"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Rabbin, bal arısına ilham etti…

Cenk ÇALIK
27 Ocak 2024, Cumartesi
“Rabbin, bal arısına ilham etti: ’Dağlardan, kendine evler edin.’ (Nahl suresi 68.) ilâ âhiri’l-ayet… Evet, bal arısı fıtratça ve vazifece öyle bir mu’cize-i kudrettir ki, koca Sure-i Nahl, onun ismiyle tesmiye edilmiş…” (Şualar,179)

Nahl suresinin 68-69 ayetleri sadece balın şifalı ve balı yapan arının dişi olduğunu (nahl, dişi bal arısı demektir) yüzyıllar öncesinde haber veren iki Kur’an mucizesinden bahsetmez. Mezkûr pasajda bu mucizelerin tesadüflerle açıklanamayan tevhid hakikati olduğu da nazara verilir. Bu hakikatleri ilmi olarak da anlamaya çalışalım. 

Arıcılık tarihi MÖ 3500 yıllarına kadar uzanır. Böcek türleri içinde gıda olarak faydalandığımız tek tür arılardır ve onlardan bal, polen, arı sütü, arı zehiri, propolis gibi gıda ve  tıbbi amaçlı kullandığımız ürünler elde ederiz.

Çiçeklerde nektar denen tatlı suyun arının vücudundaki salgı ve enzimlerle birleşmesiyle bal oluşur. Doğal koruyucular içermesi ve içinde bakteri yetişmemesi sayesinde uzun yıllar yenecek durumda kalabilmesini balın mucizevi özellikleri arasında sayabiliriz. Balın rengi, şeker dengesi ve tadındaki farklılık tamamen toplanan nektarlardan kaynaklanır. 

Bal üretimi çok büyük bir çaba gerektirir. 450 gramlık saf balı elde edebilmek için yaklaşık olarak 17.000 balarısının 10 milyon çiçeği ziyaret etmesi gereklidir. Arının yiyecek aramak için ihtiyaç duyduğu ortalama bir gezinti, yaklaşık olarak 500 çiçek ziyaretini gerektirir ve 25 dakika sürer. Bu yüzden 450 gram saf bal elde etmek için arıların 7000 iş saati çalışmaları gereklidir.

Balın hiç şüphesiz ilk akla gelen özelliği tatlı olmasıdır. Bunun sebebi balın içindeki üç şekerdir: Üzüm şekeri (% 34), sakkaroz (% 2) ve fruktoz  (% 40). Bundan başka balın % 17’si su, geri kalan % 7’lik bölümü ise demir, sodyum, sülfür, magnezyum, fosfor, polen, manganez, alüminyum, gümüş, albümin, dekstrin, nitrojen, protein ve asitlerden oluşur. Balın kalitesini belirleyen bu % 7’lik karışımdır.

Balı bildiğimiz şekerden ayıran çok önemli bir fark vardır. Şeker ancak sindirim sisteminde değişime uğradıktan sonra kana karışırken, bal sindirime gerek olmadan çok süratli bir şekilde kana karışır. Ilık su ile karıştırılan balın birkaç dakika içinde vücuda enerji verdiği tespit edilmiştir.

Bütün canlıların yaşamlarını devam ettirebilmek için bir miktar neme ihtiyaçları vardır. Bakteriler balla temas ettiklerinde nemden yoksun kalır ve yok olurlar. Ayrıca balın asidik tepkisi de bakterilerin yaşamaları için uygunsuz bir ortam oluşturur. İnsan vücudunu etkileyen birçok mikroorganizma balda yok olur. Bal, içinde bakteri barındırmamakla kalmaz aynı zamanda bir bakteri yok edici olarak da kullanılır. 

Saymakla biteremeyeceğiz balın hasiyetleri hususunda son sözü Risale-i Nur’dan dinleyelim: “…arı gibi küçük mu’cizat-ı kudretini şifalı ve tatlı güzel bir şerbetçi yaptığını ayet şöylece gösterdikten sonra tefekküre, ibrete başka şeyleri de kıyas etmeye teşvik için “Düşünen bir topluluk için şüphesiz bunda bir delil vardır.” (Nahl Sûresi, 16:69.) der, hatime verir.” (Sözler, s.474)

Okunma Sayısı: 1742
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı