AKP iktidarının, “tek kişilik otoriterliğin” “bölgesel federasyon tefrikası”na alan oluşturan “tampon bölge”ye teşne olduğu her haliyle sırıtıyor.
Zira her ne kadar daha sonra “böyle bir şey yok, benden duydunuz mu?’’ dese de, Cumhurbaşkanın Başbakan olarak Kanal D ile CNN Türk ortak canlı yayınında “Eyalet yapılanması güçlenme alametidir. Güçlü Osmanlı’da Lazistan eyaleti var, Kürdistan eyaleti var. Güneyde başka eyaletler var. Amerika’ya bakıyoruz, coğrafi ‘Teksas eyaleti’ diyor, ‘Florida eyaleti’ diyor” çıkışı kayıtlarda. (artıgerçek, 13-14 .4.2017; AA, gazeteler, 29.2.13)
Keza “Musul ve Kerkük’ü de içine alacak şekilde Kuzey Irak’ta ‘tampon bölge’ uygulamasına geçilmesi için gerekli yasal düzenlemelerin yapılabileceği” demeçleri, bölge ülkelerini parçalayan “federasyon” kumpasına ram olunduğunu ele veriyor. (a.g.g.,15.1.24)
Bu durum, ABD ile İngiltere’nin işgaliyle Irak’ın etnik-mezhebî iftirakı aktörlerinden Talabani’nin seslendirdiği “Ortadoğu Birleşik Devletleri” paravanındaki Türkiye’yle bölge ülkelerini “hedef” alan “federatif plân”ın parametrelerini ortaya koyuyor.
BİR “AMERİKAN-İNGİLİZ PROJESİ”
Cumhurbaşkanı’nın, saplanılan “Suriye politikası”yla -daha Eylül 2016’da- New York’ta Türken Vakfı’nda “Biz yıllardır Suriye’nin ülkemiz sınırları boyunca bir alanı uçuşa yasak alan ilân ederek ‘güvenli bölge oluşturalım’ diyoruz” açıklaması, i “tampon bölge” tuzağına geldiğinin açık ikrarı olmuştu. (Abdullah Karakuş, Milliyet, 24.9.16)
Bundandır ki Genelkurmay eski Başkanı Büyükanıt, -16 Mart 2007’de- “1991 yılında Irak’ta 36. paraleli çizip, ona destek vererek, Kuzey Irak’ta bugünü oluşturduğumuz bir gerçektir. Yaptığımız hataları başkasına yükleyemeyiz” diye yakınmıştı.
Şimdi de Cumhurbaşkanı’nın “Suriye’nin kuzeyinde 30 km derinlikte Türkiye’nin kontrolünde diğer ülkelerin lojistik destek vereceği ‘tampon bölge’ planının tamamlanması aşamasına geçildi” iddiasının aksine, 378 km’lik sınırda Kuzey Irak’ın Irak’tan koparılması gibi 911 km’lik sınırda emperyallerin “vekâlet savaşı”nda maşa olarak kullandıkları IŞİD’den PYD/YPG’ye taşeron örgütlerle Suriye’yi de bölme projesi uygulanıyor. (AA,16.3.16)
Hâsılı, “tampon bölge”yle “Ortadoğu Birleşik Devleti”ne zemin hazırlanıp Türkiye ile Ortadoğu’daki Arap ve İslâm ülkeleri arasında “Batılı koalisyon”un uhdesinde oluşturulacak bir “federatif yapı”nın “Amerikan-İngiliz-İsrail projesi” olduğu ortada. (Wall Street Journal, 1.2.19)
Vahim olan, Birinci Dünya Savaşı’nda İsrail’i kurdurma hesâbına Ortadoğu’daki Müslüman ülkeleri taksim eden -1916’daki- İngiliz-Fransız mâmulü menhus “Sykes-Picot anlaşması”nın devamı olan; Bediüzzaman’ın “âlem-i İslâma ve Kur’ân’a müthiş bir suikast plânı” diye takbih ettiği “gaddarâne Sevr Muâhedesi”nin (Kastamonu Lâhikası, 17; Şuâlar, 619) yeniden hortlatıldığı menhus “tefrika tuzağı”na Türkiye’nin bile bile düşürülmesi; Ankara’dakilerin göz göre göre küresel ecnebilerin emperyal oyununa gelmeleri…
Peki neden?