Meâli, “Şüphesiz Rabbiniz Allah, gökleri ve yeri altı günde yarattı.” (Araf Sûresi vd.) şeklinde olan âyetler hükmünce zaman zaman sorulan soru şu: “Madem Allah bir şeye “Ol!” deyince oluverir, neden kâinatı altı günde yaratmış?”
Risale-i Nur’da, “Her suale cevap verilir” hakikatince “6 günde yaratılışın sırrı” da aklen, mantıken, ilmen izah ve ispat edilmiştir; şöyle ki: “Altı günde gökleri ve yerleri yarattık’ demek olan, hem belki bin ve elli bin sene gibi uzun zamandan ibâret olan eyyâm-ı Kur’ân’iye (Kur’ân günleri) ile, insan dünyası ve hayvan âlemi altı günde yaşayacağına işaret eden hakikat-i ulvîyesine kanaat getirmek için, birer gün hükmünde olan herbir asırda, herbir senede, herbir günde Fâtır-ı Zülcelâl’in halk ettiği seyyâl âlemleri, seyyar kâinatları, geçici dünyaları nazar-ı şuhuda gösteriyoruz. Evet, güyâ insanlar gibi, dünyalar dahi birer misafirdir. Her mevsimde, Zât-ı Zülcelâl’in emriyle, âlem dolar, boşalır.” (Sözler, s. 150)
Gün mefhumu, dünyanın kendi etrafındaki bir tam dönüşünü tamamladığı 24 saatlik süreyi ifade eder. Dünya, Güneş sonradan yaratıldığına göre, âyette zikredilen “gün” dünya günü değil; “devir” kast edilmiş olmalıdır. Allah Hakim-i Mutlak, Sani-i Mutlaktır. Hikmet ve sanatını göstermek için kâinatı “6 gün”de, yani, “6 devirde” yaratmıştır. Evet, Bediüzzaman, “gün” tabirini devir olarak tefsir etmiş. Öyle ki, bu “gün”, bazen bin yıllık bir devre, bazen elli bin yıllık bir zaman dilimine, bazen de asır, sene, gün gibi zaman dilimlerine karşılık geliyor:
“Bizim bir günümüz sizin bin yılınıza” (Hac Sûresi, 47). “Bizim bir günümüz sizin elli bin yılınıza denktir.” (Mearic Sûresi, 70/4) Anlaşıldığı kadarıyla “gün” tabirinin dünyanın 24 saatlik zaman diliminin değil; Kur’ân’da bizim bir günümüze karşılık “bin ve elli bin yıl” karşılıkları olan devirdir. Demek ki, Kur’ân’da ifade edilen “gün”, yaratılış devir veya dönemlerine işaret eder.
“Evet, dünya dârü’l-hikmet ve âhiret dârü’l-kudret olduğundan, dünyada Hakîm, Mürettîb, Müdebbir, Mürebbî gibi çok isimlerin iktizâsıyla dünyada icad-ı eşya, bir derece tedricî ve zamanla olması, hikmet-i Rabbâniyenin muktezâsı olmuş. Âhirette ise, hikmetten ziyâde kudret ve rahmetin tezâhürleri için maddeye ve müddete ve zamana ve beklemeye ihtiyaç bırakmadan, birden eşya inşa ediliyor.” (Sözler, s. 106)
Şu halde yaratılış süreci Hakîm ismi gereğince tedrici olarak, merhale merhale “6 gün/6 devir” olarak tecelli etmiştir.