“Her anlamda Devlet”in temsilcisi Devlet Bahçeli önceki gün konuşmasında şunları söyledi:
“CHP, İYİ Parti, HDP ve Saadet Partisi’nin bir anayasa hazırlığı konuşulmaktadır. İP yönetimi reddetmiş, Kılıçdaroğlu da reddetmiştir. Kurulan veya kurdurulan masaya kimler oturdu? İhanet metnini kim yazdı?”
“Ben de demokratım” diyen AKP’li dostlar, sorumuz size:
Muhalefetin bir masa etrafında birleşip muhalefet yapmasına “ihanet” diyen, muhalefetin anayasa taslağı yazmasına ise “ağır suç” gözüyle bakan bir iktidar ortağının varlığından ne kadar memnunsunuz?
Bir örnek: AKP’nin Güneydoğu politikalarına kuruluşundan beri katkı yapan, ama AKP’nin MHP’lileşmesinden rahatsızlığını da açık şekilde dile getiren AKP Diyarbakır eski milletvekili Ahmet İhsan Arslan “BBC Türkçe”den Ece Göksedef’e ilginç açıklamalar yapmış.
Öncelikle 15 Temmuz sonrasında yaşanan hukuksuzluklarla ilgili olarak şunları söylemiş:
“O güne kadar hukuk içinde kalmaya azamî dikkat gösteriyorken 15 Temmuz’dan sonra doğrusu panikledik ve olayın vahameti karşısında ancak yargıyı kullanarak başarılı olabileceğimiz kanaatine vardık. Onların yargıyı kullanırken kullandığı bütün taktikleri, araçları, biz kullanmaya başladık, can havliyle.”
Oğlu halen AKP milletvekili olan bir kişinin bu müthiş itirafı “partiden dışlandı, küstü o yüzden böyle konuşuyor” denilip geçiştirilemez. Bu türden içeriden itiraflar, geleceğe ümitle bakmak ve ışık tutmak adına çok faydalı oluyor. En azından MHP AKP’lileşti sananları uyandırıyor.
Arslan ayrıca sistem tartışmalarına katkı yapmak üzere şunları da söylemiş:
“Tayyip Bey’in şahsında müthiş bir enerji, kabiliyet, karizma var. Hataları bir kenara bırakıyorum. Ama şimdi Tayyip Bey’in uhdesindeki bu kadar sınırsız yetkileri onun gibi kullanabilecek ben ikinci bir adam görmüyorum. Bu kabiliyetleri daha düşük olan gelecek liderlerin bu işi götüremeyeceklerinden hareketle, muhalefette de bu çok seslendiriliyor. Başkanlık sisteminin bizde iyi sonuçlar vermediği kabul ediliyor, ben de katılıyorum.”
Bizim bazen hiciv için “kerizma” olarak da yazdığımız karizma kelimesi “İlâhî olarak bahşedilen özel manevî güç, Allah’tan gelen özel yetenek, keramet gücü” gibi anlamlara geliyor.
Wikipedia’ya göre “karizmatik otorite” Alman sosyolog Max Weber tarafından geliştirilen bir liderlik kavramı ve otoritenin liderin karizmasından kaynaklandığı bir tür örgütlenme veya bir liderlik türü. Diğer iki otorite olan “yasal otorite” ve “geleneksel otorite”nin zıddı.
“Kerameti sadece kendinden menkul” olmadığı sürece, karizma kerizmaya gaz vermekte çok işe yarayabilir. Ama bir gün kerametler efsunlu gözlere bile görünmez olunca ne olacak?
Yakın gelecek bu sorunun cevabını görmekle ve göstermekle geçecek. Üç vakte kadar…