“Bediüzzaman’ın görüşlerini son derece önemli buluyorum. Getirdiği öneriler müthiş bir düşünce ortamının yerleşmesine vesile olacak, demokrasi ve sivil anlayışını sağlayacak, kardeşliğin ve barışın olduğu bir anlayışın yeşermesine vesile olacaktı. Çok eza ve cefa gördü. Gelinen noktada ne kadar haklı olduğu ortaya çıktı.”
“Bugün ben dahil Said Nursi gibi değerleri öğrenemediysek bu sadece bizim kusurumuz değildir. Hafızasızlaştırma politikalarının başarısıdır. Gerçek açılım, demokratik çözüm için Risale-i Nur’un referans gösterilmesidir.”
“Said Nursi’nin bende çağrıştırdığı en belirgin husus, dinden devlete kadar hayatın her alanında egemen ve muktedirlerin statükosuna bir gün bile baş eğmeyen ve onu veri kabul etmeyen bir dava adamı olmasıdır.”
“Kürtler dünyanın en dindar halkıdır. Büyük alimler yetiştirmiş bir halktır. Said Nursi Hazretleri Kürtlerin gururudur.”
“Bediüzzaman’ın külliyatını okudum diyemem ama ilgiliyim, bir sürü şeyini okudum. Çok net bir duruşu var. Etkileyici bir yaşam tarzı var. Yazdıklarından çok yaşamı, mücadeleci kişiliği mirastır.”
Üstad Bediüzzaman ile ilgili bazı HDP’li milletvekillerinin geçmişte dile getirdikleri, nazarlara verdiğimiz sözlerinden ve beyanlarından dolayı malum çevrelerin saldıracaklarını biliyorum.
Zaman zaman “Bakın gördünüz mü Yeni Asya kimlerin yanında yer alıyor?” gibi taarruza geçeceklerini de biliyorum. Ama olsun... Biz her zaman ve her meselede olduğu gibi hakperestliğimizin bir gereği olarak hakkı ve hakikati kim söylerse söylesin ifade etmeyi prensip edinen kişiler olarak doğruları hatırlatmaya devam edeceğiz.
“Hüsn-ü zan, adem-i itimat..” düsturu çerçevesinde; dile getirilen sözlere ve beyanlara dikkat eder, onları temkin ile karşılar, mihenge vurur, ölçülerimize ve prensiplerimize uygun ise alır; değilse kimden gelirse gelsin ona karşı çıkar, onu iade ederiz.
Bazılarının yaptığı gibi; bizden olan, bizim gibi düşünen sevdiklerimizin ağızlarından çıkanları ölçüye vurmadan, doğru-yanlış ayırımı yapamadan kabullenmek; âdetimiz olmadı ve olamaz. Toptancı anlayışla ve bakışlarla insanları değerlendirmek gibi bir alışkanlığımız olmadı.
Fena ve fani insanlardan da bazen doğru sözler ve beyanlar olabileceği gibi; çoğu zaman doğru yerde duran şahsiyetlerin de bazen bilerek veya bilmeyerek; tasvip etmemiz mümkün olmayan ifadeleri olabilir.
Kısaca doğru olanı, hakkı ve hakikati kim söylerse söylesin ona taraftar olmayı; yanlışları da kim söylerse söylesin karşı çıkıp reddetmeyi, kim ne derse desin prensip edinmiş olarak yolumuza ediyoruz.