Sözcükler düşüncelerimizi, duygularımız davranışlarımızı, davranışlar da sonucu oluşturur. Ve keza ihlâs sözü de…
İhlâsın bir anlamı, olanca samimiyetle kendini işe vermek, “fenafil iş” olmaktır. Istılâhi manası ise; her işi yalnız Allah rızası için yapmaktır. Eğer ihlâs yoksa, ibadet, hizmet, hayır-hasenat ve dahi siyasî faaliyetlerimiz hiçbir işe yaramaz.
İhlâs yoksa riya vardır. O zaman kıldığımız namaz günaha kalbolur. Ayrıca kıldığımız namazdan sorumlu da oluruz! İhlâs kurtuluşa, riya helâket ve felâkete götürür. Başkaları için de ibadet edilir mi?
Kur’ân-ı Kerîm “Evet!” diye dikkat çeker; mealen takip edelim:
“Yazıklar olsun o namaz kılanlara. Ki, onlar namazlarını ciddiye almazlar. Namazlarında riyakârlık, gösteriş yaparlar.” (Maun Sûresi, 4-6) gösteriş ve çıkar için kılarlar!
Riya, olmadığı halde kendisini öyle göstermektir. Dolayısıyla fiilî bir yalancılıktır. Bilhassa siyaset dünyası, baştan ayağa riya kokabilir!
Resulullah’ın (asm) dilinde riya “gizli şirk” olarak vasıflandırılmıştır. “Kalbî hastalıkların en dehşetlisi olan riya”, bir iş veya ibâdeti Allah rızası için değil de gösteriş için yapmaktır.
Eğer riya, eğitim ve terbiye ile giderilmezse, kısa zamanda bütün duygulara sirâyet eder. Riyakârane yaptığımız şey, bizi felâkete götürür!
“İnsanda, ekseriyet itibarıyla, hubb-u cah denilen hırs-ı şöhret ve hodfuruşluk ve şan ve şeref denilen riyâkârâne halklara görünmek ve nazar-ı âmmede mevki sahibi olmaya, ehl-i dünyanın her ferdinde cüz’î, küllî arzu vardır. Hattâ o arzu için hayatını feda eder derecesinde şöhretperestlik hissi onu sevk eder. (Bediüzzaman, Mektûbât, Altıncı Risale olan Altıncı Kısım)
Ölümcül şartlarda yalçın kayalıklara, dağlara, yüksek apartmanlara çıplak ayaklarla tırmananlar, çeşitli tehlikeli gösterilere, müsabakalara girenler ve hayatını tehlikeye atanların ruh hâli, psikolojisi budur işte… “Tırmandı, bravo!” desinler diye şöhret damarı hayatını hiçe saydırıyor!
Ya manevî makamlar, şöhretin yalçın basamakları! İnsanın ebedî hayatını bile hiçe saydırır! Hakikî Müs- lüman ibadetini Allah için yapar, camiyi de ihlâsla inşa ve ihya eder.
Bir hadis-i şerifte, yalnız Allah rızası gözetilmeksizin ibadet, iş, faaliyet ve hizmet yapanların mahvolacağı haber verilir: “Bütün insanlar helâk oldu, ancak âlimler kurtuldu, âlimler de helâk oldu, ilmiyle amel edenler kurtuldu, onlar da helâk oldu, yalnız ihlâs sahipleri kurtuldu. Onlar da büyük bir tehlike ile karşı karşıyadırlar.” (Keşfü’l-Hafâ, 2: 312.)