"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Semboller ve samimiyet

Ahmet BATTAL
28 Haziran 2020, Pazar
Meclis Başkanı Mustafa Şentop ve Başkanvekillerinden Süreyya Sadi Bilgiç’in gündeme getirdiği ve diğer partilerin de ortak kabulüyle dün Meclisten geçen Kanunla ilgili TBMM web sayfasındaki özet bilgi şöyle:

“Teklif ile; 22/05/1987 tarihli ve 3374 sayılı Eski Başbakanlardan Adnan Menderes ve Eski Bakanlardan Fatin Rüştü Zorlu ile Hasan Polatkan’ın İmralı’da Bulunan Mezarlarının Nakli ve İsimlerinin Bazı Tesislere Verilmesi Hakkında Kanun ile 11/04/1990 tarihli ve 3623 sayılı 22 Mayıs 1987 Tarih ve 3374 Sayılı Kanunun Adı ile 1. maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun ile atılan adımların devamı olarak, Yüksek Adalet Divanı’nın kullandığı yetkilerin hukukî dayanağını oluşturan ve hâlâ yürürlükte bulunan kanun hükümlerinin geçmişe dönük olarak yürürlükten kaldırılması ve söz konusu hükümlerin yürürlükten kaldırılmasıyla birlikte hükümsüz hâle gelen kararlardan kaynaklanan zararların tazmini kapsamında; Yüksek Adalet Divanı kararlarının adlî sicil ve her türlü arşiv kayıtlarından silinmesi, Divan tarafından yürütülen yargılamalar sonucunda hakkında karar verilenlerin bu kararlardan kaynaklanan maddî ve manevî zararlarının tazmini istemiyle dava açabilmelerinin önünün açılması ve açılacak dâvâlarda maktu harç ile dava sonunda kazanan taraf lehine maktu vekâlet ücreti alınmasına imkân sağlanması amaçlanmaktadır.”

İlk bakışta gayet güzel bir haber. (Tazminat başvurusu için üç aylık çok kısa bir hak düşürücü süre öngörülmüş olmasını ayrıca not edelim.)

Ama “bayram değil, seyran değil …” deyişini de hatırlatmıyor değil. 

27 Mayıs 1960’ın gerçek mağduru millettir. Ve millet intikamını zaten almıştır. (Meselâ 1961 ve sonrasında doğan bebeklere neden yaygın biçimde “Aydın” adının konulduğunu bilmek yeter.) Mağdur olmuş ve göçmüş Demokrat siyasetçiler için altmış sene sonra çıkarılacak bir kanunla mağduriyet gidermek zaten mümkün bile değildir. 

Bugün artık toplanmayan iki zulüm kurulunun kurucusu olan kanunu kaldırmanın ya da onların oluşturduğu tozlu arşiv dosyalarını açıp bakıp yeniden paketlemenin nesnel ve haricî bir değeri yok. 

O halde bu kanunun anlamı semboliktir. Sembolleri kullanmak ise samimiyet ister. Demokratlık lâfla olmaz. İcraatını da görmek lâzım.

İhtilâle giden yolda kendi Başbakanı olan Demirel’den gizli olarak günün paşalarıyla iş tutan ve 12 Eylül 1980 darbesinin tescilli ürünü durumunda olan Özal da hem seçim kanunuyla oynamış ve hem de 1987’de Menderes, Zorlu ve Polatkan’ın naaşlarını anıt mezara taşımıştı, ama bunlar ne aklı başında insanları Özal’ın ve ANAP’ının “gerçekten demokrat” olduğuna inandırmıştı ve ne de iktidarının ömrünü uzatmaya yetmişti. 

Şimdi de AKP’nin ömrünü uzatabilmek için birileri aynı konuları malzeme yapıyor. 

Allah’tan muhalefet akıllı ve bu işleri gerginlik sebebi yapıp AKP’nin koz olarak kullanmasına fırsat vermiyor. 

Okunma Sayısı: 2359
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı