"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kontrolsüz güç güç değildir!

Ahmet BATTAL
08 Şubat 2014, Cumartesi
Maksadımız reklâm yapmak değil, hakikati hatırlatmak. Ama lâf aramızda, reklâmdaki hakikat gerçekten önemli.

Kontrolsüz güç güç değildir, risktir.
Kontrolsüz gücün nereye çarpacağı, nereye gideceği, nerede duracağı belli olmaz.
Bu yüzden “devlet gücü” kontrol altında olmalı.
Devlet denetlenmeli.
Yürütme denilen gücü (hükümeti ve özerk kuruluşları) çıkardığı kanunlarla yasama yönlendirmeli.
Yasama mensupları liderin değil, milletin vekili olmalı. Şapka değil kanun çıkarmalı. Rol değil irade ortaya koymalı.
Yürütme kendi kendisini hiyerarşi içinde denetlemeli. Müfettişiyle, denetçisiyle...
Ayrıca yasama da yürütmeyi denetlemeli.
Hem bizzat ve hem de yargı eliyle denetlemeli.
İdare ve vergi mahkemeleri bunun için var. Danıştay bu denetimin gerçek nihaî aşaması olmalı. Sayıştay da bu denetime yardımcı olmalı.
Yasamayı da halk denetlemeli.
Halk bu amaçla organize olmalı. “Örgütlü toplum” bu demek. Yoksa yer altı örgütü mânâsında faaliyet gösteren ve halkı da yöneteni de “korkutan örgüt” elbette faydalı değil zararlıdır.
Örgütlü toplum sağlam ve sahih bilgi ile donanmalı.
Basın halkın gözü kulağı olmalı.
Basın hür olmalı. Besleme olmamalı.
Basın ahlâklı olmalı.
Namussuzu gazeteci yapan bilsin ki o gazeteci önce kendi namusunu satar sonra onu gazeteci yapanı.
Bir de;
Bütün yönetenler denetlenmeli.
Evvela kendi kendilerini denetlemeliler.
Meselâ kalp ve vicdan nefsi denetlemeli. Nefsi itham etmeli. Yönetici, kalbinde küçük bir kibir olanın da cennete giremeyeceğini unutmamalı.
Hem de ivazsız garazsız dostları olmalı yöneticinin çevresinde.
Ve onlar, sözünü sakınmadan, dostça söyleyebilmeli her yönetene.
“Biz bir ekibiz” diyebilmeli, yönetmeye talip olanlar. Ve yönetenler.
“Biz bir kadroyuz, kadro hareketiyiz” diyebilmeli ve böyle olduğunu davranışlarıyla da ispat edebilmeli.
Karizma gücüne dayanmamalı kitleler.
Lider tabiatlılar kitlenin ekip olmasının sağlamalı. Ekip kendi gücüne güvenmeli, ekip mensupları ekibin gücüne güvenmeli.
Karizma enerjiyi sömürmemeli. Prizma yere sağlam basmalı. Sinerji enerjiyi doğurmalı.
Siyasî güç kontrollü güç olmalı. Frenini bilmeli.
Basınca frene, tam basmalı: Önce Yaratanın karşısında eğilmeli.
Sonra kendisine hizmet ettiği kitlenin önünde eğilmeli. “Halka hizmet Hakka hizmettir” demeli.
Bürokratik güç de kontrollü güç olmalı.
Dindarsa bilhassa, önce riyaya girmeden ve gizlemeden Hakk’ın huzurunda eğilmeli, secdeye kadar gitmeli.
Sonra “halkın rızası Hakk’ın rızasının vesilesidir” diyerek siyasetçinin emrine girmeli.
Böyle olmazsa ne olur?
Güç kontrolden çıkar.
Araç virajları alamaz olur.
Önümüz duvar olur!
Aman dikkat, arabadayız, tribünde değiliz.
Hepimiz aynı arabadayız.
Atlayacak yer yok.

Okunma Sayısı: 2282
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Erhan

    9.2.2014 22:14:00

    Hocam ne olurdu şu sizin yazılarınızı okuması gereken herkes okuyabilse! Okusa da bi kendini sorgulayabilse! Ne diyelim, inş okuyorlardır...

  • Mehmet Fırat

    8.2.2014 18:05:00

    Güç sahiplerinin şu an ki icraatları maalesef mevcut zayıf frenleri de olabildiğince ortadan kaldırmak veya aşındırmaktır.
    Kendini mutlak doğru kabul edip her türlü eleştiriye kulak tıkamayı marifet sanıyorlar. Halbuki Bediüzzaman Hazretleri yanlış şeleştiriden bile faydalanmanın nasıl olacağını göstermiş. Evet eleştiren doğru söylüyorsa alıp kendini düzelteceksin, söylenen doğru değilse uyarı kabul edip hata işlememek için vesile sayacaksın.

  • Sezai Mumcu

    8.2.2014 02:00:00

    Bunlar duymasi, basireti, idraki olupta müsbet harekete kabiliyeti kalmis tamamen tefessüh etmemis insanlar icin tamam! Imkan dahilinde!

    Iplerle oynatilan müteharriki bilvasita insan kiligindaki kuklalarla olmasi neredeyse muhal!

    Ve gördügümüz, alti ciheti ve üc boyutuyla müsahede ettigimiz gibi olmuyor!

    Direksiyonda oturan soföre güven kalmadi. Araba desek ne AB’de ne de Dünya’da TÜV muayenesinden gecemiyor. Araba da soför de lazim degil, canini kurtaran kaptan!

  • hamsi

    8.2.2014 01:21:00

    Tarihte
    Bir yanda
    Seni kılıcımızla düzeltiriz diyen sahabeye; kızmayıp, hakaret etmeyen, paralellikten söz etmeyen, darbeden dem vurmayan, ihanetten söz etmeyen, zamanlamaya dikkat çekmeyen, dış mihraklı demeyen,... bir Hz. Ömer var
    Diğer yanda
    Bir de; hayatını kendi saltanatını korumaya, rakip gördüğü herkesi peygamber efendimizin sevgili torunlarını bile şehit etmekte tereddüt etmeyen, müslümanların halifesi olduğu halde bu makamı sadece şahsına bir makam yapan, yapılan hiçbir uyarıyı dikkate almadığı için EbuZerleri çöllere düşüren ...Yezid var.
    Sayın Başbakanımız da ya eleştirilere kulak vererek kendine çeki düzen verir.

    İnsanların sorunlarına hukuki anlamda çözüme kavuşturur ve kendinden sonrası için de huzurlu bir ortam bırakır.
    Hiç kimseyi suçlamadan yolsuzlukların üzerine gider.
    İdare ettiği insanların yarısını diğer yarısıyla tehdit etmez.
    Kendisi için biat eden, kefen giyenlerle ülkeyi idare etmez, meşveret ve şurayı dikkate alır ya hz. Ömer gibi olur veya yezid olur

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı