirilebilirdi. İlk tedbirlerin nasıl alınacağının kararlaştırılması içinde, Hassa ve Hareket Orduları kumandanlarının, aralarında yapılacak haberleşme sonucunda “tayin olunacak mevkide buluşmaları” öne sürülüyordu. 1 Kabine İstanbul askerine yemin ettirmenin yararlı olacağını düşünüyordu. Mahmut Şevket Paşa, o gün Selânik’ten yola çıktı. Fakat daha yolun beşte birini katetmeden, Serez’den Babıaliye bir telgraf çekti. Bu telgrafta, İstanbul’daki ihtiyat askerinin terhis edilmesi gerektiğini istiyordu. Böylece çatışma yapacak asker kalmayacaktı.” 2 Serbestî Gazetesi, “Hükümet ne duruyor?” başlıklı yazıda hükümetin “Gelen bu kahraman fedailerin karşısında hükümet nasıl bir vaziyet aldığını ne için bir beyanname ile ilân etmiyor?” şeklinde soruyordu. 3

Volkan Gazetesi çıkmıyor, Vahdetî firar ediyor, Hareket Ordusu’na katılım artıyor

Onuncu Gün (9 Nisan 1325/22 Nisan 1909 Perşembe): 31 Martın onuncu günü olan 9 Nisan’da Volkan Gazetesi çıkmaz ve Derviş Vahdetî ortadan kaybolur. Gazetelerde Vahdetî’nin ne kadar kötü bir insan olduğu anlatılmaya başlanmıştır. O gün Ethem, Nazım, İzzet Paşalarla 1. ve 2. fırka kumandanları kışlalara giderek Hareket Ordusu’yla bir çatışma olmaması için zemin hazırlamaya çalışırlar. Hareket Ordusu gittikçe büyüyordu. İzmir’den yola çıkan bazı birliklerin Eskişehir’de beklediği haberi alınmıştı. Bir subaya göre ordunun sayısı 25.000 muvazzaf, 15.000 gönüllü idi. Gönüllülerin içinde güya birçok Arnavut milyonerler vardı. Ve bunlar da er olarak çalışmayı kabul etmişlerdi. 4 Basının Abdülhamid’e tavrı ve “İrticaiyyun” listesi Basında Abdülhamid aleyhtarlığı artmaya başlamıştı. Yeni çıkmaya başlayan Hürriyet gazetesi, 9. gün çıkarak kapatılan Hilal gibi Abdülhamid’i zalim ilân ediyor; tahttan inmezse indirileceği yazıyordu. Öte yandan Hüseyin Hüsnü Paşa’nın elinde 543 kişilik “İrticaiyyun” listesi vardı. İçlerinde saray memurlarından on bir kişi, musahip Nadir Ağa, eski Hassa Hazinesi müsteşarı Halis Efendi (bu ikisi askere ve hocalara para dağıtmışlardı) dört gazete sahibi, on yedi yazar vardı. Bunlar adi mahkemelerde yargılanacaklardı. İkdam bu listeyi basmakla birlikte, La Turquie’nin bu bilgileri nereden elde ettiğine şaşıyordu. 5 

Meclis saat 16’ya kadar süren gizli toplantı sonunda bir bildiri hazırladı. Buna göre, 31 Mart’taki “hadise-i müellime-i istibdadiye” ile Meşrûtiyet’e bir “darbe” vurulmuştu. Baş gösteren istibdadın kökünden kaldırılması, Meşrûtiyet ve asayişin sağlanması ve olaya sebep olanların şeriat ve kanunlar çerçevesinde cezalandırılmaları konusunda Hareket Ordusu’nun yayımladığı bildiriyi Meclis destekliyor ve milletin isteklerine uygun buluyordu. Bundan ötürü de ordunun yapacaklarına karşı çıkmak, sorumluluk ve ceza konusu olacaktı. 

Böylece Hareket Ordusu’nun şimdiye kadarki ve bundan sonraki davranışları meşrûiyet kazanmış oluyordu. Hareket Ordusu meşrû yönetimi hiçe sayan uygulamaları bu olayla ortadan kaldırılıyor, askerlere meclisin verdiği sivil destek, onları görünürde “meşrû” hale getiriyordu.

On Birinci Gün 

(10 Nisan 1325/23 Nisan 1909 Cuma)

Gazetelerin Hareket Ordusu’ndan yana tavrı

31 Mart’ın on birinci gününde İkdam Gazetesi, Hareket Ordusu’ndan yana görünüyordu. Abdülhamid’in 33 yıllık istibdadından söz ediyordu. Serbestî’nin bugünkü tavrı ihtilâldeki süreç değişimini çok iyi gösteriyordu. Hareket Ordusu’na şöyle hitap ediyordu: “Ey pençe-i tiz istibdattan halas eden ordu, Ey İstanbul’u daire-i mader-i muhasara edip hürriyetperveranı memnun ve müstebitleri dilhun eden gazanferler, artık hışm-ı intizar-ı millet size teveccüh etmiş şu bahid ikbali mübeşşir toplarınızın sadâlarını işitmek istiyoruz.” 6 diyordu. O gün selâmlık resmi yapıldı. Altı bine yakın asker hazır bulundu. Ama başlarında ancak beş on subayın bulunması Padişahın dikkatini çekti. Durumu Harbiye Nazırına sorunca o, bunun tabi olduğunu söyledi. 7 

Hareket Ordusu’na İstanbul’a girme emri veriliyor

O gece Mahmut Şevket Paşa Hareket Ordusu’na İstanbul’a yaklaşma ve girme buyruğu verdi. Saat 17’de Hareket Ordusu öncüleri Maslak ve Kâğıthane taraflarında görülmüş olduklarından, Abdülhamid başkâtibi Ali Cevat’ı evinden çağırttı. Daha önce saraya gelmiş bulunan Sadrazam, Harbiye Nazırı ve sarayı koruyan 2. fırkanın kumandanı Ferik Memduh Paşa, ters bir olayın çıkmaması için Hassa Kumandanı Nazım Paşa’yı Ayastefanos’tan çağırmaya karar verdiler. Harbiye nazırı telgraf çektiyse de ses seda çıkmadı. Sayıları dört bini bulan ve Yıldız etrafındaki kışlalarda barınan ikinci fırka askerleri, Hareket Ordusu’nun haberini alınca telâşa kapılıp cephane istemeye başladılar. Subayların durumu haber vermesi üzerine, kendilerine zinhar cephane verilmemesi buyuruldu. Ama gece saat bir ve iki sıralarında bazı askerler başkâtibin Sadrazam ve Harbiye Nazırı ile oturduğu odaya gelerek “Askeri vuracaklar, bizim ne günahımız vardır? Cephane isteriz. Karı gibi ölmek istemeyiz. Onlar asker ise biz de askeriz.” 8 dediler. Nitekim cephanelik kapıları kırılarak cephane alınmaya başlanınca Padişah binek taşına çıkarak: “Asker zinhar kurşun atmasın. Eğer kurşun atacaklarsa, ilk önce beni vursunlar, sonra kurşun atmaya başlasınlar.” 9 dedi. Fırka kumandanı yardımcısı Mirliva Veli Paşa, subaylar, elde edilebilen çavuşlar ve yaverlerden kaymakam Mehmet Ali Bey, askerlere padişahın buyruklarını bildirdiler. 10

Dipnotlar:

1- Sina Akşin, 31 Mart Olayı, İstanbul, 1994, s. 180.

2- Sina Akşin, 31 Mart Olayı, İstanbul, 1994, s. 181.

3- Serbesti, 21 Nisan 1909/8 Nisan 1325. 

4- Sina Akşin, 31 Mart Olayı, İstanbul, 1994, s. 185.

5- Sina Akşin, 31 Mart Olayı, İstanbul, 1994, s. 187.

6- Serbesti, 10 Nisan 1325/23 Nisan 1909. 

7- Ali Cevat Bey, İkinci Meşrûtiyetin İlânı ve Otuzbir Mart Hadisesi, Ankara, 1991, s. 68.

8- Ali Cevat Bey, İkinci Meşrûtiyetin İlânı ve Otuzbir Mart Hadisesi, Ankara, 1991, s. 71.

9- Ali Cevat Bey, İkinci Meşrûtiyetin İlânı ve Otuzbir Mart Hadisesi, Ankara, 1991, s. 71. 

10- http://www.risaleinurenstitusu.org/bediuzzaman-said-nursinin-31-mart-olayindaki-tavri-i/

Okunma Sayısı: 2483
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ali

    19.4.2021 13:57:47

    Padişah ( Abdulhamid) binek taşına çıkarak: “Asker zinhar kurşun atmasın. Eğer kurşun atacaklarsa, ilk önce beni vursunlar, sonra kurşun atmaya başlasınlar.” Çok kritik dönemeçte askeri askere kırdırmayan isabetli bir karar amma aynı askerlerin çoğu silahsız halde vuruldu kalanlar yol işçisi yapıldı aileleri permeperişan oldu. Esas marifet işi bu noktaya getirmemekti.. Takvimihya' dan günlerin yazılması çok gerekli ve güzel oldu tebrikler..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı