"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bediüzzaman’ın Barla sevgisi

Çetin ACAR
13 Ağustos 2021, Cuma
Risale-i Nur Külliyatı’nı meydana getirecek ilk kelimelerin yazıldığı, daha sonra bu kelimelerden cümleler ve iman hakikatlerini meydana getiren bahisler oluştukça bu hakikatleri yazanların da şevkleri günden güne artıyordu.

Çünkü işitilen bu hakikatler, vurduğu yerden su çıkaran Asa-yı Musa misali, girdiği kalpte yer etmemesi mümkün değildi.

Karanlıklar içinde kalan memleketi saçtığı nurla aydınlanmaya başladığını gören abiler, bu kudsî hizmetin bir parçası olmanın mutluluğunun yaşandığı yerdi Barla.

130 parça Risalenin 119 parçası burada yazılmış, çoğaltılmış neşriyatı başlamıştı, elbette bu işleri ve her biri birer kahraman olan abilerin aralarındaki ihlâs, tesanüt, uhuvvet düsturları da zirve noktadaydı.

Yazarken ve okurken anlamışlardı ki, bu hizmet inayet-i İlâhiye altındadır. 

Bundan dolayı Cenab-ı Hak kâfirler istemese de nurunu tamamlayacağına göre, böyle bir hizmette istihdam olunmak bile ihsan-ı İlâhî’den başka bir şey değildi.

“Yaz Kardaşım” emrini alan bu bahtiyarlar, Allah’ın rızasından başka bir şey düşünmeden bu emre imtisal eden saff-ı evveller ve bu ihlâslı hareketlerinin sonucunda cihanşümul bir eserin meydana geldiği bir köydü Barla.

Böyle olduğu içindir ki, Üstad Hazretleri ömrü boyunca nereye giderse gitsin, Barla’yı ve orada bıraktığı kardeşlerini her zaman hasretle yâd ettiğini ve burayı hiç unutamayacağını defaatle yazmış.

Kastamonu ve Emirdağ Lâhikaları’nın birçok yerinde geçen buram buram hasret kokan mektuplarından birkaç misal.

“Bilirsiniz ki, bir seneden ziyadedir, ben duâda Risale-i Nur’un şakirtlerinin risalelerle alâkadar olan ezvac, evlâd ve validelerini dâhil ediyorum. Bunun bir sebebi başta Sabri olarak orada (Barla’da) bazı zatlar, çoluk çocuklarıyla daireye girmeleridir.” (Kastamonu Lâhikası)

“…Her ne ise hiç unutamadığım, sebatkâr, ciddî kardeşlerime, hususan ikinci vatanım Barla’daki vefakâr sıddıklara selâm ve duâ ederim.” (Kastamonu Lâhikası)

“Barla medresesinin mürşidi, müessisi ve müdebbiri Hacı Hafız, Atıf Hasan ve çalışkan bir kâtibi Kâtip Osman ve diğerleri ile birlikte ümmî ihtiyarlar, masum çocuklar…” (Kastamonu Lâhikası)

“Sabri’nin mektubunda, Sıddık Süleyman ve Barla’daki Kardeşlerimizin tam muhafaza etmeleri oradaki hayatımı tahassürle hatırlattırdı…” (Kastamonu Lâhikası)

Üstad Hazretleri Barla’yı daima Medrese-i Nuriye diye bahsetmesi de oraya verdiği önemi gösteriyor.

“Medrese-i Nuriyenin elmas kalemli kahramanlarından Mustafa Yıldız’ın… Sikke-i Gaybiyesi parlak bir tarzda çıkacak ve güzel hizmet edecek.” (Emirdağ Lâhikası)

“Ben hayalen çok defa eski zamana ve Barla’daki malûm yerlere şevkle gidiyorum. Oralarda oturup ağlıyorum. O Enislerimi hayalen görüyorum.” (Emirdağ Lâhikası)

Barla’yı, dünyaya iman hakikatlerini haykıran büyük bir kürsü ve Nur hizmetinin merkezi olarak görmüş ve bedenen orada olmasa da ruhen, kalben ve aklen daima Barla’da yaşamıştır.

Okunma Sayısı: 2053
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Halil İbrahim Karahan

    13.8.2021 02:40:13

    Allah razı olsun

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı