"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Görünmeyen dost kuvvetler (2)

Feyzullah ERGÜN
29 Mart 2020, Pazar 00:03
İnsan organizmasının savunma elemanlarından olan mikrobiyota topluluğu, bağışıklık sistemi ile çok yakın bir çalışma içerisindedir.

Bu çalışmalar bağırsakların iç yüzeyindeki hücrelerde gerçekleşmektedir. İkinci beyin olarak, olağanüstü bir nizam ve intizamla sürdürülen bu faaliyetlerin düzeni antibiyotik gibi yıkıcı maddelerle tahribata uğramadığı sürece, vücudun fizyolojik fonksiyonları sağlıklı bir dengede devam edecektir. Sağlıklı ve dengeli bir mikrobiyota, besinlerin organizmada en faydalı olabilecek şekilde sindirilmesini sağladığı gibi, bağırsakların düzenli çalışmasına destek olur. 

Mikrobiyotanın bağırsaklardaki faaliyetleri sonucunda “Bağırsak PH’ını 4-5 civarında asidik tutarak, daha alkali olduğunda burada yaşayabilecek mikroplar için, ortamı elverişsiz hale getirir. Faydalı mikroplarımızı kaybedersek bu bariyer zayıflar, aynen ülkenin sınırının savunmasız kalmasına benzer şekilde vücudumuz da istilaya uğrar ve aynı zamanda besinsiz kalır. Kansızlık, saç dökülmesi, tırnak kırılması, cilt kuruluğu, görmede bozukluk, halsizlik, kemik erimesi, yaraların geç iyileşmesi, diş eti kanaması, sık sık hastalanma gibi sonuçları olan vitamin-mineral eksikliğinin temel nedeni budur. Midemizde yeterince asidik bir ortam meydana gelmediğinde, ağızdan besinlerle aldığımız zararlı mikroplar da yok edilemez ve enfeksiyon yapma riski artar. Böylece SİNDİRİLMEMİŞ HER BESİN, HASTALIKLARA DAVETİYE ÇIKARIR. “4

İnsan organizmasının mikrobiyota ile ilk karşılaşması doğum ile başlar ve gittikçe artarak gelişir. Bağışıklık sisteminin gelişip güçlenmesi, mikrobiyotanın sağlıklı gelişmesiyle doğru orantılıdır. Zira bebeğin erken gelişim döneminde bu mikroplarla karşılaşması, daha güçlü bir bağışıklık sistemi için gereklidir. “1989 yılında Londra’daki St. George’s Üniversitesinde Halk Sağlığı uzmanı olan David Stratchan araştırmalarında ulaştığı sonuçlara göre ‘Erken dönemde mikroplara maruz kalmak, çocuğu ilerleyen yaşlarda astım ve alerji gibi konularda daha dayanıklı kılmaktadır.‘ Bunun yanında söz konusu temizlik olduğunda, bakterileri kökünden yok etmek, pek de iyi fikir değildir. Zira bakterilerin neredeyse %95’inin bize bir zararı bulunmamaktadır. Bazılarının çok ciddi faydaları bile bulunmaktadır. İyi mikroorganizmaların ayırım yapılmaksızın ortadan kaldırılması, bu bakterilerden faydalanacağımız birçok güzel şeyden mahrum kalmamıza neden olmaktadır. Yani bu minik canlıların iyisine de ihtiyacımız var kısmen de olsa kötüsüne de. Çünkü bu canlıların normal fizyolojimiz üzerine de çok büyük etkileri bulunmaktadır. Sağlıklı bir bağırsak, hayat için çok ama çok önemlidir. Sağlıklı bir bağırsak için de sağlıklı bir mikrobiyota gerekmektedir. “5 

Mikrobiyotayı meydana getiren mikroorganizmaların sayıları ve bazı mikrobiyolojik özellikleri düşünüldüğünde, İlahî kudretin ve ehadiyet sırlarının ortaya çıkan muhteşem görüntüleri, marifetullah a götüren hayranlık uyandırıcı deliller ve yol gösterici pusula benzeri vazife görmektedir. Mikrobiyota “Yaklaşık bir farklı tür, yedi binden fazla da alt tür olduğu ve nasıl ki etrafımızda bulunan insanlar birbirinden farklıysa, bağırsaklarımızda yaşayan 40 trilyon mikroorganizmanın hepsi de aynı değildir. Yani bağırsaklarımızda oldukça fazla mikroorganizma türü bulunmaktadır ve hiçbiri birbirine benzememektedir. Aslına bakarsanız mikrobiyotamız da PARMAK İZİMİZ ya da beynimiz gibi tam anlamıyla bize özel bir yapıdadır. Öyle ki aynı rahmi paylaşıp gelişen tek yumurta ikizlerinde bile mikrobiyota açısından fark söz konusudur. “6  Kâinat ağacının değerli bir meyvesi olarak, Cenab-ı Hakk’a (cc) muhatap olabilecek kabiliyette yaratılan insana verilen değer çerçevesinde, vücudunu koruyacak mikrobiyota ve bağışıklık sistemlerini yan yana ve iç içe yerleştirerek, hayatın düzenli şekilde devamını İlahî kudretin kontrolünde sürdürülmesi sağlanmıştır. Böyle harika sistemleri bir insanın yönetip, yürütmesini yüklenemeyeceği ortada iken, haddini aşarak yanlış düşüncelere sapan bazı insanların “Bu hayat benim, istediğim gibi yaşarım.” diyebilmelerinin mantıksızlığı da açıkça görülmektedir. 

İlahî kudretin sonsuz enerjisiyle, insan organizmasındaki faaliyetlerini sürdüren sağlıklı mikrobiyotada bakteri çeşitlerinin fazla oluşu, sağlıklı bir vücudun önemli bir göstergesidir. Vücut sağlığımızda önemli fonksiyonlar icra eden mikrobiyotanın desteklenmesi ve güçlendirilmesi için gerekli gıda maddeleri ve yaşam tarzı değişikliklerinin bilinmesi ve hayata kazandırılması, sağlıklı hayat standardını da yükseltecektir. 

SAĞLICAKLA KALIN. 

Dipnotlar:

4) Elif KAYA, age. s.43 . 5) Dr. Serken KARAİSMAİLOĞLU, age. s.172 . 6) age. s.190        

Okunma Sayısı: 2351
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı