Çeşitli kesimler, her şeye olduğu gibi bu olayı da değişik pencerelerden bakıyor.

Özellikle iktidara muhalif partiler, “Mafyayı Hükümetin üçüncü ortağı” benzetmesini yaparken, akademik çevreler, ekonomik çevreler olaya değişik yorumlar katıyorlar.

Bizler, Demokrat Nur Talebeleri olarak ise penceremiz Risale-i Nur’dur ve onun neşir organı Yeni Asya’dır.

Her ihtilâlde, her siyasî çalkantıda mihenk taşımız, adalet, hukuk, demokrasi bundan zarar mı görüyor, fayda mı görüyor? Olmuştur.

Her akl-ı selim, diliyle söylemese de kalben der ki; “Demokrat iktidarlarda madden rahatız, hukukumuz emin ellerde, geleceğimiz aydınlık, mal ve can güvenliğimiz tam” diye düşünürler.

İşte bu âdil, demokratik sistemi istemeyen ve Demokrat idarelerde hayat hakkı bulamayan karanlık çevrelerin Demokratları sistemli bir şekilde ortadan kaldırmak için yaptıkları planlar bu günlerdeki hükümet-mafya kavgası ile gün yüzüne çıkmaktadır.

Çünkü anlatılanlarda ismi geçenler sırasıyla Demokrat misyonun başına kurtarıcı! gibi geçirilmiş ancak zamanla alınan seçim sonuçları bu şanlı misyonu değil yukarılara çıkarmak, daha da diplere indirmiştir.

Evet, Demokratların herkesi kucakladığı devirlerde oylarını arttıramayan o günün siyasal İslâm partisi ile ırkçı partileri, ancak Demokratlar’ın sistemli bir şekilde ortadan kaldırılmasıyla iktidara gelebilmişlerdir, geldiler gelmesine de memleketin de hâl-i pürmelâli gözler önünde.

Bir zamanlar, meydanları doldurarak “Kurtarıcı” gözüyle baktıkları Evren in, apoletleri sökülmüş vaziyette sekiz kişi ile kılınan cenaze namazı sonrası binlerce kişi “Hakkımızı helâl etmiyoruz” derken devletten hiç ses çıkmaması düşünmeye değer. (Diğer ihtilâlcilerin nerde gömülü olduğunu bilen var mı?)

Çünkü onun vazifesi bitmiş, gerekli emirler yerine getirilmiş, ülkede tamiri zor olacak yapılması gereken tahribat yapılmıştı.

Resmî ideoloji sistemi, her devirde kullanacağı kişiyi bulur, vakti geldiğinde “Vazife başına marş” diyerek, birini indirir, diğerini göreve getirir. Görev devir teslimini, nöbet değişimini yapar.

Fakat ne kadar garip ki; Bütün bunları gerçekleştirmek için “dinde hassas, muhakeme-i akliyede noksan” olan safderun dindarları kullanmadan edemez!

“İslâma hizmet ediyorum” sâfiyetiyle düşünenler! Dikkat edin! Hedefinde, hukuku, adaleti, demokrasiyi ortadan kaldırmak isteyen “Süfyanizm”e farkında olmadan yardım ediyorsunuz, gözünüzü açın artık, işleri bitince kenara atılmış olanları düşünün.

Elhasıl: Bu mafya-hükümet kavgası, geçmişte Demokratları yok etmek isteyen sacayaklarının kavgasıdır.

Her halde millet olarak her olayı günlük düşündüğümüz için yanılıyoruz.

Buzdağının biraz görünmeyen tarafına bakınca, bakın neler görünüyor.