Cumartesi akşamı TRT 2’de sinema filmi kuşağında Arrival-Geliş adlı bir bilim-kurgu filmi yayınlandı.
Biz de ibret için ekran karşısına geçtik ve izledik. Doğrusu ibretimizi ve dersimizi aldık, hayli etkilendik.
Erdoğan ve Bahçeli bu filmi izlememiş ya da izlemişlerse bile vermek istediği mesajı anlamamış olabilirler.
Ama bu filmi izlemeyen genç neredeyse yok gibidir.
Bunu izlemeyenler de daha âlâ başkalarını izlemiştir ve şunu öğrenmiştir:
“Medeniyeti geliştiren bilim ve dildir.”
Ve o gençler şunu da çok iyi bilirler:
İletişimi ve bilhassa elektronik vasıtalarla kurulmaya başlanmış olan iletişimi engelleyemezsiniz. “Kontrol” altına da alamazsınız. (Aslında bu temel bilgileri Abdurrahman Dilipak gibi ak saçlılar da biliyor ve devleti ikaz için yazıp söylüyor. Ama galiba onlara da “kapılar duvar”.)
Ayrıca Bahçeli de AKP’nin henüz AKMHP olmadığı o eski günlerdeki bir Grup Toplantısı’nda Erdoğan için “twitırı engelleyen, yutubu kapatan, kişisel hak ve hürriyetleri budayandan cumhurbaşkanı olmaz” demiş ya neyse. Geçelim.
Bir iletişim yöntemini kendi ülkesinde henüz hiç başlatmayan devletler ve Kuzey Kore gibi baştan itibaren kontrollü ve yasaklı başlatan devletler yasağı sürdürmek konusunda belki biraz avantajlıdır. Ama onlarınki dahi geçicidir.
Var ve cari olan iletişim kanallarını daraltmaya çalışmak ya da engellemek ise vanası açılmış suyun hortumunu bükmek gibidir. Bunu yapmaya kalkan hükümetin hortumu eninde sonunda pırtlar.
Ey siyasetçiler: Gençlerle anket yaptığınızda şunları göreceksiniz:
Hükümetin sosyal medyayı denetlemek veya sınırlandırmak gibi hususlarda neyi nasıl yapmaya çalıştığını bilen pek yok. Pek takan da yok.
Ama hükümetin neyi neden yapmaya çalıştığını bilen çok. Yani aslında eriyen iktidarın muhalefeti yasaklamaya veya en azından engellemeye çalıştığını ve bunun için sosyal medya aracılığıyla yazılan / yapılan bazı hakaretleri engellemek gibi masum bir amacı bu işe bahane ettiğini bütün gençler biliyor.
Gençler, cumhurbaşkanının tarafsızlığını kaldıran Anayasa değişikliğinden sonra zaten tartışmalı hâle gelen “cumhurbaşkanına hakaret” suçunun cumhurbaşkanının ailesine, yeğenine, torununa, amigolar ına vs. sirayet ettirilmeye çalışıldığını düşünüyorlar.
Böyle bir ortamda “dislike” gibi riskleri öngöremeyen iletişim uzmanlarıyla çalışan Erdoğan’ın ve medyasını kapatan Bahçeli’nin hiçbir hükmü yok.
Bugün, gelecek zaman kipiyle maziyi konuşuyoruz. Bu siyasetçiler için aslında yarın ve sonraki gün bile mazidir.
Arrival-Geliş’in dediği de tam bu:
Zaman zaman içinde, ama kalbur saman içinde!
Bir varmış, bir yokmuş…
Külli âtin karibun.