"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Lâhikalarda ‘Fihrist Risalesi’ (1)

Ali Demir
07 Eylül 2021, Salı
Fihrist kelimesinin genel kullanımdaki manası, hususiyetle kitaplar için “içindekiler” anlamına gelmekte olup kitabın, muhtevasının kısmî bir özeti gibidir. Risale-i Nur Külliyatı’nda fihrist, bahsedilen Risalenin kısa bir hulâsası şeklinde istimal edilmektedir.

Risale-i Nur Külliyatı’nın, Üstadın ifadesiyle 130 Risaleden teşekkül ettiği bilinmektedir. Günümüzde neşredilmiş Külliyat’ta; Üstad Hazretleri’nin Yeni Said Dönemi’nde Barla’da telife başladığı Risaleler ile bilâhare Eski Said Devri’nde telif edilen eserlerin tanzimi neticesinde meydana gelen Külliyat’ın numaralandırılmasında veya Sözler, Mektubat, Lem’alar, Şuâlar gibi mecmua şeklinde düzenleme esnasında aynı isimle zikredilen iki ayrı Risale ile karşılaşırız:

Bunlarda birisi Âyet’ül Kübra ismiyle anılan “kâinattan Hâlıkını soran bir seyyahın müşahedesi” olan, Şuâlar isimli Mecmuada “Yedinci Şuâ”, diğeri ise Arapça telif edilen “âlî bir tefekkürname” isimli Lem’alar’daki “Yirmi Dokuzuncu Lem’a”dır. Bu iki farklı Risaleyi Üstadımız aynı nam ile Âyet’ül Kübra ismiyle zikretmektedir.

Benzer şekilde, aynı isimle yad edilen, fakat iki farklı Risale şeklinde telif edilmiş Fihrist Risalesidir. Birinci Fihrist Risalesi Üstadımız tarafından telif edilmiş; Sözler, Mektubat ve Lem’alar’ın On Dördüncü Lem’a’ya kadarki kısmının özeti manasında “On Beşinci Lem’a”. İkincisi ise Lem’alar adlı Mecmuanın On Altıncı Lem’a’dan sonuna kadar olan kısmı ile Şuâlar ve Mesnevî-i Nuriye’nin hülâsâsı olup, Bediüzzaman Hazretleri tarafından “taksim-ül a’mal tarzında”(KL-11. Mektup) vazife taksimi yaparak Saff-ı Evvel Nur Talebesi abilere telif ettirdiği (KL-17. Mektup), Barla Lâhikası’nda (Kastamonu Hayatında yazılıp, Barla Lâhikası’na dahil edilen mektublar kısmında) neşredilen Üstadın talebelerine hitaben yazdığı bir mektubunda (BL-284. Mektup) ise “Onuncu Şuâ namında yazdığınız Fihristenin İkinci Kısmı, bana şöyle kuvvetli bir ümit verdi ki…” diye bahsettiği ve Şuâlar Mecmuasındaki “Onuncu Şuâ”dır.

Fihrist Risalesi, zamanımızda yayınlanmakta olan Külliyatlar’da, her bir mecmuaya ait kısımlar ilgili Risalenin sonunda neşrediliyor. Üstadımız zamanında ise hatt-ı Kur’ân yazısıyla müstakil bir mecmua olarak neşredildiği malûmdur. Günümüzde latin harfleri ile bazı yayınevleri tarafından Fihrist Risalesi adıyla ayrı bir Mecmua olarak da basılmaya başlanmıştır.

Bu genel bilgilendirmeden sonra, Üstadımız tarafından Fihrist Risalesi’nde Yirmi Yedinci Mektup olan Lâhikalar hakkındaki; “umum fıkralar muazzam ve mufassal nuranî bir fihriste-i kübradır ki, o fıkralar Risale-i Nur eczalarının parlak bir fihristesi hükmüne geçmiştir” beyanı çerçevesinde, hususan Barla Lâhikası’nda Kahraman Nur talebesi abilerin Fihrist Risalesi’ne dair hissiyatlarındaki tariflerle, bizzat Üstadımızın Fihrist Risalesi’ne dair izahatına bir göz atalım inşaallah…

Evvelâ Nurun Saff-ı Evvelinden ve ikinci talebesi olan Hafız Sabri Abi, Risale-i Nur için her şeyi açıkça beyan eden Kur’ân’dan sızan feyizler manasında “Tereşşuhat-ı Kitab-ı Mübin” tabiri kullandıktan sonra benzer bir kavramla netice, öz anlamında zübde olarak tarif ettiği Fihriste Risalesi için ise, Risale-i Nur’un muhtevasını açıklayıcı mahiyette bulunan “Fihriste-i Mübin” sıfatını kullanmış 165 sıra numaralı mektubunda. Ve bu Risalenin Müellifine, kâtibine, nâşirine, hâdimlerine duâ ettikten sonra iki saatte okuduğu Fihristenin Dördüncü Kısmı hakkında hissiyatını şöyle ifade etmiş: “Risaletü’n- Nur ve Mektubatü’n-Nur’un kâffesini icmalen okumuş kadar mütelezziz ve müstefid oldum.” diyerek Fihrist Risalesi’ni kısım kısım değil de tamamını, her vazifeye tercihen neşrine çalışılması gerektiğini belirterek Nur Talebeleri olarak hayattaki tek gayemiz Kur’ân hakikatlerinin Nurlar’ını yayma, ilânat ve duyurma olduğunu ifade etmiştir.

Lâhikalarda diğer bir vasfı Santral Sabri olan Hulusi-i sani mektubunun devamında, kıymetli, değerli eser olarak gördüğü Fihrist Risalesi hakkında, Kur’ân hakikatleri olan Risale-i Nur’un özü özeti ve neticesi olarak vasıflandırdıktan sonra “Bu mübarek ve kıymettar eser-i giranbaha ise hakaik-ı Kur’âniyenin hülâsası ve zübdesi” olarak takdim ettikten sonra bu Risaleye öncü, kumandan manasında “tam bir piştar” sıfatını vermekte ve arkasından şu takdirkâr ifadeyi kullanıyor: “Miftahu’n-Nusret ve Mirkat’ül-Fütuhdur.” Yani Fihrist Risalesi’ni başarı ve zaferin anahtarı ve manevî fetihlere ulaştıran bir merdiven olarak vasıflandırmaktadır. 

—DEVAMI YARIN—

Okunma Sayısı: 1435
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı