"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yine orman yangını, yine vahamet!

Cevher İLHAN
29 Temmuz 2025, Salı
Ülkenin dört bir yanında binlerce hektarlık ormanı yakan, şehirlere, yerleşim birimlerine sıçrayan, mahallelerin, onlarca köyün yandığı orman yangınlarının günlerce söndürülememesi fiyaskosu siyasî iktidarın iflasının ifşası.

Son Eskişehir yangınında yangının ortasında kalıp mağaraya sığınan yirmi dört orman çalışanı ve gönüllüden onunun can vermesi yeterli tedbirlerin alınmadığının açık göstergesi.

Günlerce devam eden Bursa ve Karabük yangınlarında açığa çıkan haliyle ilgili Bakanların her defasında “Kontrol altına aldık” söylemleriyle ormanları kül eden ve bazı bölgelerde yanacak bir ağaç kalmayıncaya veya denize, göletlere, kanallara, ormansız bölgelere dayanıp kendiliğinden durunca kadar süren yangınları saymaları vakıayı ele veriyor.

FELÂKETE DÖNÜŞEN İHMALLERİN İKRARI!

Görünen o ki binlerce orman muhafaza memuru ve çalışanı kadrosu boş dururken, belli başlı eğitim merkezlerinin de kapatılmasıyla işe alınan çalışanlara da ormanları koruma eğitimi verilmemiş. Orman yangınlarında hassas alanda bulunan ve orman köylerinin başta geldiği 23 bin köy âdeta devre dışı bırakılmış. Araç, teçhizat, malzeme yokluğu ve eksikliği ise üzerlerinde yangına dayanıklı kıyafet bulunmayan işçilerin maskesiz kısa kollu tişörtlerle, eksik ekipmanla korunaksız durumda yangına müdahale etmeye çalışmalarıyla ortada.

Ancak en büyük tedbirsizlik, yine yangın söndürme uçağı-helikopteri yetersizliğiyle, özellikle gece görüşlü uçakların-helikopterlerin olmamasıyla açığa çıkıyor. Resmî rakamlarla 2023’te 15.5 bin hektar, 2024’te 27 bin hektar ormanın yanması ve daha şimdiden yanan ormanların ikiye katlanmasına karşı sayıları 21 ya da 23 olduğu söylenen söndürme uçağı ve helikopterine yıllardır bir tekinin eklenmemesi bunun bariz göstergesi.

Nitekim Bursa yangınlarında “vatandaşların gece görüşlü söndürme uçağı ve helikopterinin havalanmadığı” sorularına, her orman yangınında “rüzgârın yön değiştirdiği”nden bahseden Orman Bakanı’nın “hava karardığı için yangına havadan müdahale edilemiyor” ifadesi felâkete dönüşen vahametin açık ikrarı, (gazeteler, 27.7.25)

Daha üç sene önce dönemin AKP’li Orman Bakanı’nın 10 tane gece görüşlü yangın uçağı alacağız, Temmuz’da devreye girecek” vaadine mukabil Bakan’ın “cebimizde uçak, arazöz yok, bir yerden bir yere gidene kadar hele bir de rüzgâr varsa sizin onu kontrol altına almanız saatler alıyor” tepkisiyle açıkça “gece görüşlü uçağımız yok” demesi bunca yıldır yangınlara müdahale edecek uçakların alınmamasının, ihmalin, tedbirsizliğin resmen itirafı.

İKTİDAR, YETERSİZLİKLERİ SORGULATMIYOR…

Bundandır ki Saray iktidarının “aparat” haline getirdiği yargıyı “tâlimatlandırması”yla siyasî rakiplerini tasfiye maksatlı bir tek 19 Mart operasyonlarının, döviz rezervlerindeki erime, dış borç yükü, hazine zararı ve şirket değer kayıplarının zararıyla ekonomiye 143 milyar doları aşan mâliyetle, bir başka hesâpla hebâ edilen 160 milyar dolarla dünyanın en iyi yangın söndürme uçaklarından üç bin adet alınabileceğine dikkat çekiliyor.

Keza Sarayın hava filosunda yüz milyonlarca dolarlık 14 adet lüks VIP uçağından birinin satılmasıyla 500 milyon dolarla en az 100 yangın söndürme uçağının, 50 adet tanker uçağının alınabileceği belirtiliyor. Bir tek “kur korumalı mevduat”a 1.2 trilyon hebâ edilirken, Orman Genel Müdürü’nün açıklamasıyla ormanları koruma ve geliştirme için bütçeye 32 milyar lira konulurken, faize sadece 250 milyar lira ödenmesindeki garabet nazara veriliyor.

Yine resmî beyanlarla bu yılki orman yangınlarının 166’sının yüz milyarlarca lira rantın peşkeş çekildiği “yandaş” elektrik dağıtım şirketlerinin ormanlardan geçirdikleri hatların bakımını, onarımını ve zemin temizliğini yapmadıkları suçu sorgulanmıyor. Muhalefetin Meclis’te verdiği bütün araştırma önergeleri “iktidar cephesi”nce reddediliyor, tedbirlerin yetersizliği sorgulatılmıyor…

Neticede, “ormanların korunması”, yangınlara karşı tedbirlerin alınması için de öncelikle ülkenin demokrasinin ve hukukun rafa kaldırıldığı “tek adam ucûbe otoriter istibdat rejimi”den kurtulup, demokrasinin, hukukun-adaletin, hak ve hürriyetlerin hâkim kılındığı “demokratik parlamenter sistem”e geçmesi gerekiyor.

En köklü tedbir bu.

Okunma Sayısı: 574
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cemil K.

    29.7.2025 10:47:42

    Kaleminize sağlık, tüm yazdıklarınızı alkışlıyorum, Tüm yazarlar sizin gibi öngörülü olmasını diliyorum. müsaadenizle ek olarak değerli tespitlerinize Fethullah gülene sempati duyanlarında yaz aylarında gözaltına alınması ekleyeyim... muhtemelen sizlinde aklınıza gelmiştir... okuyucu olarak bu de bir önlem önerisi diyelim

  • Salih baş

    29.7.2025 10:08:44

    En köklü tedbir bu değil sayın yazar reisi halife yapmaktır

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı