"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Devletin siyaset ve hukukla dansı

Ahmet BATTAL
02 Nisan 2021, Cuma
AYM HDP iddianamesini delillendirme usûlü ve biçimi olarak yeterli bulmadı ve iade etti.

Böylece, bu davanın, asıl müteharriki olan MHP ve Devlet Bahçeli açısından “zor dâvâ” durumunda olduğu da tescillenmiş oldu.

Bunun üzerine Bahçeli önceki gün yine -her biri ileride bir gün MHP hakkında açılabilecek bir kapatma dâvâsında ciddî bir delil olarak kullanılabilecek türden hükümler ve ithamlar içeren- kritik bir açıklama yaptı. 

Bazı cümleleri ve bize göre arka planı şöyle:

“Anayasa Mahkemesi’nce görevlendirilen bir raportörün kısa süre içinde ekler hariç 608 sayfadan oluşan ve 687 faili bulunan dâvâ dosyasının ana muhtevasını nasıl ve hangi ahlâkî, fikrî ve hukukî müktesebatla incelediği muhakkak tartışılarak üzerinde durulması gereken bir muammadır.”

Görünüşte raportörün yeterliliğini ve ahlâkîliğini sorgulayan bu cümle aslında raportörü atayan AYM Başkanına yöneliktir. Ve eleştiri değil doğrudan doğruya ağır bir ithamdır.

“Anlaşılan odur ki, Türkiye’nin terör ve bölücülükle mücadelesine Anayasa Mahkemesi duyarsız, ilgisiz ve açık ara mesafelidir.”

Bu cümle bir hukuk uygulaması eleştirisi olarak okunabilir. Ama muhatap AYM olunca konu Anayasal rejim meselesi de olmuş oluyor.

“Anayasa Mahkemesi hukukun üstünlüğünden mi yanadır, yoksa bölücülüğün mü şakşakçısıdır?”

AYM’yi bölücülüğün destekçisi olmakla itham etmek ağır ve bilinçli bir suç isnadıdır.

“Dağda elde edilen başarıların TBMM’de kaybına tahammülümüz asla olamayacaktır.”

Bu ne demektir? AYM bu dâvânın yeni iddianamesini kabul ederek yargılamaya başlasa ve sonuçta davanın reddine karar verecek olsa MHP ne yapacaktır? Ne yapabilecektir? “Tahammül edememek” ne demektir?

Sorumuzun cevabı aslında Bahçeli’nin gelen cümlesinde gizli:

“HDP’nin kapatılması kadar Anayasa Mahkemesi’nin de kapanması artık ertelenemez bir hedef olmalıdır. Nitekim Anayasa Mahkemesi’nin iade kararı millî vicdanda hükümsüzdür, Türkiye’nin var oluş haklarına sadece usûl açısından değil, esastan da ileri düzeyde zarar vermiştir.”

Bunu sık söyleyen Bahçeli AYM’yi nasıl kapatacağını da açıklamalıdır ki sözün değeri anlaşılsın.

Hele Anayasa Mahkemesine “hukuk cinayeti” isnat eden şu cümleler:

“Beklentimiz, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, iddianameyi yeni baştan düzenleyip tekraren HDP’yi kapatma dâvâsını açmasıdır. Süreç kesinlikle uzamamalı, yeni bir hukuk cinayetine fırsat verilmemelidir.”

Bu cümleler MHP ve HDP’nin taraf olduğu ve diğer bütün partileri de taraf yapma eğilimi taşıyan bu siyasî problemi maalesef daha da büyütüyor.

Zira unutmayalım ki; cinayet işlediği iddia edilen AYM’nin üyelerinin çoğunu, Bahçeli’nin de desteği ile sürdürdüğü iktidarı sayesinde, Erdoğan atadı.

Ve son nokta: Erdoğan Bahçelinin “şimdilik” kayıtsız ve şartsız ortağı. Ve Bahçeli sözünden yine dönmezse onun gelecek dönemdeki “atayıcı” adayı da Erdoğan!

Siyasette doğum yaklaştı.

Okunma Sayısı: 2618
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı