"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Barla Mektuplarında, Risale-i Nur (4)

Çetin ACAR
29 Eylül 2020, Salı
Yeni tanzim ile hazırlanan Risale-i Nur Külliyatı’nın her parçasının üst köşesinde, o Risalenin ne zaman ve hangi tarihte yazıldığına dair bilgi vardır. Bu tarih bilgisinde aslında bizi bir yerlere götürecek bir sır saklıdır.

Meselâa, Onuncu Söz “1926 yılında Barla’da Türkçe olarak telif edilmiştir” diye yazdığında, bizi 1926 yılındaki Türkiye’nin şartlarına götürüp ve o sözün yazıldığı günlerde, o Risalenin konusuna uygun dehşetli bir hücum olduğunu ve o ihtiyaca binaen yazdırılmış olduğunu görürüz.

O zamanki süfyanist komite, milletin imanını nasıl zayıflatırız, hatta nasıl imansız yaparız planları görüşülürken çeşitli teklifler öne sürülür. Bunların içinde en tesirli yolun, herkesin yaptıklarından hesaba çekileceği, “haşir” akidesini zayıflatmak fikri öne çıkar ve bu yolda çalışmalara başlanır. Çünkü “haşir” inancı olmayan insana her şeyi yaptırabilirsiniz.

Öncelikli mesele “haşir” olduğundan, Barla’da ilk yazılan eser de, ölümden sonra tekrar dirileceğimizi ve yaptıklarımızın hesabını vereceğimizi, iki kere iki dört edercesine anlatan Onuncu Söz olan “Haşir Risalesi”dir.

Sabri Abi, Haşir Risalesi’ni okuduktan sonraki üzerinde bıraktığı tesiri şöyle anlatıyor: “Bekledim, ta ki: Onuncu Söz neşredilmiş, işbu kıymeti, mükevvenata faik (kâinattan üstün) olan mübarek nurlu eserlerden bir nüshacık ihsan buyruldu.” “... Kıymet-i maneviye itibariyle mevcudattan ağırdır...“ (Barla Lâhikası, s. 100)

Bütün mevcudatın haşre tabi olacağını düşünerek, Onuncu Sözün bütün mevcudattan ağır bir eser olduğunu ifade ediyor.

“Bundan başka şu nuranî ve kudsî eser, numarası itibariyle dokuz eserin daha mukaddemen sebkat ettiğini ima ve işaretle beraber ve on numaradan sonra daha birçok eserlerin vücudunu mutazammın bulunmasına dair bir hassasiyet-i kalbiye uyandırdı.” (Barla Lâhikası, s. 101)

Yani, Onuncu Söz olan Haşir Risalesi’nden önce dokuz eser daha olduğu ve daha birçok eseri de içine alacağını hissetmenin sevincini yaşıyor Sabri Abi. Ve devam ediyor: “Nasıl o röntgen cihazı şu uzuvların içindeki en ince ve en hafî hali görüyor, gösteriyor. Öyle de Nurların hazinedarları olan Sözler dahi, hakaik-i eşyada en ufacık zerreleri bile görmek ve göstermek hassasına haizdir. (...) Herkese görmek müyesser olmayan gayet dakik ve amik beyanat-ı harikalarını röntgen makinesi ile temsil ediyorum.” (Barla Lâhikası, s. 102) 

Onun için Sözler’i (Risale-i Nur’u) röntgen makinesine benzetiyorum. 

Fen ve din ilimleri âlimlerinin asırlardır çözemediği ene-zerre ve tahavvülat-ı zerrat meselelerini sadece beş saatlik bir zaman içinde yazılan Otuzuncu Söz’ün değerini, münkirler üzerindeki tesirini ise Sabri Abi şu veciz sözleriyle şöyle ifade ediyor: “Müşrik ve münkirleri mağlûp ve ilzam eden ve son sistem malzeme-i cihadiye-i vahdaniyeyi haiz havi ve cami, kuvvet ve resaneti çelik, kıymet ve ehemmiyeti elmas ve cevahir ve akik bir kal’a-misal olan Otuzuncu Söz’ü istinsaha muvaffak oldum.” (Barla Lâhikası, s. 80)

Bu mübareklerin elleri ve makbul duâları ile bu günlere kadar gelen hizmette, Cenab-ı Allah bizleri, bizim haberimiz yok iken bizi istihdam ediyor. 

Biz de bütün gayretimizle müstahdem olmaya çalışalım.

Okunma Sayısı: 2289
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı