"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Sistem”in iflâsının ilânı...

Cevher İLHAN
10 Temmuz 2019, Çarşamba
16 Nisan 2017 referandumunda kabul edilip 24 Haziran 2018 seçimleriyle uygulamaya geçilen “cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi”nin daha birinci yılında çöküşü iktidardakilerce de kabul ediliyor.

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu’na (YİK) seçilen AKP kurucusu ve Meclis eski Başkanı Arınç’ın “Bu partili cumhurbaşkanlığı doğru model olmadı. Acaba ülkemiz ve Başkanımızın geleceği için parlamenter sisteme dönmemiz daha mı hayırlı olur?” sorusu bu gerçeğin çarpıcı ikrarı.

“İktidara ilişik yorumcular”, ekonomiden dış politikaya, yasamadan yargıya bütün alanlardaki başarısızlığı ve devlet kurumlarındaki vahim karmaşayı “bürokrasinin sisteme uyum sağlayamaması”na bağlasalar da, iktidar partisi sözcüsünün “Cumhurbaşkanı sistemin performansının ölçülmesi ve gözden geçirilmesi tâlimatı verdi” demesi de.

MR’I ÇEKİLECEK “ÇARPIK SİSTEM” DÖKÜLÜYOR…

Bu arada “sistem”in fiyasko ile sonuçlandığına dair temel değerlendirmelere tepki gösterip konunun “sistem meselesi” olmadığını tekrarlayan AKP Grup Başkanvekillerinin “bir yıllık deneme masaya yatırılıp problemlerin analiziyle birtakım tartışma ve müzâkerelerle ‘cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi’ne ilişkin çeşitli bürokratik işlerde tıkanıklığa müdahale ile ilgili çalışma gereği”nden, “rehabilite ve revize”den dem vurmaları, “tek kişilik sistem”in karaya oturduğunun bir diğer ifâdesi oluyor. İyi Parti milletvekili İsmail Koncuk’un tesbitiyle “Sarayda kurulan politika kurulları, YİK, birtakım başkanlıklar, sayıları normali aşan danışmanların, devlet yönetmeyle ilgili olmayıp adamına göre oluşturulan kadroların olduğu ve bakanlıkların âdeta dışlandığı çarpık sistem dökülüyor.” 

Erdoğan’ın Devlet Denetleme Kurulu’na (DDK) “cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi’ndeki aksaklıkların düzeltilmesiyle yasama ve yürütmenin güçlendirilmesi için başta Meclis İç Tüzüğü olmak üzere uyum yasalarıyla ilgili araştırma” tâlimatı da bunun ifâdesi. (gazeteler, 29.6.19) 

AKP sözcüsünün “Yeterli performans göremediğimiz konular güncellenecek; bunların hepsi masaya yatırılıp röntgeni, MR’ı çekilecek” sözleri de, “yeterli performans göstermeyen” ve bir yıl içinde röntgen çekimini gerektiren ağır hastalıkla muallel “sistem”in iflâsının ilânı oluyor. 

Bütün bunlar, her ne kadar “sistemden dönüş yok!” çıkışından sonra AKP cânibinden “sistem değişmeyecek, sadece MR’a girecek, rehabilite ve revize edilecek” diye çark edilse de, Cumhurbaşkanıyla parti sözcülerinin “masaya yatırılacak” dedikleri “sistem”in yürümediğinin örtülü itirafı olarak kayda geçiyor. 

Keza her alanda “s.o.s” veren ve ağır hastalıkla gün geçtikçe tükenen “sistem”in artık çöküş sürecine girdiği, “rehabilite ve revize”yle iyileşmesinin mümkün olmadığı teşhisini bir defa daha haklı kılıyor.

ÇÖZÜM, “MECLİS’İN HÂKİM OLDUĞU SİSTEM”DE…  

Hulâsa, “devlet mimarisi, kişilere, kurumlara, partilere, siyasi görüşlere göre inşa edilmez” diyen Davutoğlu’nun değerlendirmesiyle, genel başkanlıkla cumhurbaşkanlığını birleştirerek tarafsızlığın kaybedildiği, ehliyet ve liyâkatı rafa kaldıran, en üst düzeyde kayırmalarla kurumlara tecrübesizlerin atandığı, devlet yapısıyla aile yapısının birleştirildiği, temiz ve hesap verilebilir şeffaf siyasetten yoksun, adalet ve hukuka güvenin kalmadığı, devlet makamlarının birtakım tol çetelerinin tuzaklarına mahkûm edildiği, ayyuka çıkan haksızlıklar ve mağduriyetlerle vicdanlarda kopuşun olduğu, her alandaki fiyasko vartasında hakikatte “başkanlık sistemi” de olmayan ve ülkeyi uçuruma sürükleyen “ucûbe sistem”in âcilen tasfiyesi gerekiyor. 

Çözüm, Bediüzzaman’ın bir asır önceki tahliliyle, bütün karar ve gücün “rey-i vâhid” dediği tek şahıs yönetimine peşkeş çekildiği, meşveretin olmadığı, küresel çetelerin emperyal tefrika ve sömürü projelerine alet edilebilen, tek imzalı “kararnâmeler”le ülkeyi tepeden keyfi “yöneten”, dahası “yönetiyor” gibi görünen, “güçlü lider” perdesinde, devletin lâ-yüs’el - sorgulanmaz / hesap vermez başkanların eline verildiği “tek kişilik rejim”in pansuman tedbirlerle ayakta tutulmasında değil; “efkâr-ı âmmenin misâl-i mücessemi (cisimleşmiş hali)” olan ve “hâkimiyet-i milleti” temsil eden “Meclis’in hâkim olduğu”, demokratik temel hak ve hürriyetlerle, adâlet ve hukuk devleti değerlerinin hayata geçirildiği güçlendirilmiş “demokratik parlamenter sistem”de. (Münâzarât, 41-42)

Siyaset, gereksiz polemikleri bırakıp bu köklü ve netice alıcı demokratik çâreye çalışmalı…

Okunma Sayısı: 2258
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı