Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın kıyafet tercihleri basında zaman zaman tartışılır. Sizin de dikkatinizi çekiyordur. Yakasında ve hatta omuzunda MSB arması ve benzeri şeyler olan üniforma görüntülü montlar giyer.
Siperlikli şapkasında “Milli Savunma Bakanı” yazar.
Zaten sivil kıyafette zorlandığını kendisi de söylemişti.
Özetle diyebiliriz ki kendisi “sivil bakan kıyafeti” kadar “asker bakan kıyafeti”ne de yatkındır.
Buraya kadar bir gariplik yok.
Ama olayın başka bir konu ile “bizce” ilgisi var.
“AKP askerî vesayeti bitirdi” diyenler, 15 Temmuz sonrasında Akar’ın pozisyonunu ve bilhassa bizim arka planını şahsen pek de bilmediğimiz icraatını delil olarak görüp gösterirler.
Bir de paşaların basına konuşmamasını.
Ama AKP’nin ileri gelen siyasetçileri bile AKP’de Erdoğan’dan sonra liderliğe Hulusi Akar’ı yakıştırırlar.
Daha doğrusu, kendileri yakıştırmazlar da Saray’da birilerinin yakıştırdığını düşünürler ve bunu endişeyle dillendirmekten de kaçınmazlar.
Kurucu liderden sonra liderliğe bir eski Genel Kurmay Başkanının yakıştırıldığı bir parti için “vesayeti bitirdi” denilmesi tam bir ironi.
Hele Akar’ın 1978’de Londra’da Abdullah Gül ve Şükrü Karatepe ile çekilmiş fotoğraflarının internette bulunabilirliği nazara alınınca ironi daha bir anlam kazanıyor.
Bunları niçin yazıyoruz: Tarihe not düşmek için. “Biz yazmıştık” diyebilmek için.
Son yirmi yılda Türkiye’de askerî vesayet bitirilemedi ve hatta azaltılamadı. Bu sadece bir PR çalışmasının neticesi olan bir görüntü.
Şunu da ekleyelim: Haksız çıkmak isteriz. Keşke söylenenler doğru olsa. Keşke askerî vesayet bitmiş hatta birazcık bile azalmış olsa. Biz dindar demokratlar bundan ancak memnun oluruz.
Birileri bir zamanlar ısrarla “cemaat ve AKP askerî vesayeti bitiriyor, ne güzel” dediğinde biz ısrarla “bu koyun Karaman’ın koyunu” deyip yazıyorduk da “sizi gidi ETÖ’cüler” cevabı alıyorduk.
Sonraları Karaman’ın koyununun oyununun birinci perdesini hep birlikte izledik.
Şimdilerde birileri karamanın koyununun ikinci perdesinin sahneye çıkarılma hazırlıklarından söz ediyor.
Türkiye’de askerî vesayet böyle entrikalı yöntemlerle bitmez. Keşke yanılsak ama öyle.
Askerî vesayet Türkiye AB’ye girdiğinde ya da girebilir hale geldiğinde biter.
Bunun için de tam demokratikleşme ve hukuk devleti şart.
Demokratikleşme demişken sadece şunu hatırlatalım:
Tansu Çiller eski Genel Kurmay Başkanı Doğan Güreş’i milletvekili olmaya ikna edip de başarınca kendi paşaları Doğan Güreş’in adını kışlalardan sildirmişti.