Beslenme ihtiyacının karşılanmasında, kesin ve net ayar Abese Suresi 24. Ayetinde bulunmaktadır: “Öyleyse insan, yiyeceklerinin kaynağına bir baksın.” buyurulmaktadır. Bu uyarının devamı olarak 32. Ayette: “Sizin için ve hayvanlarınızın beslenmesi için…” buyurularak, hayatın sürekli yenilenmesi gerçekleşirken, yanlış işlemler sonucu, sağlıklı hayatın sürdürülebilmesi için gereken, sağlıklı ve yaradılış kanunlarına uygun gıdaların önemine dikkat çekilmektedir. Burada insan ve hayvanların beslenmesinin birlikte anılması, sizin olduğu kadar hayvanlarınızın da, sağlıklı ve temiz gıdalarla beslenmesi hatırlatılmaktadır. Zira, hayvanların da sağlıklı ve fıtrata uygun olmayan yemlerle beslenmesi, hayvansal kaynaklı gıdaların insan organizmasına bütün olumsuzlukları taşıyacağını ve çeşitli hastalıklara neden olacakları, önemle vurgulanmaktadır.

İnsan organizmasına güç kaynağı olmak üzere, İlâhî ikramlar olarak ihsan edilen gıda maddelerindeki hesaplanamayan bolluğun, minnet ve şükür duygularıyla karşılanması, aynı zamanda bu gıdaların elde edilişi ve iç yapılarının önemle araştırılmasının maddî-manevî hayatın temel şartı olduğu öngörülmektedir. Zira, besin kaynaklarının genetik ve kimyasal yollarla değişimlere uğratılması sonucunda, insanların beslenme ihtiyacı karşılanamayacağından, GİZLİ AÇLIK tahribata başlayarak, hayatî fonksiyonların çöküşünü hızlandıracaktır. Yaşam kalitesini bozan kimyasal katkılı ve besleyici değerleri olmayan, işlenmiş endüstri ürünleri Ğaşiye Suresi 6 ve 7. Ayetlerinde açıkça tarif edilmektedir: “Hiçbir yiyecekleri yok kuru dikenlerin acılığından başka, NE BİR GÜÇ VEREN NE DE AÇLIĞI GİDEREN.” Organizmayı beslemeyen bu gıdalar, kuru dikenlerin acılığına benzetilerek sembolleştirilmiştir.

Besin değeri bulunmayan bu maddeler, yaradılış kanunları çerçevesinde değerlendirildiğinde, beslenmede temel ihtiyaçları karşılanamayan toplumların, özellikle de genç kuşaklarında sağlık-zekâ ve mental fonksiyon değerlerinde, olumsuz gelişmeler daha yoğun yaşanacaktır. Zira, sağlıklı, dengeli ve bilinçli beslenen toplumların entelektüel güçleri, yaşam standartlarının üstünlüğünde görülebilmektedir. Bundan anlaşılıyor ki, GİZLİ AÇLIK bir toplumun sosyal, ekonomik ve kültürel yönden ilerlemesine en büyük bir engeldir. Bu engel temel bir çözüm olarak uygulanacak, kendi kaynaklarımızdan işlenmemiş, katkısız besinlerle karşılanacak olan gerçekçi bir beslenme programıyla aşılabilir.

Besinlerin fabrikalarda, çoğu zararlı kimyasal madde karışımları ile lezzetlendirilerek, süslü ambalajlar içinde, besin değeri olmadığından gizli açlık sarmalında, potansiyel hastalık kaynağı olan yiyeceklerin, zararlı oldukları anlaşılmıştır. Açlık duygusunu bastıran, ama hücrelerin gıda ihtiyacını gideremeyen, boyalı-lezzetli kimyasal maddelerle işlenmiş, zararları daha sonra görülebilecek olan bu maddeler, KANSER başta olmak üzere kronik hastalıklara kaynak teşkil edeceğini konunun uzmanları, çeşitli yollarla duyurmaktadırlar. Organizmanın tanımadığı ve sindiremediği bu maddeler, hücre sağlığını ve fizyolojisini bozduğundan, SERBEST RADİKALLER denen zararlı atıkların birikmesi sonucu, yaş ilerledikçe üzüntülü hallerin yaşanmasına neden olacakları hiçbir zaman unutulmamalıdır.

Sağlıklı ve dengeli beslenme konusunda, yaşanan bilgi yetersizliği sonucu, toplumun okuma çağındaki genç kuşakların, her kademede çalışan insanlarla, yaşlı kesimin simit, pasta gibi unlu maddelerle ve boyalı yapay içeceklerle güne başlamaları, diğer öğünlerde de bu türden beslenmeleriyle okullardaki başarı oranlarını, iş hayatındaki verimi ve huzurlu hayat standardını olumsuz etkileyeceğinden, başarısızlıkla birlikte, çeşitli hastalıklarla karşılaşılabilecektir.

SAĞLICAKLA KALIN.