"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Milliyet de imtihan sebebidir

Ali FERŞADOĞLU
22 Mayıs 2013, Çarşamba
Her şeyde olduğu gibi “milliyet”i değerlendirirken de şu sorunun cevabından başlamak daha uygun olacaktır:
Biz bu dünyaya niye gönderildik? Bizi kim gönderdi, niçin gönderdi? Övünmek için mi, başkalarına üstünlük taslamak, yabanî bakmak, ötekileştirmek için mi? Yoksa imtihan olmak, birbirimizi tanımak, kabul etmek, kaynaşmak, yardımlaşmak için mi? Kur’ân, imtihan için gönderildiğimizi ferman ediyor.
Kur’ân’da, bu dünyaya imtihan olmak için gönderildiğimiz Furkan Sûresi, 20. âyet gibi onlarca âyette beyan edilir. Dolayısıyla Müslümanlar, ‘milliyet’le de imtihan edilmektedir.
“Ey insanlar! Sizin bir kısmınızı diğer bir kısmınıza imtihan vesilesi kıldık; bakalım sabredecek misiniz?” (Furkan Sûresi, 20.)
Evet, “Din bir imtihandır. Teklif-i İlâhî bir tecrübedir. Tâ ervâh-ı âliye [yüksek ruhlar] ile ervâh-ı sâfile [alçak ruhlar] müsâbaka meydanında birbirinden ayrılsın.” (Bediüzzaman Said Nursî, Sözler, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 241-242.)
Hucurat Sûresi’nin 13. âyetinde ise ‘farklı yaratılış’ın sebepleri şöyle nazara verilir:
“Ey insanlar! Biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık; sonra da, birbirinizi tanıyasınız diye milletlere ve kabilelere ayırdık.” (Hucurat Sûresi: 49:13.)
Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri, “Milliyetçilik” bahsinin başına aldığı bu âyet-i kerimeye, şöyle bir mânâ verir:
“Sizi taife taife, millet millet, kabile kabile yaratmışım, tâ birbirinizi tanımalısınız ve birbirinizdeki hayat-ı içtimâiyeye ait münasebetlerinizi bilesiniz, birbirinize muavenet edesiniz. Yoksa sizi kabile kabile yaptım ki, yekdiğerinize karşı inkârla yabanî bakasınız, husûmet ve adâvet edesiniz değildir.” (Mektubat, 26. Mektub, 3. Mebhas)
Evet, farklı taife, farklı millet, farklı renklerde yaratılmamız bir imtihan vesilesidir:
* Birbirimizi tanımak, kabul etmek,
* Sosyal, toplum hayatına ait münasebet ve ilişkileri bilip düzenlemek,
* Yardımlaşmak, dayanışmak için...
O halde yardımlaşmaya mı çalışacağız?
Yoksa birbirimize yabanî bakmaya, düşmanlık etmeye mi?
Acaba, milletimizi Allah adına mı, O’nun hesabına mı seveceğiz, yoksa nefsimiz hesabına mı? Mana-yı harfiyle mi muhabbet edeceğiz, yoksa mana-yı ismiyle mi? Meşrû çerçevede bir sevgi mi, gayr-ı meşrû bir muhabbet mi besleyeceğiz?
Okunma Sayısı: 697
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı