“Muhalefet televizyonda sınırsız biçimde muhalefet yapmak istiyor. Bunun bir sınırı var, aşamazsın. Meselâ, haber sunucusu, ama siyasî aktör gibi davranıyor. Yorum yaparak, taraflı biçimde sunuyor haberi ya da hakaret ediyorlar siyaset programlarında. Olmaz. Ceza verince de hakaret ediyorlar.”
Ne başlık atsaydık?
Evet efendim demeyelim mi?
Haklı değil mi RTÜK’ün değerli başkanı?
Hatta biz devletimizin en büyüklerine daha iyisini teklif ediyoruz.
Sayın En Büyükümüz,
Hazır Anayasa da değişecekmiş ya.
Kurumun ve Kurulun adı değiştirilsin.
Başkanımız da mutlu olsun. Huzurlu olsun. Vazifesini daha bir aşkla şevkle yapabilsin.
Çift maaş, üç maaş, bunlar önemli değilmiş.
Önemli olan iktidarı yerinde muhafaza edebilmek için muhalefetin boğazını daha fazla sıkabilmekmiş.
Kurumun adı “RTÜKK: Rezilliklerden ve Tehlikelerden Üktüdarı Koruma Kurulu” olabilir meselâ.
“Tek devlet, tek millet, tek ülke, tek bayrak, tek amaç” ülkünüze çok uygun duracaktır.
Bu i/ü meselesine kızdınız değil mi? Bakışınızdan anlayabildik efendim. Aslında haklısınız efendim.
Ama RTÜK kısaltması güzel, o aynı kalsın diye çok uğraştık efendim.
O yüzden “Üktüdar” diye yeni bir kelime üretmiş gibi de olduk, ayıptır söylemesi, ama bu kadar oldu.
Hem zaten o kelimeyi ilk siz üretmiştiniz bir muhteşem seçim gecesi. “Atı alan Üktüdara geçti” gibi bir şeydi.
Biraz ayıp mı oldu? Haklısınız efendim.
Ama düzeltiriz efendim.
Yeter ki siz İktidarı Muhalefetin Şerrinden Koruma Kurulunun Başkanı yaptığınız biz kulunuza talimat verin. Her istediğinizi yaparız efendim.
Aslında bu da güzel oldu: İMŞKK.
Son karar sizin efendim. Dilerseniz RTÜKK dilemezseniz İMŞKK.
Başka arzunuz var mı?
Yok mu?
Evet efendim.
Sepet efendim.
Demokrasi mi dediniz?
Komşuya gönderdik efendim. Gelecek.