"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Suriye’yi tefrika ile ifna projesi

Cevher İLHAN
13 Mart 2025, Perşembe
Suriye’de yönetimi ele geçiren El Kaide’den kopma IŞİD örgütünden kalma El Nusra’dan dönüşen Heyet Tahri’üş Şam’a (HTŞ) bağlı selefi cihatçı militanların Lazkiye ve Tartus saldırılarıyla tahrik edilen ecnebî patentli yeni şiddet tahrikleriyle ülkede yeniden “iç savaş” senaryoları sahneleniyor.

Sokak ortasında insanların infazıyla, evlere baskınla çocukların, âilelerin gözü önünde “Esad yanlıları” denilerek sivillerin hunharca katledilmesiyle bu menhus maksadın provoları yapılıyor.

Özellikle Alevîlere yönelik işkence, kaçırma gibi çok artan operasyonlarla bini aşkın Suriyeli’nin öldürülmesi, ABD ve İsrail’in başını çektiği, İngiltere ve Fransa’nın destek verdiği işgalci emperyal mihrakların 2011’den bu yana Suriye’nin etnik ve mezhebi tefrikaların alevlendirilmesiyle bölünüp parçalanması denemeleri olduğu her hâliyle sırıtıyor.

Yönetime getirilmesinin ilk gününde Suriye’yi baştanbaşa bombalayıp savunma mekanizmasını, topyekün silah envanterini yerle bir eden, ülkenin güneyindeki toprakları işgalle Süleymaniye’den Akdeniz’e “Davut koridoru”nu açmaya çalışan ve Suriye’ye ait Golan Tepelerinin işgalini genişletip Şam’a yirmi kilometre yaklaşıp “tehditler” savuran İsrail’e suskun kalan Colani yönetiminin her fırsatta İran’ı ve Hizbullah’ı hedef alması çarpıklığının amacı bir defa daha açığa çıkıyor. 

SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ TEFRİKA TERTİBİ…

Aslında Suriye’nin kuzeyinde Fırat’ın doğusunda Türkiye’nin yanıbaşında, ülkenin su, petrol-enerji kaynaklarıyla verimli arazilerinin yüzde 80-85’ini ihtiva eden toprakların yüzde 30-40’nı kontrolünde tutan ve petrol yönetiminin yüzde 50’sini isteyen, peşinen terörist başının “silahı bırakma” çağrısını reddeden ABD ile İsrail’in silahlandırıp her türlü lojistik desteği verdiği emperyal ecnebilerin bölgedeki baş işbirlikçileri ve taşeronları PYD/YPG ile “koridor devlet”in zeminini oluşturan “özerklik-otonomi anlaşması” yapan Colani ve yönetiminin Alevî-Nusayrî saldırısı, ağababaları küresel emperyal işgalcilerin Suriye’yi etnik ve mezhebi iftiraklarla bölüp parçalama tefrika fitnesine alan açma tertibi olduğu ortada.

HTŞ yönetimi ve Ankara’dakiler her fırsatta “provokasyon”dan bahsediyor; ancak “provokasyon”un yönetime bağlı radikal örgütlerin operasyonlarıyla yapıldığı gerçeği saptırılıyor.

Belli ki Fas’tan Afganistan’a 22 İslâm ülkesini bölüp parçalama maksatlı “Genişletilmiş büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi BOP”la bölge ülkelerini İsrail’e karşı dilimleyip ufaltmakla ifna etme stratejiyle Batılı emperyal mihrakların dünyanın dört bir yanından devşirerek türettiği, militanlarının önemli bir kısmı Türkiye üzerinden Suriye’ye yığdığı radikal örgütlerin istimaliyle Irak’tan sonra Suriye’nin üçe hatta dörde taksimini esas alan “Amerikan -İsrail projesi” uygulanıyor.

2011’den bu yana on üç yıldır Amerikalı Philip Gordon’un çizdiği ve İsrail Savunma eski Bakanı Moşe Yaalon’un deşifre ettiği “Suriye’nin federalizmle ‘Alevistan, ‘Kürdistan’, ‘Dürzistan’la en az üçe bölünmesi “ifsad planı”na uygun olarak Şam ve çevresinde ABD ile işgal ortaklarının palazlandırdığı HTŞ’ye “Arap-Sünnî devleti”, Suriye’nin kuzeyinde ABD ve İsrail’in “maşası” “PYD/YPG devleti”, ülkenin güneyinde İsrail’in güdümündei “Dürzî devleti”ne zemin hazırlanıyor.

TAŞERON ÖRGÜTLER ÜZERİNDEN…

Ve “tefrika fitnesi ateşi”nin kıvılcımlarının Suriye ile Irak’ı da içine alan alanda Doğu Akdeniz’den Basra Körfezi’ne topyekûn bölgeya sıçratılmasıyla baş gösteren kargaşada “Nil’den Fırat’a” diye tabir edilen, Suriye’nin bütününü, Irak’ın büyük bir bölümünü ve Türkiye’nin güneydoğusunu içine alan “arz-ı mev’ud vaad edilen topraklar)” perdesinde “büyük Siyonist İsrail”e ortam oluşturuluyor.

HTŞ’lilerin camilerde yaptıkları kışkırtıcı söylemlerle, atadıkları mezhepçi Emniyet Müdürlerinin, güvenlik güçlerinin örgütçü tahrikleriyle kavgayı kışkırtmaları bundan. Bundandır ki HTŞ militanlarının Alevîlere yönelik son katliamı, Colani-Şara yönetimine gitikçe artan güvensizlik ve siyasi tarafgirlik yüzünden ülkedeki silahlı gruplar -kendilerini korumak sâikiyle- bir türlü silah bırakmıyor.

Neticede, daha baştan “ABD’yi, İngiltere’yi, Batılı emperyal güçleri karşıma alamam” diyen Colani’nin Şara olarak da PYD/YPG’nin üzerine gid(e)meyip Lazkiye-Tartus hattında olayları ateşlemesiyle “mezhebi tefrika” provokasyonu alevlendiriliyor. Ecnebilerin uhdesindeki terör örgütleri üzerinden Suriye de içsavaşla “Afganistan” durumuna düşürülmek isteniyor. Bu karışıklıkta İran’ın tasfiyesi, ardından Türkiye’nin “hedef” alınmasının önünün açılmasının önü açılıyor.

Bu bakımdan, HTŞ yönetiminin başta Alevîler olmak üzere bütün Müslüman unsurları hatta Hıristiyanları ve Dürzîleri “Suriye vatandaşlığı” temelinde kucaklayıp Suriye halkını ABD ve İsrail’e yem etmeme, tefrika arenasına itmeme toparlayıcılığıyla bütün Suriyeliler arasında dengeyi sağlama yerine, emperyalist ülkelerin ülkeyi bölüp taşeron örgütler üzerinden başta İran ve Lübnan olmak üzere Müslüman komşu ülkelerle çatıştırma kumpasına gelmemesi gerekiyor.  

Özetle, komşu Suriye’nin de küresel emperyal işgalcilerin hegemonyalarıyla İsrail’in bölgedeki egemenliği hesabına “tefrika ile ifna projesi” devrede; bunun temrinleri yapılıyor. 

Yazık, çok yazık…

Okunma Sayısı: 1570
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Gülhan

    13.3.2025 16:38:56

    Şara'yı sevemediniz gitti. Adam daha ne yapsın.

  • Gülhan

    13.3.2025 16:33:41

    Hüseyin İlhan bey, yahudi cesaret ödülünü almış olsa da bundan daha ehveni şer bir lider şu an ortada yok. Halk partisine ülkeyi teslim etmekten daha evladır Erdoğanın başkanlığı. Demokrat parti iktidarı ele alana kadar ehveni şer ülkemiz için en hayırlısıdır.

  • Mehmet Kaşlıoğlu

    13.3.2025 16:06:12

    Muğlak,müşkil,müşevveş ve müthiş bir mesele.Beşer bu meselede zalûm mertebesinde.Esbap külliyen sukut etmiş bir halde.Masûm ve mazlûm bir vaziyetteki Suriyeli kardeşlerimiz imtihan-ı azîm içinde.Mazide irtikâp ettikleri günah-ı kebirelerin bedelini Kader-i ilahî böyle tahsil ediyor.Allah affetsin; bir zamanlar Şam,Halep ve sair bazı şehirler sefahatin hâkim olduğu mahallerdi.Uzun müddet isyan ve tuğyanla istikzar eden mübârek topraklar buna tahammül edemedi;Cenab-ı Hak harp ateşinin suyu ile bir nezafet yaptı.Binlerce şüheda kanı ile günahkar bir cemiyetin manevî kazuratını tathir etti.Şimdi tazarrû ve niyaz ile günah ve hatiattan tövbe-i nasuhla gusül alma zamanı." La ilahe illa ente subhanek.Inni kûntu minezzalimîn.

  • Ömer

    13.3.2025 13:48:35

    Özetle, komşu Suriye’nin de küresel emperyal işgalcilerin hegemonyalarıyla İsrail’in bölgedeki egemenliği hesabına “tefrika ile ifna projesi” devrede; bunun temrinleri yapılıyor. Yazık, çok yazık…uyan Türkiye’m!! Gerçekleri görmek istemeyen, hep başka yerlerde gezip dolaşıyor. Kaleminize sağlık tebrikler👏👏👏🌅

  • Hüseyin İlhan

    13.3.2025 12:36:39

    Bir müslüman olara değil islam beldesinde,ecnebilerin ülkesinde dahi masumların katlinden yüreğim ağlar.Ancaak YAHUDİ CESARET ÖDÜLÜ neden verildi diye sordum soruyu ,cevabını ne alan ne de onun gönüllü avukatları veremiyor. Bir kez daha soruyorum o ödül ne yapıp da hak ettiği için verilmiştir. Keza yine BOP RŞBAŞKANI olarak vazife verenelrin gayeleri ne idi,bize nasıl aksettirildi,netice şu anki tablo olduğuna göre bizlerin mevcut hali zikretmemiz,gelecek için ikaz ve ihtarda bulunan düşünceleirmizi paylaşmamızdan neden rahatsız olunuyor. Üç maymunu oynamak mı müslümanın vazifesi,yoksa efendimiz SAV'min buyuduğu gibi'müslüman aynı delikten üç defa kendini ısırttırmaz,ikaz ve ihtarı mucibince vazifemizi yapmamızmıdır. Size hatalı ürün satan birini söyleyip,aldanmanızı önlememiz iyi mi,kötü mü.

  • Mustafa

    13.3.2025 06:46:12

    Yazılarınızı dikkatle takip etmeye çalışıyorum araştırmacı ve hakkaniyetli yazılarınızı çok başarılı buluyorum tebrikler 👏👏👏 Allah 'a emanet olun

  • HÇeşitcioğlu

    13.3.2025 05:49:44

    “Eğer Alevilere dönük şiddet eylemlerine karşı ilk günden net bir tepki konulmaz ise Suriye uzun ve kanlı bir iç savaşa daha sürüklenebilir. Dün Sünni masum sivillere olanın bu sefer Alevi masum sivillere olması ise acıları daha da derinleştirir. Bugün itibariyle olayların nispeten durulmuş olması sevindirici. Ama İran’ın ve Esad’dan kalan Nusayri çetelerin bu kanın durmaması için ellerinden geleni yapacaklarını akıldan çıkarmamak gerek. Yaşanan her provokasyondan sonra Şam’ı ve ona destek veren Ankara’yı mezhepçi bir dille hedef alıp mahkûm etmenin hatta mağlup ve mesul ilan etmeye çalışmanın ise rasyonel bir zemini yok. Hele de bunu yapanların son 13 yılda yaşanan cinayetler karşısında nasıl utandırıcı bir sessizliğe gömüldükleri hatırda iken.”

  • Said Yazar

    13.3.2025 05:38:02

    Tebrikler harika bir yazı olmuş emeğinize sağlık

  • Abdurrahman

    13.3.2025 05:12:08

    Neden hep olaya tersten bakıp umutsuzluk pompalıyorsunuz, sanki işin kötü olması için çabalıyorsunuz, olaylara siyasi bakmayın

  • S.topuz

    13.3.2025 02:15:39

    "Evet menfî milliyetin, tarihçe pek çok zararları görülmüş. Ezcümle: Emevîler bir parça fikr-i milliyeti siyasetlerine karıştırdıkları için, hem âlem-i İslâmı küstürdüler, hem kendileri de çok felâketler çektiler. Hem Avrupa milletleri, şu asırda unsuriyet fikrini çok ileri sürdükleri için, Fransız ve Alman'ın çok şeametli ebedî adavetlerinden başka; Harb-i Umumî'deki hâdisat-ı müdhişe dahi, menfî milliyetin nev'-i beşere ne kadar zararlı olduğunu gösterdi. Hem bizde ibtida-i Hürriyet'te, -Babil kal'asının harabiyeti zamanında "tebelbül-ü akvam" tabir edilen "teşa'ub-u akvam" ve o teşa'ub sebebiyle dağılmaları gibi- menfî milliyet fikriyle, başta Rum ve Ermeni olarak pekçok "kulüpler" namında sebeb-i tefrika-i kulûb, muhtelif milletçiler cem'iyetleri teşekkül etti. Ve onlardan şimdiye kadar, ecnebilerin boğazına gidenlerin ve perişan olanların halleri, menfî milliyetin zararını gösterdi." Bediüzzaman Said Nursî, Mektubat - 323

  • Rafet

    13.3.2025 02:14:21

    Keşke şu konuda yazmayı bıraksanız..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı