"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Ba’de harab’il Suriye…”

Cevher İLHAN
24 Temmuz 2025, Perşembe
Suriye’de işlerin iyi gitmediği, “Ankara’dakilerin adamı” olarak lanse edilse de Trump’la Netanyahu’nun arka çıkmasıyla Suriye’nin başına geçici olarak getirilen Şara ile örgütünün daha ilk günde İsrail ordusunca silâhları ve savunma mekânizması tahrip edilen ülkenin bütünlüğünü ve siyasî birliğini muhafaza edemediği gün geçtikçe ortaya çıkıyor.

Öncelikle Şara’nın kendisini iktidara taşıyan silahlı Selefî gruplara ve orduya dahil ettiği ve Colanî olarak El Nusra’dan sonra kurduğu Heyet Tahrirü’ş-Şam (HTŞ) mi-lislerine hâkim olmakta zorladığı belirtiliyor.

Her ne kadar “Bedevî Arap aşiretleri” dense de Şara’nın başında bulunduğu HTŞ militanlarının ülkenin güneyinde, İsrail sınırında Dürzîlerin yoğunlukta olduğu Suveyde şehrini kuşatmaya alıp zulme varan baskıları, Dürzi şeyhlerinin sakal ve bıyıklarını keserek aşağılamakla 700 kişinin öldürüldüğü tahrikleri bahane eden İsrail’in askerî müdahaleyle bütün bölgeyi kontrolüne almasına, ABD’nin işbirlikçi taşeronu PYD/YPG’nin kontrolündeki Haseke’ye “Davut koridoru”nu açmakla Türkiye’ye komşu olmasına sebebiyet verdiğine dikkat çekiliyor. (Murat Yetkin, Yetkinport, 20.7.25)

YENİDEN İÇ SAVAŞ KARGAŞASINA İTİLİYOR

Aslında daha Mart ayında Lazkiye ve Tartus’ta ateşlenen çatışmalarda “eski rejim yanlıları” diye sivil halka yapılan operasyonlarda binden fazla Alevînin katledilip yüzlerce ev ve işyerinin yağmalanması, Şara’nın ülkeyi yönetemediğinin ilk sinyali oldu. Ardından geçen ay Şam’da bir intihar bombacısının bir kiliseye saldırısıyla 22 kişinin ölüp 63 yaralanması, on iki yıl süren iç savaş fitnesindeki gibi kargaşa komplosunu açığa çıkardı.

Çarpıcı olan, Şam’a 60 km, yakınlıktaki Golan Tepelerini, Şeyh Dağını işgalle kalmayıp on yedi kilometre yaklaşıp Başkenti kuşattıkları bölgelerden çekilmelerinin sözkonusu olmadığını söyleyen İsrail Genelkurmay Başkanı’nın şımarıkça “Suriye’ye askerî müdahaleye devam edecekleri”ni tekrarlaması. Ve Şara’nın Dürzîlere baskısı “gerekçesi”yle Suriye’yi bombalayıp bütün ülkeyi işgal edeceği tehdidini savurması.

Belli ki küresel emperyal güçler, hegemonyaları ve İsrail’in bölgedeki egemenliği hesabına ordusu âdeta tasfiye edilen Suriye’nin bu “tükenmişlik” haliyle bile kalmasını istemiyorlar. Ortadoğu’da İsrail’e direnecek bir güçlü devlet kalmaması için Suriye’yi tefrikayla yeniden iç kargaşa kumpasını kurmaktalar.

İsrail Savunma eski Bakanı Moşe Yaalon’un deşifre ettiği Fas’tan Afganistan’a 22 İslâm ülkesini bölüp parçalama maksatlı BOP’la “Suriye’nin federalizmle ‘Kürdistan’, ‘Alevistan, ‘Dürzistan’la en az üçe bölünmesi”ni amaçlayan “Amerikan tefrika ve ifsad plânı”na zemin hazırlanıyor. “İsrail’in Nil’den Fırat - Dicle’ye uzanan “arz-ı mev’ud” iddiasına alan oluşturuluyor.

Lübnan asıllı bir Hıristiyan göçmen olup uzun yıllar bir uluslararası özel sermaye şirketinin CEO’luğunu yapan, Birleşik Arap Emirlikleri adına yasadışı lobi faaliyetlerini yürütmekten tutuklanıp 250 milyon dolar kefaletle hapse girmekten kurtulan bir emlakçı-finansçı olan, “yeni yüzyıl plânı”yla İsrail’in “büyük İsrail plânı”na didinen Trump’un Siyonist damadı Kushner’in arkadaşı Amerika’nın Ankara Büyükelçisi ve Trump’un Suriye özel temsilcisi Thomas Barrack’ın atanmış bir “sömürge valisi” havasıyla bölgeyi gezip “ABD’nin tefrika plânı” için İsrail’le anlaşmaya zorlaması bundan.   

“İSRAİL’İN İPİYLE KUYUYA İNENLER…”

Bundandır ki İsrail’in Şam’ı ve bütün ülkeyi bombalamakla provokasyonlarını sürdürdüğü sırada, “ABD’nin İsrail’le birlikte Suriye’ye müdahale edeceği, ülkenin bir Afganistan olacağı ve Şara’nın sonunun Saddam ya da Kaddafi gibi olacağı!” şantajları savruluyor.

Bu açıdan Suriye’nin fiilen bölünmesinden sonra “ba’de harab’il Suriye (Suriye yıkıldıktan sonra)” “Suriye’nin toprak bütünlüğü ve siyasî birliği” çağrısıyla “Ankara’nın Suriye’nin parçalanmasına rıza göstermeyeceği”ni ifade eden Cumhurbaşkanı’nın, dostu Trump’u ve “tâlimatı”yla “bölge valisi” gibi ortalıkta dolaşan Büyükelçisini yine teğet geçerek “İsrail Suriye’de fitne yayıp ülkeyi kaosa sürükleme peşinde” yakınmasının hiçbir kıymeti kalmıyor.

Zira “İsrail’in ipiyle kuyuya inenler çok büyük bir hesap hatası yaptıklarını er ya da geç anlayacaklardır” tesbiti en son Suriye üzerinde tahakkuk ediyor.

Şara’nın Trump’a ve Netanyahu’ya güvendiği gibi…

Okunma Sayısı: 826
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı