"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Hayalbaz” kuklalar ve seyirciler

Çetin ACAR
29 Haziran 2020, Pazartesi
Hayalbaz, hayalî veya şahbaz, bunlar unvanlar gölge oyunları veya kuklaları oynatanlara verilen isimlerdir.

Ancak bu mertebeye kolay çıkılmaz. Önce çıraklık dönemi vardır, sonra kalfalık, uzun ve sabır isteyen bu dönemlerden sonra ustalık zamanı başlar, fakat bu zamanda “usta” bulmak çok zordur. Çünkü artık usta yetişmiyor.

Kuklalar çeşitli maddelerden yapılabilir, hangi maddeden yapılırsa yapılsın, ipleri hep “hayalbaz”ın elindedir. İnsanları tarih boyunca eğlendiren, güldüren kuklalar, Hacivat Karagöz oyunlarının, topluma yansımalarının nasıl olduğuna bir bakalım.

Bazı insanlara “kukla gibisin” derler, hatta bazı topluluklara bile “kukla topluluk” diyenler olabilir. Tahtadan yapılan kukla, sahibinin ipi dairesinde hareket etmesinin izahı vardır da, etten, kemikten yapılan aklı ve şuuru da olan insan, nasıl “kukla” gibi olur?

Kukla ustası bir köşede atılmış tahta parçasını ustalığı ile imal eder. Yani tahtaya çeşitli aletlerle şekil verir. Karakter verir.

En ünlü kukla isimleri, demircan, fincan, sefer usta, letafet, matrak, zıpzıp, tamtam gibi isimlerdir. Tabiî hangi tahtaya hangi karakterin verileceğine de “kuklacı” karar verir.

Parmağının ucundan, çenesine kadar bağlanan iple hareket eden kuklanın, “hayalbaz”ın elindeki ipler ve “hayalbaz”ın ağzından çıkan sözlerin dışında ne konuşurlar, ne de hareket edebilirler. 

Kukla “hayalbaz”ın esiridir. Çünkü cansız tahtayı hareket ettiren, konuşturan, hatta bir nevî ona ruh veriyor da denebilir, onun için “hayalbaz”ın her dediğini yapar.

Kukla, çalan zeybek havası önünde, “hayalbaz” Karadeniz horonu oynatırsa oynar, seymen kıyafeti ve Ankara havası önünde, Erzurum barı oynatırsa oynar, hiç itiraz etmez.

Gelelim seyircilere, her şeyin bir seyircisi olduğu gibi kuklaların da seyircileri vardır. Çünkü seyirci olmadan onlar bir işe yaramaz.

Seyircilerin de tuhaf mı tuhaf halleri vardır. Bir oyunu tekrar tekrar seyretmelerine rağmen, ilk defa seyrediyormuş gibi hep gülerler, hep gülerler. Gelen her “hayalbaz”ı alkışlarlar.

Hatta çok sevdiği bir “hayalbaz”ın yerine diğeri zorla sahneye çıksa bile hiç tereddüt etmeden avuçları patlayıncaya kadar yeni “hayalbaz”ı alkışlamaktan geri durmazlar.

Hadi bu cansız, şuursuz kuklaların her denileni yaptığı hakkında mazeretleri var da, akıllı, şuurlu, iz’an sahibi, muhakeme sahibi seyircilerin kukladan farkları olmaları gerekmiyor mu?

Okunma Sayısı: 1872
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı