"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

GDO fıtrat ilişkisi

Dr. Aytekin COŞKUN
05 Ocak 2019, Cumartesi 00:36
Çocuklarımızı güne başlamadan uyarma potansiyelimiz her geçen gün daha da artıyor.

“Oğlum-kızım lütfen dışarıda satılan gıdalardan (salam, sosis, döner) uzak durun. Güvenilir olduğundan eminseniz problem yok. Sağlıklı olmadığı yolunda duyumlar alıyoruz, tedbir olarak da yemenizi istemiyoruz.” 

Farkındalığımız azalırken, hassasiyetlerimizi kaybediyor, inançlarımızdan ve değerlerimizden uzaklaşıyoruz. Diyeceksiniz ki bu bir zorunluluk, maalesef küreselleşme böyle bir şey. Küreselleşme deyince bütün yazışmalarımızın takip edildiğini cümle âlem artık biliyor. Yahoo, Google, Yandex, Whatsapp gibi küresel programlardaki hiçbir bilgi kaybolmuyor.

Günlük hayatta tükettiğimiz şeylere baktığımızda ise, o kadar çok marka ile içli dışlı olmuşuz ki, akla ziyan. Kullandığımız ağrı kesiciler, antibiyotikler, kanser ilâçları ya da diğer ilâçların kısmen ya da tamamının hammaddesinin yurtdışından hazır halde geldiğini biliyoruz. Bu maddelerin ne kadar sağlıklı ve ne kadar denetimden geçtiğini ise tam bilemiyoruz. En önemli konumuz olan tohum rezervi, teknolojisi, hibrit tekniği hakkında bilgi fakiri olmamız. İsrail ve Hollanda gibi ülkeler Hibrit tekniği ve GDO’lu tohumlar noktasında dünya piyasasını elinde bulunduruyorlar. Dolayısıyla Hibrit tekniği ya da genetiği değiştirilmiş tohumların yurdumuza giriş şekli ve kullanımı bu yüzden çok önemli.

Özellikle yediğimiz ve içtiğimiz şeyler ile DNA yapımızın değişime uğrayabilmesi mümkün mü? Bunun için GDO’yu anlamak gerek. GDO (Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar), canlılara başka bir canlının genetik kodunun kopyalanması anlamına geliyor. Genetiği değiştirilmiş gıdalara istenilen özellikler kazandırıldığı için, yabancı madde yâ da zararlı canlılara karşı bu maddeler direnç kazanır ve genleri üzerinde oynama yapılabilir. Genetiği değiştirilmiş gıdaların tadı, kokusu, rengi farklı olabilir, burada fıtrî olmayan ve fıtratı değiştirilmiş gıdalarla karşı karşıyayız demektir.

GDO dediğimiz ve genetik şifresi değiştirilmiş gıdaların satışında devlet kontrolü söz konusu, fakat kötü niyetli insanların piyasalara el altından sürdüğü bu tarz gıdalar, eşlerin ileri dönemlerinde çocuk sahibi olmaları noktasında çok önem kazanıyor. Babadan gelen spermler anne rahmindeki yumurta ile karşılaştıktan sonra oluşan ceninin, bebek olma yolculuğunda, bu tarz gıdaların ne kadar etkili olduğunu yeniden sizlere hatırlatmak isterim. Bu yolculuk öncesi ve sonrası, anne ve baba adayının bu gıdalardan uzak kalmasının, sağlıklı bebeğin dünyaya gelmesinde çok etkili olduğuna inanıyorum. Dünyaya geldikten sonraki dönemde ise immün sistemin (vücudun direnç sistemi), hastalıklara karşı korunmada çok etkili olduğunu bir kez daha gözler önüne sermek isterim. Rabbimizin ol emri ile oluşan bu serüvenin temellerinin çok sağlam olmasında gıdaların çok büyük etkisinin olduğunu bilmemiz gerekli.

Burada kimseyi suçlamıyor, aksine hepimizin ve geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın daha sağlıklı ortamlarda, yaşama kalitelerinin yüksek olduğu hatırlatıyorum. GDO’lu gıdalardan uzak kalmak durumundayız. Gelişmiş ülkelerin, gelişmekte olan ülkelerde ise GDO’lu tohumları göndermelerinin altında nasıl bir düşünce yatıyor bilmiyorum, ama şu gerçek ki neslimiz tehdit altında.

112 gıda ürününde tesbit edilen GDO’nun kullanımı ülkemizde yasak. Ancak tabir-i caizse merdiven altı üretimlerde GDO kullanılabiliyor. Peki, GDO hangi ürünlerde bulunuyor? Mısır, domates, patates, pirinç, soya, buğday, kabak, bal kabağı, ayçiçeği, yer fıstığı ve bazı balık türlerinde. Meselâ, bisküvi, kraker, pudingler, nebati yağlar, bebek mamaları, şekerlemeler, çikolata ve gofretler, hazır çorbalar, mısır ve soyayı yem olarak tüketen tavuk ve benzeri hayvanlardan elde edilen gıdalar ve pamuk GDO’lu olma riski taşıyanların başında geliyor.

GDO özellikle hamile kadınların kanında ve fetüste görülebiliyor olması, alerjik hastalıkları tetiklemesi, hormonal sistem ve antibiyotiklerin etkisini değiştirmesi, rüzgâr ile tabiî türlere karışarak biyolojik çeşitliliğin azalmasında etkili olduğu, araştırmalardan çıkan sonuçlar. Bu kadar riskli görünen GDO’lu gıdaların hem kendi fıtratımıza ve hem de neslimize-nesillere etkisini anlamaya çalışmamız elzem. Hadiseler bunu ortaya koyuyor. Zira fıtrat, fıtrî ve lâyık olmayan şeyi reddeder, atar. Selâm ve duâ ile.

Okunma Sayısı: 1562
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı